Koyoharu Gotouge’nin 23 ciltten oluşan manga serisine dayanan Demon Slayer: Kimetsu no Yaiba Sonsuzluk Kalesi (Infinity Castle), sinema dünyasında yeni bir rekor kırdı. Film, dünya çapında elde ettiği 555 milyon dolarlık hasılatla yalnızca anime tarihine değil, Japon sinemasının tümüne damga vurdu. 2018’deki çıkışından bu yana hızla küresel bir fenomene dönüşen seri, kültürel sınırları aşarak Japonya dışındaki izleyici kitlesini de büyütmeye devam ediyor.
Film, Japonya’da Toho ve Aniplex’in dağıtımıyla vizyona girerken, uluslararası pazarda Sony’nin bünyesindeki Crunchyroll tarafından gösterime sunuldu. Yalnızca geçtiğimiz hafta sonu 62 ülkeden 36 milyon dolar gelir elde eden yapım, Kuzey Amerika’yla birlikte toplamda 53,3 milyon dolara ulaştı.
Fransa’da 8,6 milyon dolar, Almanya’da ise 8,2 milyon dolarlık açılışla tüm zamanların en güçlü anime başlangıcına imza attı. Asya pazarında Güney Kore 37,3 milyon dolar, Tayvan ise 25 milyon dolarlık hasılatla öne çıktı. Türkiye’de film 12 Eylül’den bu yana vizyonda.
Toplam gişe rakamlarının 451 milyon doları uluslararası, 104 milyon doları Kuzey Amerika’dan geldi. Film, Demon Slayer evreninde planlanan üçlemenin ilk halkası. Hikâye, ailesinin intikamını almak ve iblise dönüşen kız kardeşine çare bulmak için yola çıkan genç bir avcının mücadelesini anlatıyor.
Yalnızca ticari bir rekor değil
Bu başarı, yalnızca ticari bir rekor değil, aynı zamanda animenin kültürel konumunu da yeniden tanımlıyor. Uzun yıllar boyunca Japonya’nın kendine özgü bir popüler kültür ürünü olarak görülen anime, 2000’lerden itibaren yavaş yavaş küresel sahneye açılmaya başlamıştı. Pokémon, Dragon Ball ve Studio Ghibli’nin filmleri gibi yapımlar bir tür öncü rol üstlenmiş olsa da, “Demon Slayer” ile birlikte bu tür, artık sadece bir alt kültür ya da niş merak olmaktan çıkarak sinema dünyasının en güçlü aktörlerinden biri haline geldi.
Bugün anime, yalnızca Japonya’da değil; Avrupa’dan Latin Amerika’ya, Kuzey Amerika’dan Orta Doğu’ya kadar çok geniş bir coğrafyada büyük kitleler tarafından takip ediliyor. Fransa ve Almanya gibi sinema gelenekleri güçlü ülkelerde bile anime filmlerinin tüm zamanların en yüksek açılış hasılatlarına ulaşması, bu küresel kaymayı açıkça ortaya koyuyor. Benzer şekilde Güney Kore, Tayvan ve Türkiye’deki yoğun ilgi, animenin kültürel sınır tanımadığını kanıtlıyor.
Demon Slayer: Sonsuzluk Kalesi, bu dönüşümün en güçlü sembollerinden biri olarak tarihe geçti. Bir manga uyarlaması olarak başlayan hikâye, bugün sinema endüstrisinin küresel ölçekte en parlak örneklerinden biri. Film yalnızca rekor gişesiyle değil, farklı kültürleri ortak bir hayal gücü etrafında buluşturma gücüyle de öne çıkıyor. Bu nedenle Demon Slayer, Japonya’nın yumuşak gücünün ve kültürel ihracat kapasitesinin en güncel simgesi olarak değerlendiriliyor.