Eric Schmidt
Süper güçlerin rekabetine dair eski bilgilerimizi hatırlatan bir yılı geride bıraktık. Geçen yıl, teknolojinin stratejik alanı nasıl değiştirdiğine dair de yeni şeyler öğrendik.
Çin, Rusya ve diğer otoriter rejimlerin uluslararası alanda hukukun üstünlüğü, egemenliğe saygı ve demokrasiye tehdit oluşturduğuna dair şüphe yok. Çin ve Rusya halkları gözetleyecek, bilgiyi manipüle edecek ve veri akışını denetleyecek yeni teknolojileri benimsedikçe bu tehdit büyüyor.
Jeopolitik tansiyonun yükselişi yıkıcı teknolojilerin özel ve kamusal hayatın her alanına sirayet ettiği bir döneme rastladı. 2023 ve sonrasında olabilecekler belli: Stratejik rekabet bundan böyle geleceğin teknoloji platformlarında yaşanacak. Bu teknolojilerin tasarım, kurulum, kullanım ve yönetimlerinin demokrasiler tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak ABD’nin en temel çıkarlarından olacak.
Ukrayna’nın diğer demokrasilerin de desteğiyle Rus işgaline gösterdiği direnç, teknolojinin jeopolitiği nasıl dönüştürdüğüne ışık tutuyor. Ağları sağlam, teknolojik açıdan bilgili bir ülke ilk bakışta askeri açıdan avantajlı görünen çok daha büyük bir rakibe karşı koyabiliyor. Ukrayna yazılım inovasyonlarından yararlanıyor ve açık kaynaklı teknoloji ve dağıtılmış operasyon kullanımını maksimize ediyor. Kesintisiz internet erişimi ülkenin teknolojik kabiliyetlerini birbirine bağlıyor.