11 Mayıs 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 25.11.2022 04:30 | Son Güncelleme: 25.11.2022 04:30

Huzurlu bir hayatı hak ediyoruz!

Kadın, çocuk ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin ulaştığı boyut dehşet verici. Öyle görünüyor ki İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın kaldırılması ile risk ve tehditlerin sınırları önümüzdeki günlerde bunlarla sınırlı kalmayacak
Aktivistler, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasını farklı ortamlarda protesto ediyor
Aktivistler, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasını farklı ortamlarda protesto ediyor

Av. Yelda Koçak /Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) Gönüllüsü

Geçen hafta Türkiye’ye gelen Minou Mirabal, 25 Kasım 1960’ta vahşice öldürülen annesi ve teyzelerine (Mirabal kardeşler) seslendiği, 2020’de kaleme aldığı bir mektupta şöyle diyordu: “O yağmurlu cumartesi günü sizi Salcedo mezarlığına gömdüğümüzden bu yana geçen bu altmış yılda, koparıldığınız dünya o kadar değişti ki, onu tanımak sizin için epeyce zor olurdu.” Hepimiz için de böyle değil mi, bugün özellikle kadın, çocuk ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin ulaştığı boyut karşısında hepimiz dehşete düşmüyor muyuz?
Yaklaşan kadın yüzyılının adımlarını duymamıza karşın birçok ülkede kadına yönelik şiddet hız kesmediği gibi neredeyse kadınlar; daha özgür ve eşit yaşamak istedikleri için “cinskırıma” varan boyutta ve vahşice öldürülüyorlar. Bu noktada hiç kuşkusuz İstanbul Sözleşmesi yol gösteriyor: “Eşitlik yoksa şiddet var, tahakküm var.”