30 bin kişiyle Forsa söylemek umut verdi
Beren Saat / Oyuncu
Pandeminin bitişi, İstanbul’un uyanışı ve müziğin hep bizden yana olan rüzgarı sayesinde, uzun süredir hissedemediğimiz aidiyet duygusuna teslim olduğumuz kolektif bir meditasyondu bu konser.
Dünya Yalan Söylüyor albümü 20’li yaşlarımda bana çok kez yol arkadaşlığı yapmıştır, her şarkıya
coşkuyla eşlik ettim. Forsa’yı 30 bin kişiyle beraber söylemiş olmak beni çok umutlandırdı.
Güneş gibi doğdu, tüm aküleri doldurdu
CAN Kazaz / Müzisyen
Bu konserden önce, yalnız olmadığıma kendimi ikna etmek için çok çaba sarf ettiğim bir süreçteydim. Sıklıkla da umutsuzlaşırdım. Malum, memleketimizin toplum yapısı sistemli şekilde dönüştürülüyor, özellikle de İstanbul’un. Yalnız hissedelim, birbirimizden izole olalım diye. Dolayısıyla bu konserin on binlerce insanı, aynı amaç için bir araya getirebilmiş olması; tüm bu umutsuzluk, sistemli dışlanma, yabancı hissettirme döngüsünü kırma sembolümüzdür artık. Bu politik iklimde bunu sevgi ve sanatla başarmaktan daha müthiş ne olabilir ki?
“Biz” olma hissinden daha kuvvetli çok az şey biliyorum. O gün bu hissi iliklerime kadar yaşadığım için defalarca gözlerim doldu, tüylerim ürperdi. Tam da üretim enerjimin ve sabrımın tabanındayken, bu konser bir panzehir olmuştur bana. İlham dünyama güneş gibi doğup tüm akülerimi yeniden doldurmuştur. Öyle bir enerjiyi daha nasıl tarif eder insan bilmem…
Hislerim: Hayranlık, yalınlık ve umut
Canan Dağdeviren / Bilim insanı
Uzun zaman sonra yeniden sosyalleşmenin güzel örneklerinden biriydi. Hayranlık, yalınlık, umut ve enerji bu konserdeki hissimin bileşenleridir. Yasakların, ötekileştirmelerin, yaşam zorluklarının bir kenara bırakılıp birkaç saatliğine stratosfere ulaşma haliydi, bu konser. Emeği geçen her bireye candan sevgiler gönderiyorum.
Konser esnasında ve sonrasında yaşları fark etmeksizin herkesin aynı rezonansta eğlenmesine şahit olmak tarifsizdi ve görülmeye değerdi. Müziğin birleştirici gücünü bir kez daha tecrübe etmek güzel bir histi. Yıllar sonra torunlarıma anlatacağım anı listesinde bu konserin yer aldığını da belirtmek isterim :)
“Dokunsan ağlayacak gibiyim” şeklinde geçti
Kenan Doğulu / Müzisyen
Sadece orada olma kararı bile ortak bilincin sorgusuzca liderlik ettiği bir heyecandı. İstanbul ve çevresinden gelen on binlerce insan sıkışmışlığın, daralmışlığın, kırılmışlığın, kayıpların, moralsizliğin ve görmezden gelinmenin üstüne hep bir ağızdan şarkılar söyleyip dans ederek; “Birlikteyiz, umutluyuz, beraberiz ve ne mutlu sağlıklıyız” dercesine, ahenk içinde harika bir konser yaşadı. Hayal ettiğimiz Atatürk Cumhuriyeti’nin yeni neslinin, klasik hitlerin ışığında önceki jenerasyonla bağ kurduğu tarihe geçmiş bir anı oldu. “Ben de oradaydım” denecek cinsten bir sosyal deşarj noktasıydı.
Her şeyden önce gurur duymanın verdiği o tatlı, “dokunsan ağlayacak gibiyim” ruh halinde geçti bütün konser benim için. Grup çaldıkça daha da iyi çaldı ve hiç bitmesin istedik. Yüz binlerce müzisyen ve ilişkili meslek sahibi kişi çok zor zamanlardan geçerken, pandemi ve sonrası yaşadımız her türlü zorluğa rağmen ayakta durmaya çalışan, riske giren ve bu konsere emeği ve desteği geçen herkese bir İstanbullu olarak teşekkür ediyorum. Zihnimde kalan tortu “Müzik birleştirir, iyileştirir”.
Bir grup iyi müzisyenin ‘hakikatli’ halleri
Görgün Taner / İKSV Genel Müdürü
Konserin üzerinden bir ay geçti, hâlâ konuşuluyor. Çünkü müzikal olarak zaten çok güçlü olan grup “bu devirde” stadyum konserine kalkışarak cesaretin ve umudun “kuvveden fiile” geçmesini sağladılar. Risk aldılar, başardılar.
Unutulmaması gereken, grup üyelerinin iyi birer müzisyen ve iyi insan olmalarının yanı sıra “hakikatli”, “vefakar” ve “içten” halleridir. Hep bir ağızdan istediğin şarkıyı söyleyebilmeyi, kalabalık ve yan yana durabilmeyi ve bunun olabildiğini hatırlattılar.
Yıllarca anlatacağımız büyülü bir geceydi
Selma Ergeç / Oyuncu
Sevgi, coşku ve umutla bir arada olmayı başarabildiğimizi gördük, hâlâ ve her şeye inat. Woodstock’u yaşamadım ama böyle bir duygu olsa gerek. Yıllarca anlatacağımız büyülü bir geceydi.
Geç kalmışlığın telaşıyla koşarak girdim, Uyan’ın nakaratıyla. Olağanüstü müthiş bir kalabalık ve en sevdiğim grup İnönü Stadı’nda, büyük gurur be.