Modern tarzı ile sanatseverler ve koleksiyonerlerin son yıllarda özellikle yakından izlediği Nilüfer Yıldırım’ın kişisel sergisi 2 Nisan'da açılıyor. İstanbul Firuzağa'daki Galeri Diani'de 2-20 Nisan tarihleri arasında görülebilecek “Muse and Memory” sergisi iki bölümden oluşuyor. “Memory” kavramı sanatçının 2021’de başlayan ‘Garden of Memory’ serisindeki büyük ölçekli eserlerini devamını oluşturuyor. Çok daha küçük ölçekli olan “Muse”ların serbestliğinin aksine, hakkı verilmiş bir disipline sahip olan bu eserler sanatçının ısrarlı sorgulamasını gözler önüne seriyor. Bu eserlerinde çizgiden yola çıkarak renk, biçim ve bütünü vurguluyor.
Renk paleti yeşil, sarı ve mavi
Resimlerde tekrarlanan kontur benzeri çizgiler renklerin değişik varyasyonlarda birleşimleri ile bütünleşmesini sağlıyor. Teknik olarak bir farklılığa giderek tuval üzerine yumuşak pastel kullanıyor. ”Muse” kavramı, belli belirsiz figürlerin kadınsı bir şekil sunduğu, kağıt üzerine yağlı boya eserlerden oluşuyor. Bu çalışmalar, sanatçının otoportreleri ile ona ilham veren kişilerin portrelerini yansıtıyor. Katmanlarının genel portrenin içinde beliren ve kaybolan farklı figürleri ve serbestlikleri ile hem gizemli hem de davetkar duruşları izleyiciyi karşılıyor. Bu seride izleyiciyi sanatçının yeşil, sarı ve mavi tonlu renk paleti bekliyor. Nilüfer Yıldırım izleyiciye soyut ve figür arasında gezinen esrarengiz ve eşsiz bir görsel bileşen veriyor.
Nilüfer Yıldırım kimdir?
Nilüfer Yıldırım, sanata ilgi duymaya başladığı İstanbul'da doğdu. Daha sonra, yirmili yaşlarının başında Milano'da grafik tasarım ve sanat tarihi okurken grafik tasarım öğretmeni tarafından resim yapmaya teşvik edildi. Sanat eğitiminin ardından İstanbul'da birkaç yıl geçirdikten sonra New York ‘a taşındı. Şimdi İstanbul ve Brooklyn arasında yaşıyor ve çalışıyor Eserleri, belli belirsiz figür ve soyutlamaları ile gündelik gerçeklikler ve icat edilmiş dünyalar arasında geçiş yapıyor. Genellikle varoluşun doğası üzerine fikirlerden ve duygu durumlarından esinleniyor. Manzaralardan, diğer insanlarla günlük karşılaşmalar, duygusal her türlü durum, özel ve nesnel öneme sahip her türlü an. eserlerine konu olabiliyor. Konsept ve konular incelikli üzerine düşünülmüş olsa da, sürekli olarak doğayı anumsatıyor izleyicilere. Formlar, renkler ve dokular, gerçekçi , rasyonel açıklamalardandan uzaklaşıp daha derinden yankılanan duygusal haritaları ifade ediyor. Nilüfer Yıldırım sanata bakışını duyguların somutlaşmış hali olarak değerlendiriyor.