Kanserin hem birey sağlığına hem de küresel ekonomiye ağır bir yük getirdiği günümüzde, 2020-2050 yılları arasında 25,2 trilyon dolarlık maliyet öngörülürken AstraZeneca, bu hastalıkların önlenmesi, erken teşhisi ve hastaların tedaviye eşit erişimi için çok paydaşlı iş birlikleriyle dikkat çeken çalışmalara imza atıyor. Klinik araştırmalara 2020 yılından bu yana Türkiye'de 2 milyar TL’den fazla yatırım yapan şirket, 60’a yakın onkoloji çalışması yürütüyor; tanı süreçlerini hızlandırmak için birçok bilimsel projeye destek veriyor ve farkındalık çalışmalarına katkıda bulunuyor. AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz Ulusal Kanser Haftası özelinde, kanserin ölüm nedeni olmaktan çıkarılması ve sağlık sistemleri üzerindeki yükün azaltılması için AstraZeneca’nın yaptığı çalışmaları Gazete Oksijen’e anlattı
Toplum sağlığının yanı sıra sağlık hizmetleri bütçesine de önemli bir yük getiren kanserin 2020 ve 2050 yılları arasında dünya ekonomisine 25,2 trilyon dolara mal olması bekleniyor.[1] Kanserin 2022 yılında yaklaşık 9,7 milyon kişinin ölümüne neden olduğu ve dünya genelinde 20 milyon vaka kaydedildiği tahmin ediliyor.[2] En fazla vakanın kaydedildiği kanser türlerini yüzde 12,4 ile akciğer kanseri, yüzde 11,6 ile meme kanseri, yüzde 9,6 ile kolorektal kanser ve yüzde 7,3 ile prostat kanseri oluşturuyor.[3] Bu veriler, kanserle mücadelenin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Erken tanı, bilinçlendirme ve tedaviye eşit erişimin yaygınlaştırılması hem bireysel yaşamları kurtarmada hem de sağlık sistemlerinin üzerindeki yükü azaltmada kritik rol oynuyor. Kanser konusunda farkındalığı artıran ve bu alanda çalışmalar yürüten kamu ve özel kurumları aynı amaç için bir araya getiren 1 – 7 Nisan Ulusal Kanser Haftası, milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçmeyi amaçlaması açısından önem taşıyor.
Toplumsal farkındalığın artırılması, koruyucu sağlık hizmetlerinin teşvik edilmesi ve kanserle mücadelede iş birliklerinin güçlendirilmesi açısından birçok çalışmaya imza atan AstraZeneca, onkoloji tedavi alanına en çok yatırım yapan ilaç şirketlerinden biri olarak öne çıkıyor. Kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarma vizyonu ile çalıştıklarını söyleyen AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yenilikçi bir ilaç firması olmanın ötesinde sağlık hizmetleri ekosisteminde bir çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz. Bu ekosisteme liderlik etmeyi amaçlayan bir firma olarak; klinik araştırmalarımız ile yeni tedavilerin geliştirilmesine verdiğimiz katkılar, doğru kişilerin doğru testlere ve dolayısıyla doğru tedaviye ulaşmaları için yaptığımız iş birlikleri ve kanser hastalıklarının neden olduğu ekonomik yükü azaltmaya yönelik çalışmalarımız ile kanserin ölüm nedeni olmadığı bir geleceğin mümkün olduğuna inanıyoruz. Küresel olarak yeni tedavilere ve AR-GE çalışmalarına en fazla yatırım yapan şirketler arasındayız. Yenilikçi tedavilerin geliştirilmesi ve bu ilaçların hızlı bir şekilde hastalara ulaştırılması için yoğun AR-GE çalışmaları yürütüyoruz. Türkiye’de en fazla sayıda klinik araştırma yürüten şirketiz. Bu alana 2020 yılından bu yana 2 milyar TL’yi aşan yatırım yaptık.

Klinik araştırmaların Türkiye'de yaygınlaştırılması için çalışıyoruz. Bu sayede yenilikçi tedavilerin geliştirilmesine ve ülkemizin bilimsel altyapısına katkıda bulunuyoruz. Şu anda Türkiye’de 60’a yakın onkoloji klinik araştırması yürütüyoruz. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile gerçekleştirdiğimiz stratejik ortaklıklarla da klinik çalışma sayısının artırılmasını ve daha fazla hastanın klinik çalışmalara dâhil edilerek yenilikçi tedavilere ulaşabilmesini hedefliyoruz. Sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmek için sağlık otoriteleri ile yakın iş birliği içinde çalışıyoruz.”
“Multidisipliner sağlık yaklaşımına tam destek veriyoruz”
Doğru tanı ve tedavi süreçlerinin desteklenmesi için multidisipliner çalışmalar yürüttüklerini de sözlerine ekleyen Erem, “Onkolojide hedefli tedavi için doğru tanının önemi gün geçtikçe artıyor. Doğru hastanın doğru tanıyı almasında bilimsel uzlaşının rolü büyük. Ortak akılla oluşturulan yol haritalarının hastaların en hızlı şekilde tanı ve tedavi çözümlerine ulaşmasını sağlayacağına inanıyoruz. Bu kapsamda pek çok konsensus çalışması ve rehberin hazırlanmasına koşulsuz destekte bulunuyoruz. Multidisipliner ekiplerle yaptığımız çalışmalarla, en son gelişmelerin benimsenmesini hızlandırmayı ve ekosistemdeki tüm paydaşların kanserin tedavi şeklini geliştirmek için birlikte çalışmasını sağlamayı hedefliyoruz. Örneğin her biri alanında uzman olan beş dernek, verdiğimiz koşulsuz destek ile ilk defa bir araya gelerek Türkiye’de ilk kez yumurtalık ve prostat kanserini kapsayan Genetik Tanı Uzlaşı Raporu’nu hazırladı. Patoloji Dernekleri Federasyonu, Tıbbi Genetik Derneği, Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği, Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği ve Türk Üroonkoloji Derneği tarafından hazırlanan raporda her dört yumurtalık kanserinden birinin nedeninin kalıtsal olduğu belirtilirken prostat kanserinin de kalıtsal meme ve yumurtalık kanseri ile ilişkili olduğuna dikkat çekildi. Genetik tanı alanındaki bu uzlaşı raporu, bu derece geniş kapsamda hekim derneklerinin bir araya gelerek yayınladıkları alanındaki ilk ve tek uzlaşı dokümanı olarak onkoloji alanında birçok kongre ve sempozyumda paylaşıldı ve referans olarak sunuldu. Araştırmalara sunduğumuz katkılar ve iş birliklerimiz ile kendi yetkinliklerimizi geliştiriyor, sağlığın geleceği ve ülkemizin bilimsel alanda temsiliyetini güçlendirmekten gurur duyuyoruz. AstraZeneca olarak önümüzdeki dönemde de yenilikçi tedavi çözümlerimiz, iş birliklerimiz, erken erişim programlarımız ve farkındalık kampanyalarıyla toplumu bilinçlendirmeye ve kanserin her türüne çare buluncaya dek bilim dünyası, akademi, kamu kurumları, hekim ve hasta dernekleri ile çalışmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“Kişiselleştirilmiş tedaviler için diyagnostikten güç alıyoruz”
Kanser hastalığının teşhis ve tedavisinde giderek önemi artan alanlardan birinin de diyagnostik olduğuna dikkat çeken Erem bu konuyla ilgili olarak da şunları söyledi: “AstraZeneca’da sağlığın geleceğinin kişiselleştirilmiş sağlık çözümleri olduğunun farkındayız. Bu doğrultuda ilaçların geliştirilme sürecinden hasta ile buluşmasına kadar her aşamada bilim ve teknolojinin sunduğu olanaklardan faydalanarak hedefli tedavi seçeneklerini geliştiriyoruz. Kanser teşhis ve tedavisinde önemli bir yere sahip olan biyobelirteçlerin tespitlerinin kısıtlı olduğu kliniklerde yer alan hastaların testlere doğru ve zamanında erişimlerini iyileştirmek ve doğru hastanın doğru tedaviye ve kaliteli test imkânlarına ulaşması için koşulsuz desteğimizle ‘Diyagnostik Network’ projesi hayata geçirildi. Akciğer ve over kanseri tanıları için doku biyopsisi alınan ancak tanı aldığı hastanede erişimi olmayan hastaların dokularının, bu lojistik destek programı kapsamında bu merkezlerden alınması, başka bir merkezde yapılması ve tekrar tanı aldıkları merkezlere iletilmesi sağlanıyor. Sağlık ekosistemindeki tanı süreçlerini optimize edecek iş birlikleri ve projeler geliştirerek, doğru tanı ve tedavi sürecinde hasta deneyiminin iyileştirilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Hedefli tedavilerdeki gelişmeler ve bilimsel uzlaşı ile tanı ve tedavi süreçlerindeki ilerlemeler sayesinde pek çok kanser türünde sağ kalım oranlarının artacağına hatta kanser sebepli ölümlerin önüne geçileceği bir geleceğe bizi hazırlayacağına inanıyoruz.”
“Kanserin ekonomik yükünün azaltılması sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği için önem taşıyor”
“Kanser, sadece bireyleri değil, toplumları da derinden etkileyen ekonomik bir yüke sahip. Avrupa’da kanserin toplam ekonomik maliyeti yıllık 100 milyar euroyu aşıyor.[4] Bu ekonomik zorluklar, kanserle mücadeleye yönelik farkındalık çalışmalarının önemini daha da artırıyor.” diyen AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz ise “Kanser, ekonomik olarak sağlık sistemlerine yük getiren hastalıkların başında geliyor. Bu nedenle kanserin hem toplum sağlığı hem de ekonomik yük bakış açısı ile önceliklendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kanserin kontrolüne ilişkin sağlık politikasında en temel unsur ise erken teşhisi yaygınlaştırmak. Erken teşhis hastaların yaşam süresini artırırken, tedavi maliyetlerinin etkinleştirilmesi, verimlilik kayıplarının önlenmesi için önem taşıyor” şeklinde konuştu.

“Erken teşhis konusunda farkındalık ve tarama programları oldukça önemli”
Kiraz, “Sağlık politikası alanında öncelikli konuların başında, kronik hastalıkların yönetimi ve kanser hastalıklarının kontrolü bulunuyor. Onkoloji özelinde baktığımızda ise öncelikli konuların başında erken tanı ve tarama programlarının etkinleştirilmesi geliyor. Türkiye'de yaklaşık 20 yıldır meme kanseri, serviks kanseri ve kolorektal kanser alanlarında ulusal tarama programları uygulanıyor. Bu programlar için ülke genelinde kurulan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) sayısı 400'ün üzerine çıktı. Bu, oldukça önemli bir altyapı ve potansiyel oluşturuyor. Ancak bu altyapı yeterince etkin kullanılamıyor ve tarama oranları hedeflenen düzeyin altında kalıyor. Örneğin, meme kanseri için tarama oranları yüzde 40’ın atında seyrediyordu. Sağlık Bakanlığı’nın 2024 faaliyet raporunda yüzde 44’e ulaştığını gördük.[5] Bu gelişmenin hızlanarak devam etmesi gerekiyor, zira Avrupa Birliği ortalamasına baktığımızda meme kanseri taramasına katılımın yüzde 56’ya ulaştığını görüyoruz. Bu nedenle, mevcut tarama programlarının etkinliğinin ve katılım oranlarının artırılması için adımlar atılmalı. Mevcut tarama programlarının yanı sıra özellikle akciğer kanseri gibi yüksek mortalite oranına sahip kanser türlerinde, risk gruplarına yönelik tarama programlarının oluşturulması kritik önem taşıyor. Bunlarla birlikte yenilikçi tedavilere erişimin artırılması, kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması ve biyobelirteç testlerinin rutin klinik pratiğe entegre edilmesi de aksiyon alınması gereken diğer alanlar olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Kanser ile mücadelede teknoloji odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz”
Kanserin erken teşhisine katkı sağlayacak konulardan birinin de teknolojik gelişmelerden faydalanmak olduğunun altını çizen Kiraz, “Yapay zekâ gibi yenilikçi teknolojilerin de klinik pratiğe girmesi ile akciğer kanserinin erken evrelerde tespit edilebilmesini sağlayan programların arttığını görmek de sevindirici bir gelişme. Kanser türleri arasında akciğer kanserine bağlı maliyetler yüzde 15,4 ile en yüksek yükü oluşturuyor.[6] Teknolojik gelişmelerden faydalanarak bu yükün hafiflemesine katkıda bulunmak ve hastalıkların erken tanısında yapay zekâ uygulamalarının kullanılması amacıyla pek çok ülkede akciğer kanseri alanında teknoloji geliştirici firmalar, üniversiteler, hastaneler ve kamu kurumları ile iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. 2025 yılına kadar yenilikçi ve ölçeklenebilir dijital sağlık çözümlerine erişimi iyileştirmek için yapay zekâ çözümleri tedarikçisi qure.ai iş birliği ile yapay zekâ tabanlı teknoloji kullanılarak global olarak beş milyon hastanın akciğer kanseri taramasından faydalanmasını desteklemeyi hedefliyoruz.” dedi.
“Kansere karşı farkındalık odaklı güçlü iş birlikleri yapıyoruz”
Kiraz açıklamasının devamında şu bilgileri paylaştı: “Bunların dışında vatandaşlarımızın da kanser farkındalığını artırarak kendi kontrollerini yaptırmalarının da önemine inanıyoruz. Bu kapsamda kamu kurumları, hekim ve hasta dernekleri ile sağlık okuryazarlığını geliştiren ve risk faktörleri hakkında farkındalığı artıran çalışmalar yapıyoruz. Örneğin, İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneği’nin, AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteği ile yürüttüğü “Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi” kapsamında kontrol ve teşhisin önemi anlatılarak kadınların meme kanseri konusunda bilgilendirilmesi ve kendilerine en yakın Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nde (KETEM) taramalarının yapılması amaçlanıyor. “Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi” kapsamında bugüne kadar Türkiye’nin farklı bölgelerindeki illerde yaklaşık 1.000 kadına bilgilendirme eğitimleri verildi. Eğitim verilen kadınların İhtiyaç Haritası tarafından en yakın KETEM’lerde taramalarının yapılması sağlandı. Ayrıca Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, koşulsuz desteğimiz ile meme ve yumurtalık kanseri hakkında toplumu bilgilendirmek amacıyla “Kontrol Sende Cevabı Gende” internet platformunu hayata geçirdi. Oyuncu ve heykeltıraş Arzum Onan’ın da elçiliğini yaptığı proje kapsamında yayına alınan cevabigende.com adresinde yer alan anketler ile kadınlar meme ve yumurtalık kanseri risk faktörlerine sahip olup olmadıklarını öğrenebiliyor. Web sitesinde ayrıca toplumu bu kanser türlerinin önemi konusunda bilgilendiren çarpıcı verilere de yer veriliyor.”
Erken teşhisin sağlık sonuçlarında fark yaratacağı bir diğer kanser türünün ise akciğer kanseri olduğunu belirten Kiraz, “Bu kapsamda son olarak akciğer kanseri ve kronik solunum yolu hastalıklarının erken teşhisi ve yönetimi konusunda farkındalık yaratmak, bilimsel araştırmaları desteklemek ve yenilikçi çözümler geliştirmek amacıyla Akciğer Sağlığı İnisiyatifi’ni hayata geçirdik. İnisiyatifin www.akcigersagligiinsiyatifi.com web sitesi ve Akciğer Sağlığı İnisiyatifi Instagram ve Facebook hesaplarından akciğer sağlığı hakkında en güncel bilimsel verilere erişim sağlıyoruz. Ayrıca inisiyatif kapsamında Türk Tıbbi Onkoloji Derneği iş birliği ile “Belirti Yoksa da Yok Sayma” farkındalık kampanyasını başlattık. Kampanya ile akciğer kanseri risk faktörleri, belirtileri ve erken tanının önemine dikkat çekmeyi hedefliyoruz. Özetle yürüttüğümüz klinik çalışmaları ve paydaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz projeleri kanser alanındaki taahhütlerimize bağlılığımızın en önemli göstergeleri olarak görüyoruz. İlaçlarımızla yenilikçi tedavi çözümleri sunmanın yanı sıra iş birliklerimiz, erken erişim programları ve farkındalık kampanyalarıyla toplumu bu konuda bilinçlendirmeye ve hastaların erken evrede tedaviye erişimini sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
İlandır
Kaynak 1: https://jamanetwork.com/ journals/jamaoncology/ fullarticle/2801798
Kaynak 4: COMMUNICATION FROM THE COMMISSION TO THE EUROPEAN PARLIAMENT AND THE COUNCIL - Europe's Beating Cancer Plan
Kaynak 6: https://jamanetwork.com/ journals/jamaoncology/ fullarticle/2801798