Hülya Çelik
1980’lerden bu yana üretimini sürdüren ve o yıllarda Türkiye’de değişmeye başlayan resim anlayışının öncülerinden olan sanatçı Mustafa Horasan, yeni kişisel sergisi Ne Gam Bâki, Ne Dem Bâki ile, 15 Ekim’e dek MERKUR Galeri’de seyircileriyle buluşuyor. Beral Madra’nın sergi metninde dediği gibi, Horasan’ın illüstratif imgeleri, seyircinin zamanın gerçeğine ulaşmasını sağlıyor. Eserlerine ve sanat yaşamına dair tüm ayrıntıları, “Anlatmaktan daha çok ulaşmak ve sezilmek isterim” diyen Mustafa Horasan ile konuştuk.
Bu sergi nasıl doğdu?
Bu sergi zaman içerisinde yaptığım desenleri tekrardan ele almak, yeniden büyük boylarda çalışmak için gerçekleştirdiğim bir süreç. Desenlerin aralarından seçerek, tekrardan onlara yeniden bir ruh vermeye çalıştığım ve 3 yıldır ürettiğim bu kağıt işlerin çıkışı pandemide başladı. Ve bu sergi, o sürecin içerisindeki duygulanımlar, durumlar ve bütün yaşadığımız o hallerin küçük birer notları gibi.
MERKUR’de seyirciyle buluşan serginiz, 2018 yılında Ankara Siyah Beyaz Galeri’de açılan Serseri Örümcek serginizdeki resimlerin virüsle altüst olmuş bir dünyaya yeniden yerleştirilmiş hali. Nasıl bir değişim sundunuz sergi için?
Ben dünyaya bir değişim sunmuyorum. Dünya değişiyor ve ben de dünyayla beraber değişiyorum açıkçası. Dünyanın geldiği, birçok durumda ben de içinde yaşayan bir canlı olarak bu durumların içerisinde hemhal olmaya çalışıyorum. Bazen anlamaya çalışıyorum, bazen itiraz etmeye çalışıyorum, bazen farkına varıyorum, bazen varmıyorum. Bu sergi sadece bir kayıt yapan sanatçının; kaydedici sanatçının –bu terim de yeni öğrendiğim bir şey ve kullanmak çok hoşuma gidiyor- dünyayı kaydetmesi; kendi imgeleminden, kendi dünyasından kaydedip onları izleyiciye sunması ile ilgili. Eğer değişim derseniz, ilk defa böyle büyük boy kağıtlar çalıştım. Büyük boy çalışmak, resim yapan her sanatçının hayalidir aslında. Büyük boy kağıtlar; tabii karşısına geçtiğiniz zamanki duygu, sizi içine alması, sizin resmin içinde dolaşmanızın hali beni çok heyecanlandıran bir durum.