28 Temmuz 2025, Pazartesi
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 20.07.2025 16:14 | Son Güncelleme: 20.07.2025 16:37
Makaleyi sesli dinle • 4:26

Mono diyetler gerçekten işe yarıyor mu, yoksa sağlığa zarar mı veriyor?

Ani kilo kaybının büyük kısmı yağdan değil, su ve kas kaybından kaynaklanır ve bu yüzden genellikle geçicidir
Mono diyetler gerçekten işe yarıyor mu, yoksa sağlığa zarar mı veriyor?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Yazın tam ortasına gelinmişken, tatil öncesi fazlalıklarından kurtulmak isteyen pek çok kişi "mucizevi" diyet yöntemlerinin cazibesine kapılıyor. Bunlar arasında “mono diyetler” olarak bilinen, yalnızca tek bir besin türünün belirli bir süre boyunca tüketilmesine dayanan ve hızlı kilo kaybı ve “detoks” vaat eden katı beslenme rejimleri yer alıyor.

Ananas, elma, karpuz, şeftali ya da enginar gibi meyve/sebze bazlı örneklerin yanı sıra; pirinç gibi tahıl temelli ya da ton balığı ve süt gibi protein ağırlıklı mono diyetler de oldukça popüler. Bu diyetlerin cazibesi, basitlik ve hızlı sonuç vadetmelerinden kaynaklanıyor.

Geçici kilo kaybı

The Conversation'da Laura Hood imzasıyla yayımlanan makaleye göre, kalori alımının ciddi şekilde azaltıldığı diyetler, hızlı kilo kaybına yol açabilir. Ancak çok düşük kalori alımı, kan şekeri seviyesinin düşmesine neden olur. Zira vücudumuz, enerji seviyesini korumak için besin eksikliğini telafi eden bazı mekanizmalara sahiptir.

İlk aşamada vücut, özellikle öğünler arasında veya oruç sırasında kan şekerini dengede tutan karaciğer glikojenini kullanır. Ancak bu glikojen stoku tükendiğinde, vücut enerji üretmek için kas kütlesini parçalamaya başlar. Bu süreç uzun vadede kas kaybına ve metabolik dengesizliklere yol açabilir.

Dolayısıyla, ani kilo kaybının büyük kısmı yağdan değil, su ve kas kaybından kaynaklanır ve bu yüzden genellikle geçicidir. Kişi katı bir diyetten sonra normal beslenme düzenine döndüğünde, kaybettiği kiloları hızla geri alması yaygındır. Bu durum “yo-yo etkisi” (rebound effect) olarak bilinir.

Kısacası, mono diyetler hızlı bir çözüm gibi görünse de kalıcı kilo kaybını desteklemez ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmaz.

Herhangi bir faydaları var mı?

Başlangıçta yaşanan kilo kaybı dışında, mono diyetlerin gerçek ve kalıcı faydalar sunduğuna dair neredeyse hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Bazı kişiler “hafiflik” hissi ya da daha iyi sindirim deneyimlediklerini söylese de, bu etkiler genellikle işlenmiş gıdaların diyetten çıkarılmasından kaynaklanır.

“Detoks” etkisi de çoğu zaman bir plasebo etkisidir: Kişi vücudunu arındırdığına inandığında, fizyolojik bir değişiklik olmasa bile kendini daha iyi hissedebilir.

Tehlikeli mi?

Mono diyetler, özellikle uzun süre uygulandığında çok tehlikeli olabilir. En büyük risk, temel besin ögelerinin eksikliğidir. Tek tip besin tüketimi, vücudun sağlıklı çalışması için gereken protein, sağlıklı yağ, vitamin ve minerallerin alınmaması anlamına gelir.

Buna ek olarak; sindirim sorunları, metabolik bozukluklar, kas-iskelet sistemi problemleri, hormonal dengesizlikler ve elektrolit dengesizliği gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle önceden sağlık sorunu olan bireylerde bu risk daha fazladır.

Bir diğer ciddi tehlike de yeme ile sağlıksız bir ilişki kurulmasıdır. Kısıtlama ve suçluluk duygusu etrafında şekillenen bu ilişki, aşırı durumlarda ortoreksiya (takıntılı sağlıklı yeme) ya da anoreksiya nervoza gibi yeme bozukluklarına dönüşebilir.

Ayrıca, besinlerin aşırı sınırlanması, beyindeki nörotransmitter dengesini de bozarak sinirlilik ve yorgunluğa neden olabilir. Bu durum da kişinin duygusal iyi oluşunu olumsuz etkiler.

Neden bu kadar popülerler?

Tüm risklerine rağmen mono diyetler, özellikle sosyal medyada hâlâ ilgi görüyor. Bunun nedeni, basit olmaları ve az çabayla hızlı sonuç vadetmeleridir. Ayrıca, birçok mono diyet ünlüler veya influencer’lar tarafından tanıtıldığından, insanlar üzerinde sahte bir güven etkisi yaratıyor.

Yanıltıcı bilgiler, dış görünüş baskısı ve genel beslenme eğitimi eksikliği de bu diyetlerin yaygınlaşmasında etkili oluyor.

Sonuç olarak, tek tip besinlere dayanan diyetler kısa vadede hızlı kilo kaybı sağlayabilir, ancak uzun vadede etkisiz ve sağlıksızdır. Gerçek bir sağlık faydası sunmazlar ve besin eksiklikleriyle birlikte ciddi sağlık sorunlarına yol açabilirler.

Bu nedenle, bu tür diyetler önerilmez ve sağlıklı kilo kontrolü ya da yaşam tarzı değişikliği olarak tanıtılmamalıdır. Sağlıklı ve sürdürülebilir kilo yönetiminin en iyi yolu hâlâ: dengeli ve çeşitli bir beslenme düzeni, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıdır.

Kaynak: Gazete Oksijen