Meclis Genel Kurulu'nda bir kez daha görüşülen ve zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin ilk 18 maddesi 19 Temmuz gecesi kabul edildi.
"Toprağımızı Vermiyoruz Platformu" üyeleri, TBMM önünde, TBMM Genel Kurulu’nda 19 maddesi kabul edilen zeytinlik, orman ve mera alanlarında enerji ve maden faaliyetlerinin önünü açacak torba yasa teklifine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "Bu yasa ormanları, meraları, tarım alanlarını, zeytinlikleri yok ederken boğazımızdan zaten zorla geçen bir lokma ekmeğin, son damla temiz suyun da peşinde. Tarım politikaları ile zaten yokluğa terk ettiği köylüyü yerinden yurdundan etme, köksüzleştirme peşinde. Bu yasa tümden yaşamımıza kastediyor. Her şeyin farkındayız" ifadelerine yer verildi.
Türkiye’nin 30 ilinden gelen köylülerin oluşturduğu "Toprağımızı Vermiyoruz Platformu" üyeleri, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri süren zeytinlikler ve meraların madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasa teklifinin geri çekilmesi için TBMM Dikmen Kapısı önünde eylemlerine devam ediyor. Platform adına Meclis önünde yapılan ortak basın açıklamasını Deniz Gümüşel okudu.
"Canımıza tak etti. Ekmek 15 lira. Bir kilo domates 50, kiraz en ucuz 400 lira. Kendi kendine yeten bir ülkeyken, gıda ürünlerinin yarısına yakınını ithal eder hâle geldik” ifadelerine yer verilen açıklama şu şekilde:
"Bu durumun hesabını vermeyen AK Parti, şimdi enerji projeleri için meraları, tarım alanlarını yok edecek bir yasayı Meclis'e dayatarak tarımı bitirmek niyetinde. Zeytin fiyatları almış başını gitmiş. En ucuz zeytinyağının litresi 400 lira. AK Parti, ‘zeytinyağı sizin neyinize, sofranıza zeytinyağı uğramasın’ dercesine kömür için zeytinlikleri yok edecek yasayı dayatıyor Meclis'te.
"Bu yasa boğazımızdan zaten zorla geçen bir lokma ekmeğin, son damla temiz suyun peşinde"
Şehirlerde ev kiraları asgari ücretin kaç katı olmuş. AK Parti, köyleri yok edecek, köylüyü kente zorla göç ettirecek, başının üstündeki damı yıkacak bir yasanın peşinde. Bir damacana su olmuş 150 lira. Dereler, göller kurumuş, susuzluk günlük hayatımızın parçası olmuşken AK Parti, su varlıklarımızı yok etmesi için maden şirketlerine vermenin peşinde. Memleketin dört yanında ormanlar yangın yeri. Ciğerlerimiz yanıyor. AK Parti, ‘yangın yetmez, kalan ormana da madencinin, enerji şirketlerinin testeresi girsin’ inadında. Bu yasa ormanları, meraları, tarım alanlarını, zeytinlikleri yok ederken boğazımızdan zaten zorla geçen bir lokma ekmeğin, son damla temiz suyun da peşinde.
"Toprağımızı vermiyoruz"
Tarım politikaları ile zaten yokluğa terk ettiği köylüyü yerinden yurdundan etme, köksüzleştirme peşinde. Bu yasa tümden yaşamımıza kastediyor. Her şeyin farkındayız. Dün gece bu işgal yasasına karşı Meclis'teki tüm muhalefet milletvekilleri bir oldu. Bir ayı aşkındır Ankara Meclis yollarını aşındıran köylüsü, kentlisi yurttaşların yaşam hakkı taleplerini kürsüye taşıdı. Var olsunlar. Ama yetmez. Bu yasa geri çekilinceye, iptal edilinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu toprakların insanları olarak bu varoluş mücadelesini, yaşam savaşını yorulmadan, yılmadan sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Toprağımızı vermiyoruz."
Basın açıklamasına çok sayıda muhalefet milletvekili yanı sıra İmar Yasası’na Takılanlar Derneği, Muğla Çevre Platformu, Bakırtepe Çevre Platformu, ve TEMA Vakfı’ndan temsilciler de destek verdi. Platform üyeleri, basın açıklamasının sona ermesinin ardından bir süre oturma eylemi yaptı.
"Akışına ölürüm' dediğiniz ırmaklar artık akmıyor"
"Meralarımızı madenlere, OSB’lere verdik. Oysa ot yoksa et de yok, süt de yok" diyen Tema Vakfı’ndan Nevzat Özer de şu ifadeleri kullandı:
"Derelerimizi kuruttuk, tam 8 bin kilometre dere artık yatağında akmıyor. O uğruna 'akışına ölürüm' dediğiniz ırmaklar, tam 8 bin kilometrede artık derelerden, ırmaklardan akmıyor. Ormanlarımız yanıyor, ormanlarımız paramparça ediliyor. Bu kadar kötü bir durumdayken bakın, bunu daha da şiddetlendirecek yasayla, kolaylaştıracak bir yasayla karşı karşıyayız. Bu yasa Anayasa’ya aykırıdır. Bu yasa uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu yasa, toprak, koruma, mera, zeytin, doğayı koruyan, bize yaşam veren bütün ne varsa; bizim dayandığımız her şeyi yok eden, güçsüzleştiren süreçleri kolaylaştıran bir yasadır. Bakın, 29 ildeki maden haritasını çalıştık. Yüzde 67’si madenlere ruhsatlı. Bu topraklar, ormanlar, sular bizim yaşam kaynağımız."
Ne Olmuştu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk 18 maddesi kabul edildi. Bu teklif, madencilik faaliyetleri için zeytinliklerin kullanılmasına olanak tanırken, taşınan ağaç sayısının iki katı kadar yeni zeytin ağacının dikilmesi ve Hazine arazilerinin belirli koşullarda kiralanması gibi düzenlemeler içeriyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın kamu yararı gözeterek izin verebileceği bu faaliyetler kapsamında, her yıl ruhsat sahibinden işletme ruhsat bedeli kadar ayrıca tahsilat yapılacak.
Teklif ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için 2030 yılına kadar "acele kamulaştırma" kararı alınabilmesine imkan sağlıyor ve bu tesislerin izin, kira ve irtifak işlemlerinde indirimler getiriyor.
Köylüler açlık grevi kararı vermişti
TBMM'deki kanun teklifine karşı Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya gelen köylüler ve yurttaşlar, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını protesto etmek amacıyla yaklaşık iki haftadır sürdürdükleri nöbetin ardından açlık grevine başlama kararı aldı. Cemal Süreya Parkı'nda devam eden direnişlerinin, 16 Temmmuz 2025'teki 14. gününde Meclis önünde açıklama yapan köylüler, "Bu yasa geri çekilene kadar açlık grevindeyiz" mesajını verdi.