05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 07.10.2025 14:04 | Son Güncelleme: 07.10.2025 14:16

İklim değişikliği cildimizi nasıl etkiliyor?

Artan sıcaklıklar, hava kirliliği ve orman yangınları sadece akciğerleri değil, cildi de etkiliyor. Dermatologlar, egzama ve sedef gibi hastalıkların alevlendiğini, hatta hiç cilt sorunu yaşamamış kişilerde bile tahriş görüldüğünü söylüyor
İklim değişikliği cildimizi nasıl etkiliyor?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Küresel ısınma, dünyayı sadece daha sıcak hale getirmiyor; aynı zamanda yangınlar gibi doğal afetlerden kaynaklanan hava kirliliğini de artırıyor. Peki bu değişimler, vücudun en büyük organı olan cildimizi nasıl etkiliyor? Gerçekten iklimin etkilerinden koruyan bir cilt bakım rutini oluşturmak mümkün mü?

National Geographic'te yer alan habere göre, Harvard Tıp Fakültesi dermatoloğu Arianne Shadi Kourosh, “İklimin cilt üzerindeki etkisi, herhangi bir bakım ürününden daha güçlüdür” şeklinde konuşuyor.

Artan sıcaklıklar, mevcut cilt hastalıklarını alevlendiriyor ve cilt kanseri riskini yükseltiyor. Tennessee’deki Vanderbilt Üniversitesi’nden dermatolog Eva Parker, “Cilt, çevremizle doğrudan temas eden en büyük organımız” hatırlatmasında bulunuyor.

2024’te Uluslararası Egzama Konseyi tarafından yayımlanan bir derleme, aşırı sıcak ve terlemenin egzama semptomlarını kötüleştirdiğini ortaya koydu. Aynı şekilde sedef ve lupus hastalarında da kızarma ve kaşıntı artıyor.

Harvard Tıp Fakültesi öğrencisi Natalie Baker, Boston’daki kliniklerde özellikle yaz aylarında ısıya bağlı cilt şikayetlerinin arttığını gözlemliyor. Hastaları, özellikle hidradenitis suppurativa gibi ağrılı cilt apsesi hastalıklarının sıcak ve nemli dönemlerde kötüleştiğini bildiriyor.

Uzmanlar cildi serin ve nemli tutmanın öneminin altını çiziyor. Ayrıca geniş kenarlı şapka, uzun kollu UV korumalı giysiler giyilmesi ve mümkün olduğunca gölgede zaman geçirilmesini tavsiye ediyor. Terlemeyle artan sıvı kaybı, cildin kurumasına ve tahrişe yol açtığından bol su içmek de çok büyük bir öneme sahip.

Hava kirliliği ve yangın dumanı cilde nasıl zarar veriyor?

İklim değişikliği nedeniyle artan orman yangınları, hava kalitesini hızla düşürüyor. Kaliforniya Üniversitesi San Francisco (UCSF) dermatoloji kliniğinde dermatolog olarak görev yapan Maria Wei, “Yangın dumanı dahil tüm hava kirleticiler, iltihaplı cilt hastalıklarını tetikliyor” diyor.

Dumanla yayılan ince partiküller, ciltte oksidatif strese yol açarak hasar oluşturuyor. Egzamalı kişilerde zaten zayıf olan cilt bariyeri, bu maddelerin gözeneklerden kolayca geçmesine izin veriyor. Psoriasis (sedef) hastalarında ise bağışıklık sistemi tepki vererek iltihabı artırıyor.

Kourosh, 2023 yazında Kanada’daki orman yangınları sırasında Boston’da egzama hastalarının sayısının normalin sekiz katına çıktığını belirtiyor. Üstelik bu dönemde daha önce cilt sorunu yaşamamış kişiler bile tahriş şikayetleriyle başvurabiliyor.

Wei’nin ekibi de 2018’de benzer bir durumu gözlemlemiş, Camp Fire sırasında çevrimiçi “kaşıntı” aramalarında ani bir artış yaşandığını tespit etmişti.

Ancak herkes korunma şansına sahip değil. Dışarıda çalışan ya da hava temizleme cihazına erişimi olmayan kişiler daha fazla etkileniyor. Yeni araştırmalar, bu gruplarda cilt hastalıklarının daha sık görüldüğünü doğruluyor.

Wei’nin ekibi, itfaiyecilerde cilt kanseri riskinin genel nüfusa göre 2 ila 3 kat daha yüksek olduğunu da öngörüyor. Uzmanlar nu konuda antioksidan, güneş kremi ve nemlendirici kullanılmasını öneriyor. Çinko, titanyum ve demir oksit içeren kremler hem güneş ışınlarına hem de hava kirliliğine karşı koruma sağlıyor. Akşamları ciltteki kir ve dumanı temizlemek için nazik bir temizleyici, ardından nem bariyerini onaran krem tavsiye ediliyor.

İklimle uyumlu cilt bakımının geleceği

Bağırsak sağlığı ile cilt sağlığı arasındaki bağ giderek daha fazla araştırılıyor. Probiyotik içerikli ürünler popüler hale geliyor ancak etkinlikleri hâlâ araştırma aşamasında. Dermatologlar, hava kalitesi düşük günlerde camları kapatmayı, dışarı çıkarken maske ve koruyucu kıyafet kullanmayı öneriyor. Parker, “Bu çevresel değişimlere uyum sağlamayı öğrenmek artık hayati” diyor.

Ancak bu çözümler herkese ulaşamıyor. Özellikle dışarıda çalışan veya klima erişimi olmayan kişiler, sıcaklık ve bakteri artışı nedeniyle daha fazla risk altında.

Uzmanlar, “iklime dayanıklı” olduğunu iddia eden ürünlere de temkinli yaklaşılmasını öneriyor. Markaların klinik testlerle desteklenmiş kanıtlar sunması gerektiğini vurguluyorlar. Harvard’dan Baker ise iyimser:

“Son beş-altı yılda bu alanda gördüğümüz ilerleme, geleceğe dair umut verici. İklim ve dermatoloji kesişiminde araştırmalar yeni başlıyor.”

Kaynak: Gazete Oksijen