Burak Özdemir
Milli Paralimpik Okçu Öznur Cüre Girdi, Türk bayrağını uluslararası arenada temsil eden azimli bir sporcu. Yaşadığı zorluklar onu başarıyı yakalamaktan alıkoyamadı.
Henüz 17 yaşında geçirdiği ağır bir trafik kazası sonrası omurilik felci olan Cüre, bu zorlu süreci okçuluğa olan tutkusuyla aşarak, Paralimpik Oyunları’nda ülkemizi başarıyla temsil etti. Tokyo 2020 Yaz Paralimpik Oyunları’nda bireysel bileşik açık ve karma takım bileşik etkinliklerinde yarıştı. Takım açık kategorisinde gümüş madalya kazandı. Dubai’de gerçekleşen 2022 Para Okçuluk Dünya Şampiyonası’nda takım arkadaşı Sevgi Yorulmaz ile birlikte Makaralı Yay Kadın Çiftler Kategorisinde yarıştı. Sıralama atışları sonucunda 1344 puanla dünya rekoru kıran takım, altın madalya kazanarak Dünya Şampiyonu oldu. Çekya’daki 2023 Para Okçuluk Dünya Şampiyonası’nda ise kadınlar makaralı yayda Altın madalya kazandı.
Cüre, ülkemizi şimdi de Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda temsil ediyor.
Kariyerinizde en zorlandığınız an neydi ve bu zorlukları nasıl aştınız?
Kariyerimde birçok zor an yaşadım. Yeri geldi bırakmayı bile düşündüm ama her zaman yeniden yeniden başlamayı bildim. Çünkü hayallerim vardı. Gerçekleştirmem gereken hayaller. Başıma kötü bir şey gelmiş olabilirdi ama ben pes etmeyi sevmem. En zorlandığım ana gelecek olursak sanırım başlamak bu işin en zor kısmıydı. Henüz 17 yaşındayken çok ağır bir trafik kazası geçirdim. O kazaya kadar da bir teakwondo sporcusuydum. Kazadan sonra belden aşağım felç kaldı. Aynı kazada annemin de boynundan aşağısı felç kalmıştı.
İlk zamanlar elbette çok zordu. Bunu inkar edemem. Sonrasında spora tutundum, ondan güç aldım. Sporun o harika gücü beni yaşamda tuttu. Okçuluk sporu beni alıp farklı yerlere götürdü hep, götürmeye de devam ediyor. Okçuluğa öylesine bir tutkuyla bağlandım ki her türlü zorluğu onun sayesinde yenmeyi başardım.
'Tek parolam ülkemi en iyi şekilde temsil etmek'
Türkiye’yi uluslararası arenada temsil etmek nasıl bir duygu? Bu sorumluluğu nasıl taşıyorsunuz?
Tarifi kelimelerle pek de mümkün olmayan bir duygu. Ay Yıldızlı bayrağımız için mücadele etmek, şampiyonluklar kazanmak bunlar çok özel duygular. Her yarışmaya tek bir parolayla gidiyorum: Ülkemi en iyi şekilde temsil etmek. Spor çok büyük bir güç. Biz sporcuların yapması gereken şey ise bu gücü topluma faydalı olacak en iyi şekilde ifa etmek. Bizlerin kazandığı başarılar toplumda birçok insanımıza ilham oluyor. Bunun bilincinde olmak bu sorumluluğu daha çok artırıyor elbette. Bu sorumluluk benim itici gücüm diyebilirim. Tokyo’da gerçekleşen Paralimpik Oyunları’nda gümüş madalyanın sahibi olmuştum. Paris’te daha iyisi için elimden gelen mücadeleyi vereceğim.
Team Visa programında yer almanız hakkında neler söylemek istersiniz? Bu destek sizin için ne ifade ediyor?
Team Visa’nın sponsorluğu gerçekten çok önemli. Sporcunun tek işi ve derdi antrenman yapmak olmalı, ona odaklanıyor olmalı ve geri kalan hiçbir şeyi düşünmemesi gerekiyor. Bu esnada Team Visa ile olan bu anlaşmamız beni inanılmaz mutlu etti. Çünkü bu kadar büyük ve küresel bir markanın benimle birlikte çalışmak istiyor olması inanılmaz gurur verici. Bu da ekstra olarak benim arka planda yaşanan şeyleri düşünmüyor olmam demek. Visa’nın benim için her adımı düşünüyor olması bir sporcu olarak yapmam gereken işe daha rahat odaklanmamı sağlıyor. Çok güzel ve çok büyük bir birliktelik. Visa’nın spora ve sporcuya verdiği önemi zaten hepimiz biliyoruz, o yüzden Visa ile çalıştığım için çok mutluyum.
Genç sporculara ve spora yeni başlayanlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Hayal kursunlar.. Sonra da o hayalin peşinden gitsinler. Sabırlı bir şekilde çalışmaya devam etsinler. İşler her zaman istedikleri gibi gitmeyebilir. Bu gibi zamanlarda umutsuzluğa kapılabilirler. Bunlar çok doğal süreçler ama o umutsuzlukta kendilerini hapsetmesinler. Çünkü hedefe ulaştıklarında geride bıraktıkları bütün zorluklara değecek. Bundan emin olsunlar.
