08 Eylül 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 11.07.2024 21:09 | Son Güncelleme: 11.07.2024 21:29

9. Yargı Paketi görüşmelerinde gündem 'kadının soyadı' düzenlemesi

9. Yargı Paketi'nin görüşüldüğü TBMM Adalet Komisyonu'nda konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını hatırlatarak, kadınların evlendikten sonra bekarlık soyadlarını tek başına kullanamayacağına yönelik düzenlemenin tekliften çıkarılmasını istedi
9. Yargı Paketi görüşmelerinde gündem 'kadının soyadı' düzenlemesi

TBMM Adalet Komisyonu'nda, kamuoyunda '9. Yargı Paketi' olarak bilinen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlandı. Komisyon, AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığında toplandı. 

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, komisyona katılarak teklifle ilgili görüşlerini sundu. Teklifin hazırlık aşamasında yer almadıklarını söyleyen Sağkan, teklifteki 'kadının soyadına' ilişkin düzenlemenin tartışıldığını ifade etti. Kadınların kendi soyadlarını kullanmak için mücadele ettiğini dile getiren Sağkan, Anayasa Mahkemesi'nin Türk Medeni Kanunu'ndaki 'kadının soyadına' yönelik hükmü iptal ettiğini hatırlattı. Teklifte bu konuda düzenleme bulunduğunu kaydeden Sağkan, "Düzenlemenin teklif metninden çıkarılarak, ilgililerle masada buluşularak hukuki çözümün gerçekleştirilmesi kanaatindeyiz" şeklinde konuştu.

"Aile birliğinin kadının soyadı tercihiyle ne alakası var?"

CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer de kadının soyadına ilişkin yapılacak düzenlemeyi şu sözlerle eleştirdi: “Anayasa Mahkemesinin net bir biçimde kararı var. 10’uncu maddesine göre, eşitlik ilkesine aykırı bulduğu için karar vermiş, ‘Kadın evlenmeden önceki soyadını kullanabilir’ demiş. Bununla ilgili mücadeleler yapılmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bile buna dair bir karar vermiş. Metne bakıyoruz, bizim vekillerimizin söylediği gibi ‘veya’yı çıkarıyorsun, ‘şu kadar ki’ yazıyorsun, ‘ancak’ı çıkarıyorsun, ‘şu kadar ki’ yazıyorsun, tekrar önümüze getiriyorsun. Ne alakası var? Kanun metnindeki gerekçeyi açıp okuduğumuz zaman, baktığımızda net bir biçimde yazmış. ‘Anne-babanın ayrı ayrı soyadı kullanmaları çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecek, çocuğun hangi soyadını kullanacağı ayrı bir tartışma konusu haline gelecektir. Bu durum Türk toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar verebilecektir. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesince iptal edilen...’ vesaire devam ediyor genel gerekçe. Ne alakası var? Aile birliğinin kadının kimliğiyle, kadının hangi soyadını kullanmayı tercih etmesiyle ne alakası var? Kullanacağı soyadıyla ne alakası var? Çocuğun psikolojisiyle bunun ne alakası var?

"Duyduğum en anlamsız gerekçe"

"1934 yılında Soyadı Kanunu'ndan önce aile birliği yok muydu? Toplum o aile birliğini korumuyor muydu?" diye soran CHP'li vekil sözlerini şöyle sürdürdü: Soyadı Kanunu çıkmadan önce ‘Hiçbir soyadı yokken aile birliği yoktu’ mu diyeceğiz, böyle bir şey olabilir mi? Dolayısıyla, bunu soyadına bağlamak, bunu çocuğun psikolojisi meselesine bağlamak belki de duyduğum en anlamsız gerekçedir. Burada eğer ki siz çocuğun psikolojisini bu kadar düşünüyorsanız, gelin adalet sistemini tartışalım. Gezi Davası tutuklusu, hiçbir suçu günahı olmayan, dosyasında hiçbir delil olmayan Tayfun Kahraman 807 gündür cezaevinde, çocuğu Vera cezaevi kapılarında. Şimdi, soyadı meselesinden mi çocuğun psikolojisi bozulacak, 807 gündür babasını göremeyen, sarılamayan, öpüp koklayamayan çocuğun mu psikolojisi bozulacak? Gelin, bunu tartışalım. Eşiyle birlikte cezaevi kapılarında 807 gündür duruyor, bununla ilgili hiçbir düzenleme yapılmıyor, kadının soyadı meselesine takılmışız. O kadar çok hukuki sorun varken getirmişiz burada kadının soyadı meselesine takılmışız ilginç gerekçelerle ‘Burada bir şeyleri çözdük’, ‘Reform yapıyoruz’, ‘Yargıya yenilik getiriyoruz’ vs. Hiçbir yargı paketinde de olmadığı gibi bunda da yok. Yapılmak istenen de cinsiyet temelli bir eşitsizlik, bunu net olarak görüyoruz.”

"İptal edilen düzenlemenin hemen hemen aynısı"

İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun da, teklifin "kanun yapma" tekniğine aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına rağmen aynı düzenlemelerin getirildiğini savundu. Anayasa Mahkemesinin, Türk Medeni Kanunu'ndaki "kadının soyadına" ilişkin hükmü iptal ettiğini hatırlatan Olgun, teklifte bu konuda düzenleme bulunduğunu ifade etti. Olgun, "Teklifteki düzenleme, Anayasa Mahkemesinin kararını karşılamak şöyle dursun iptal edilen düzenlemenin hemen hemen aynısıdır." ifadesini kullandı.