Son bir kaç yıldır Antalya’nın lüks otellerinde isim yapmış ünlü sanatçıların gelip yüksek bilet fiyatlarına konser vermeleri artık alışıla gelmiş bir konu. Kimisi bu duruma çok kızgın, kimisi ise konserlerin tadını çıkartıyor. Bodrum’da ise bu pek sık rastladığımız bir durum değil. Bodrum mekanları genellikle uluslararası dj’leri ağırlar. Canlı konserleri genelde yerli sanatçılar verir.
Robbie Williams’ın Bodrum’a geleceğini duyduğumda karışık duygular içindeydim. Kendisini yıllarca çok severek dinledim ama hayatımın bu döneminde konserine koşarak gider miydim açıkcası emin değildim. Eskisi kadar popüler miydi gerçekten? Yine de dayanamadım, “Williams Türkiye’ye kadar gelmişken Feel ve Love Supreme’i ondan dinlememek olmaz” diye düşündüm ve böylece hafta sonu için planladığım Bodrum seyahatimi bir gün erkene çektim.
Bir itiraf daha. Konsere giderken Williams’ın performansından ne beklemem gerektiğinden emin değildim. Ultra lüks bir otelde ve ağırlıklı olarak otel müşterilerine şarkı söylerken enerjisi nasıl olacaktı? Samimi olmak gerekirse böyle dünyaca ünlü starların bu konserleri sadece para için kabul ettiklerini düşünmüşümdür hep. Belki biraz da ön yargıyla gelip şarkılarını söyleyip enerjileri ve duyguları konusunda çok cömert olmayacakları fikrindeydim. Robbie Williams bir an bile öyle yapmadı.
Williams 90’lardan beri hayatımızda
Sahneye çıktığı andan itibaren samimi ve içten tavırlarıyla izleyenlerin enerjisini hızla yükselti. Bir iki şarkı söyledikten sonra, seyirciyle sohbet etmeye başlayan Williams önce kendini tanıttı “Ben Robbie Williams, beni tanıyor musunuz? Öyleyse sizi 30 yıllık kariyerimin geçmişine götürüp, size bu akşam eğlencenin ne olduğunu göstereceğim” dedi.
Ekranda misafirlere gösterilen, 16 yaşında çektiği ilk klibin görüntüleriyle dalga geçen Williams, Take That grubuyla çıkışlarından bahsederek ve o dönemden şarkılar söyleyerek benim gibi 90’larda büyüyenleri gençlik yıllarına götürdü.
“Eşimle ilgili her şeyi çok seviyorum... dolayısıyla Türkiye’yi de”
Take That grubundan atılmasını esprili bir dille anlatan Williams yıllarca gördüğümüz ‘bad boy’ imajının aksine neşeli, sağlıklı ve enerjik tavrıyla ‘ailemizden biri’ gibi hissettiriyordu. Williams bunu doğrulamak ister gibi seyircilerle hayatının en mutlu dönemini yaşadığını ve onu çok sevdiğini paylaştı. Gençken ‘asla evlenmemek’ ve ‘çocuk sahibi olmamak’ gibi iki kuralı olduğunu şimdi ise evli ve dört çocuklu olarak çok mutlu olduğunu ekleyen şarkıcı bunun üzerine “Love my life” şarkısını söyledi.
2010 yılından beri evli olduğu, yarı Türk olan Ayda Field ile ilgili her şeyi çok sevdiğin söyleyen sanatçı, Türk kökenlerinden büyük gurur duyduğunu belirttiği eşi sebebiyle Türkiye’yi çok sevdiğini anlattı. Eşinin yıllar önce, konserin gerçekleştiği gün olan 17 Ağustos tarihinde kaybettiği babası Haldun’u anan Williams, bir baba olarak çocukları için mümkün olduğunca uzun ve sağlıklı yaşamak istediğini de ekledi. Kayınpederi için “Angels” şarkısını söyleyen Williams o sırada çocuklarının yaz okulu için İsviçre’de olan eşi Ayda’yı sahneden görüntülü olarak aradı.
Türkiye’de ilk defa konser veren ve yaklaşık 1,5 saat sahnede kalan Williams seyircilerle iletişimi hiç kesmedi. Onlara sorular soran, laf atan Williams, Hakan isimli bir izleyiciyle uzun uzun şakalaşarak kalabalığı güldürdü.
Fiyatlar yüksek ama alan dopdolu
Robbie Williams’ı sahnede izlemek için Bodrum’da Lujo Otel’de en az üç gün boyunca konaklıyor olmak gerekiyordu. Dışardan girmek isteyenler konseri 17 bin 600 TL’den başlayan fiyatlara ayakta, ya da 35 bin Euro’ya gruplara ayrılan localarda ikramlar ve özel bir servis eşliğinde izleyebiliyorlardı. “Günlerdir herkesin aklındaki soru “Bu fiyata kim gelebilir ki?” olsa da, konser alanı ve tüm localar yerli ve yabancı misafirle doluydu. Sanılanın aksine tüm izleyiciler Rus ve Arap değildi. Türk izleyecilerin ağırlığı hissediliyordu. Normal şartlarda stadyumda çok geniş kitlelere şarkı söyleyen sanatçıların özel otellerde daha küçük gruplara şarkı söylemesinin maliyeti de ona göre olduğu konuşuyor. Zaten kanımca bu şovları normal bir konser gibi değerlendirmek doğru olmaz, bu organizasyonlar sonuçta zaten çok lüks bir hizmet sunan otellerin öncellikli olarak misafirlerine sundukları bir ayrıcalık. Ama keşke Williams hazır gelmişken, bugün de İnönü Staydumu’nda, dünyanın her yerindeki gibi standart bilet karşılığında bir konser daha verseydi.