Dünyanın en saygın bilim dergilerinden Science’ın son sayısında Anadolu merkezli, 16 ülkeden örneklerin analiz edildiği çok kapsamlı bir tarihsel çalışma üç önemli makale ile dünyaya duyuruldu. 206 bilim insanının katıldığı, kazılardan ve müzelerden alınan örneklerin incelenmesiyle hayat bulan araştırmaya, Harvard Üniversitesi’den Prof. Dr. David Reich, Dr. Iosif Lazaridis, Doçent Dr. Songül Alpaslan Roodenberg ve Viyana Üniversitesi’nden Prof. Ron Pinhasi liderlik etti. Roodenberg, bizzat örnekleme ve analiz çalışmalarında yer aldığı araştırmanın tüm detaylarını Oksijen’e anlattı
Çalışmanın Türkiye ayağıyla ilgili bilgi verir misiniz?
Türkiye’den farklı bölgelerdeki muhtelif kazılardan, müzelerden gelen tüm insan kemik ve diş örnekleri Kültür Bakanlığı’nın izniyle Harvard Tıp Fakültesi Genetik Bölümü’nde, Profesör David Reich’in başkanı olduğu antik DNA laboratuvarında ve Viyana’daki Ron Pinhasi laboratuvarında geniş bir ekip tarafından analiz edildi. Çünkü Anadolu bu çalışmanın merkezinde yer alıyor. Türkiye’den 35 bilim insanı da bu çalışmalarda yer aldı.
Binlerce yıl önceden kalan iskeletlerden nasıl şimdi DNA çıkarabiliyoruz?
DNA örneklemesi için, kulağın arkasında yer alan petrus kemiği tercih edildi. Kemik örneklerden elde edilen az miktarda DNA, Harvard laboratuvarında özel yöntemlerle çoğaltıldı. Özellikle içinde bulunduğumuz coğrafi bölgenin sıcak ve nemli iklim koşulları da dikkate alındığında, eski kemiklerde DNA’nın binlerce yılda az miktarda kalması nedeniyle böyle bölgelerde bu metodun uygulanabilirliği büyük önem taşıyor.
Peki o zaman şimdi sonuçlardan bahsedelim...
Başlıca sonuçları 3 ana başlıkta özetlersek: Bir: İtalya ve Anadolu nüfuslarının ortak genetik kimliği olduğunu gördük. Yani Roma, Anadolu’yu fethedip imparatorluğunun bir parçası haline getirirken, Anadolu İtalya’nın demografik kaynağı haline gelmiş. Muhtemelen bugün İtalya’da yaşayan insanlar arasında Anadolu genlerini hâlâ taşıyanlar var.
İki: Anadolu’da Neolitik dönemde iki farklı insan hareketi var. Bunlardan ilki, Mezopotamya’dan çanak çömlek öncesi Neolitik dönemde. Bu göçmenler yerel Anadolu avcı-toplayıcılarıyla karıştı ve Anadolu’da ortaya çıkan bu karışık nüfus, dünyanın ilk çiftçilerinden oldu. Çanak çömlekli Neolitik dönemde ikinci bir göç, bu kez Akdeniz’in Doğu sahillerinde Hatay, Mezopotamya ve Arap Yarımadası’nın kuzeyini içine alan bölgeden çanak çömlek kullanan ‘ek atalar’ getirdi.
Üç: Araştırmamızın sonuçları, bugünkü Avrupa dillerinin dahil olduğu Hint Avrupa dilinin kökeninin Kafkasya ve steplerde olduğuna kuvvetle işaret eden bulgular verdi.