28 Mart 2024, Perşembe
Haber Giriş: 23.09.2022 04:33 | Son Güncelleme: 23.09.2022 04:33

Shakespeare bugünümüzü o zamanlardan görmüştü

Çoğumuz Hamlet’e benziyoruz aslında; her yeri saran toksik bir bulut gibi tepemizde dolaşan bir melankoli sarmalına doğru ilerliyoruz. Hamlet’in ruhunu ele geçiren de gerçek dışı ve yaygın bir şüphe
Fotoğraf: Sara Krulwich/The New York Times
Fotoğraf: Sara Krulwich/The New York Times

Simon Critchley / The New York Times

Gerçeklik, amansız bir kuvvetle ve enerjimizi tüketen, inanç ve neşe kabiliyetimizi darmadağın eden bir şiddetle dört bir yandan bastırıyor. Dünya gerçekliğin gürültüsünden sağır oluyor ve sürekli büyüyen bilgi uyumsuzluğu, dezenformasyon, bitmeyen savaşlar gözlerimizi yakıp doyuruyor. Eylem, yerini, dikkat dağınıklığına bırakmış. Ekranlara bakarken kendimizi kayıp ve yalnız hissediyoruz. Bir şeye inanmak, bağlanmak, bizi gerçekten yaşıyormuş gibi hissettirecek şekilde hayata devam etmek zor. Kurşun gibi ağır bir çağda, yokluk çağındayız. Neticede kendimizi sefil, kaygılı, biçare ve sıkkın hissediyoruz.
Diyeceğim o ki hepimiz kendimizi biraz Hamlet gibi hissediyoruz.