TikTok sadece güvenlik tehditlerini ya da kadar zaman kaybetmeyi temsil etmiyor. Yeni araştırmalar TikTok'un özellikle Z kuşağı için de yaygın bir sağlık bilgisi kaynağı olduğunu gösteriyor. Sosyal medya geniş kitlelere ulaşmanın kolay bir yolu olsa da, söz konusu tıp olunca TikTok ve Instagram üzerinden yapılan paylaşımların hem doğruluğu hem de yasallığı tartışmanın önemini artırıyor. Sağlık tavsiyesi için sosyal medyayı tercih eden Amerikalıların sayısı her geçen gün artarken, influencer’lık yapan tıp uzmanları etik ve profesyonel çizgileri zorluyor.
Sosyal medya doktorlarına güveniyorlar
Bugün birer fenomen haline gelen tıp uzmanlarının birçoğu aslında sosyal medya kariyerlerine Covid-19 pandemisiyle başladı. Pandemi hakkındaki mitleri çürütmek ve sağlık mücadelesinin ön saflarında neler yaşandığını daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla başlayan bu akım bugün tehlikeli denilebilecek bir hal aldı. Tıbbi ürünlerde indirim sağlayan kredi kartı CharityRx’in 2 bin ABD’li yetişkinle yaptığı son ankete göre, sağlık sorunu yaşayan her 5 Amerikalıdan biri doktora gitmeden önce tavsiye için TikTok’a başvuruyor. İşin ilginci aynı oranda Amerikalı tıp uzmanlarından çok sosyal medya doktorlarına güveniyor.
Z kuşağı'nın ilk tercihi TikTok
CharityRx'in anketine göre Z kuşağının üçte biri sağlık tavsiyesi için TikTok'a danışıyor ve yüzde 44'ü de doktorlarına başvurmadan önce YouTube'a yöneliyor. Senato'da sunulan tasarı ise TikTok'u tamamen yasaklayacak. Sosyal medya platformuna yönelmelerindeki en önemli nedenler arasında yüzde 37 ile erişilebilirlik, yüzde 33 ile satın alınabilirlik ve ulaşılabilirlik yüzde 23 oranıyla yer alıyor.
Bazıları için kafa karıştırıcı
Mesleklerini sosyal medyadan sürdürmeyi reddeden sağlık çalışanları kariyerlerinin tehlikede olduğunu hissederken, sosyal medya doktorları ise paylaşımları nedeniyle işsiz kalma tehlikesi yaşıyor. Doğuma gelen hastalarla dalga geçen TikTok videoları paylaşan Emory Healthcare hemşireleri ya da ırkçı tweet’ler atan Kolombiya Üniversitesi psikiyatri departmanı başkanı Jeffrey A. Lieberman’ın kovulmasını anlamak kolay olsa da, durum her zaman bu kadar net olmuyor.
Travma odasını paylaştığı için işten atıldı
2013’te mucizevi bir vaka sonrası Instagram'da çalıştığı hastanedeki travma odasının fotoğraflarını paylaşan hemşire Katie Duke bu kafa karışıklığının güzel bir örneği. Yaptığı paylaşımın hasta ve ailesi tarafından nasıl kötü karşılanabileceğinin farkında olduğunu açıklayan Duke, yine de işten atılmayı hak etmediğini düşünüyor. Kendinden yüksek mevkide bir çalışanın da aynı paylaşımı yaptığını da ekleyen Duke için bu durum haksızlıktan başka bir şey değil.
İnsanlıktan çıkmış hissettiriyor
Hem sosyal medya kurallarının değişkenliği, hem de sağlık kurumlarının bu alandaki poliçelerinin belirsizliği birçok çalışanı zorda bırakıyor. Yeni mezun olmuş hemşire Anthony Scarpone-Lambert’ın Forbes’la paylaştığı “Sağlık çalışanlarının kendilerini ifade edemedikleri veya sağlık çalışanı rolleri dışında hayatlarını yaşayamadıkları bu arkaik zihniyet, bazen beni insanlıktan çıkmış hissettiriyor” sözleri gelişen dünyada sosyal medya ve sağlık endüstrisinin bir uzlaşmaya varmaları gerektiğini işaret ediyor.