Esin Hamamcı
Hafıza Odası ve Gavur Mahallesi gibi önemli sergilerinde kültürel belleğe ve insan olmanın tarihsel boyutlarına odaklanan, çağdaş sanatın en önemli isimlerinden Ahmet Güneştekin’in yeni sergisi Yedigören’in Alfabesi, kaynağını geçmişten alarak mitler aracılığıyla geleceğe ayna tutuyor. 4 Şubat’a kadar görülebilecek sergi, DG Art Project ve Güneştekin Vakfı iş birliğiyle ve Şener Özmen’in küratörlüğünde gerçekleşiyor. Kolektif hafızanın belleğimizdeki izlerini çağdaş sanatta arayarak, sanatçının farklı disiplinlerden çalışmalarını bir araya getiriyor ve mitolojiyi yeniden yorumluyor. Sergiye dair ayrıntıları Ahmet Güneştekin’den dinledik.
Serginizin hikâyesi, çıkış noktası nasıl oluştu?
Masalların geldiği yer ve kendime olan yolculuğum, üretimlerimin ve bu serginin oluşma sebebidir. Benim için buradaki yolculuk, bir ifade biçiminin diğerine nasıl yorumlanabileceğini keşfetmek, mitleri kendi formlarım ve kavramlarım içinde çalıştığım yüzeylerde yorumlamanın yollarını bulmak. Mitler anlam arayışımızın hikâyeleri; bilinçaltımıza doğru serüveninin eski masallara paralel olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle sergi geçmiş çalışmalarımın bir uzantısı.
