Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ filminde canlandırdığı Nuray karakteriyle Cannes’da ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüne layık görülen Dizdar, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda oy kullanmak için ülkeye döndü, oyunu kullandı. Kadıköy Lisesi’nde vatandaşlar tarafından alkışlarla karşılanan Dizdar, dış basının da odak noktasında.
Hem alkış hem sert eleştiri kutuplaşmayı gösteriyor
Reuters, Dizdar için "Cannes’daki en iyi aktris, ikinci tur seçimin olduğu gün kutuplaşmış bir Türkiye’ye döndü” başlığını atarken “Dizdar, hem hayranlarının tebrik kutlamalarıyla hem de sert eleştiriyle karşılaştı. Bu durum ülkedeki aşırı kutuplaşmayı gözler önüne seriyor” yorumunu yaptı.
Dizdar, oyunu kullandıktan sonra Reuters'a yaptığı açıklamada "Burada gördüğüm destek beni çok etkiledi. Ülkeme böyle bir ödül getirdiğim için çok mutluyum" şeklinde konuştu, hayranlarının kendisiyle selfie çektirmek istediğini ve kendisine çiçekler sunduğunu söyleyerek "Bunu tüm kız kardeşlerimle paylaştığım için çok mutluyum" dedi. Dizdar Cannes'da yaptığı konuşmada, öğretmen rolü için prova yapmasına gerek olmadığını, çünkü bu tür kadınların nasıl hissettiğini iyi bildiğini söyledi.
Reuters, ödül gecesi yaptığı konuşma nedeniyle Dizdar'a yöneltilen eleştirilere de yer verdi. RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu'nun "Önce kendi ülkene saygı duymayı öğreneceksin Merve Dizdar. Sonra da bu ülkenin tüm vatandaşlarından aldığın ödül için tebrik bekleyebilirsin. Ülkesine saygı duymayanın aldığı ödülün de tebrik edilesi bir yanı yoktur" ifadelerinin alıntılandığı haberde Dizdar'ın özür dilemediğine dikkat çekildi. Dizdar ise konu hakkındaki soruya “Doğduğum ülke, buradaki kadınlar, hepimizin bir mücadelesi var, bu burada ve dünyanın her yerinde mevcut. Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz ve ben de bu konuda bir konuşma yaptım” diye cevap verdi.
Merve Dizdar ne demişti?
Dizdar'ın ödül gecesi yaptığı konuşma şöyle: “Filmde canlandırdığım Nuray karakteri, inandığı şeyler ve varoluşu için mücadele veren ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın. Onu tanımak ve anlamak için uzun uzun çalışmak isterdim ama ne yazık ki yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak, Nuray’ın ve Nurayların duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor. Bu ödülü, Nuray ve onun gibi kadınların mücadelesine güç verebilmek için; kendisine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerim ve Türkiye’de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum”
