Yeni bir yere gidince hemen oralı olurum ben. Turistik yerler, tarih anlatan rehberler, haritalar, adresler falan… Hiç ama hiç sevmem. Tek rehberim, gittiğim yerin kendisidir. Şöyle bir çalışma prensibimiz vardır: Tramvaya ya da metroya atlayıp içimden gelen durakta inerim, sonra da rehberim benim için ne hazırlamışsa kendimi ona teslim ederim. Bazen süper heyecanlı, bazen sıkıcı, bazen biraz tehlikeli, bazense harika iş çıkarır. Turistlerin bildiklerini pek öğretmez ama kendi öyküsü neyse onu anlatmanın bir yolunu mutlaka bulur. Bali’de de öyle oldu. Hatta çok daha fazlası oldu.
Haber Giriş: 10.05.2024 04:30 | Son
Güncelleme: 11.05.2024 23:07
Bali: Şifanın ve şifacıların adası
Bali, bildiğiniz yerler gibi değil. Bu küçük adada, görünen gerçek ve gerçek göründüğü gibi; en büyük fark bu. Her evde olan minik ev tapınaklarında güne meditasyon ve duayla başlayan bu uygarlıkta sahte yok, rol yok