Adalet Bakanlığı, DEM Parti heyetinin üçüncü kez İmralı Adası'nda terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için yaptığı başvuruya onay verdi. DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Van Milletvekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınarak yerine kayyım atanan Ahmet Türk ve avukatlar Cengiz Çiçek ile Faik Özgür Erol'dan oluşan heyet, İmralı Adası'nda Öcalan ile görüştü.
Görüşme sonrasında İmralı Heyeti Öcalan'ın açıklamasını Taksim'deki "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" toplantısında okudu.
Konuşmaya ilk olarak Sırrı Süreyya Önder başladı. Başta süreçte tutuklanan siyasilere selamlarını gönderen Önder, Cumartesi Anneleri’ni selamladı ve Ankara Garı’nda yaşamını yitirenleri de andı. Önder konuşmasını Kürtçe de tekrarladı. Önder, "Bir daha böyle bir süreç yaşanmayacağına söz verdiklerini" söyledi.
Önder “Kışın bitip baharın geleceği şu günlerde. Umudu yeşertmeye gittik. Biliyorsunuz filiz kütükten kuvvetlidir. barış umudunu yeşertmeye gittik bunun can suyunu bunun nefesini bütün bir ülke kardeşlik ruhu içinde Kürt'üyle Türk'üyle hep birlikte verme iradesiyle gittik. bu umudu yeşerteceğiz. Ta ki bu ülke bir gülistana dönüşünceye kadar. Emeği geçen bütün siyasilere Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Devlet Bahçeli'ye, Sayın Özgür Özel'e tüm siyasilere tekraren teşekkür ediyoruz. Öcalan tüm kamuoyu ile paylaşmak üzere mesajını verdi. Bir kırılma anındayız ama olumlu bir kırılma. mevcut kaotik ortamdan sıyrılacağız" dedi.
'Tüm gruplar silah bırakmalı'
Öcalan'ın çağrısı ilk olarak Ahmet Türk tarafından Kürtçe okunmaya başlandı.
Türk'ün ardından Pervin Buldan açıklamayı Türkçe okudu.
Açıklamanın tamamı şöyle:
- "PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. - Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.
- Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.
- Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür. - Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.
- Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.
Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim."
'PKK'nın kendini feshi demokratik siyaset ve hukuki boyutların tanınmasını gerektirir'
Sırrı Süreyya Önder, açıklamaların okunması ardından kapanış konuşması gerçekleştirdi. Önder şunları söyledi: Gerçekten bir Anadolu türküsündeki gibi halimiz hani diyor ya taş olsaydım toprak oldum dayandım. Gerçekten bu ülkenin tümü taş olsa eriyecek kadar sıkıntılı günler çekti ve ne yazık ki toprak oldu dayandı. Bunun yeni baharın barışın ilk günleri olması umuduyla. İmralı’da üç saat süren görüşmeden ayrılırken kendisinin belirttiği bu perspektifi ortaya koyarken şüphesi pratikte silahların bırakılması ve PKK'nın kendini feshi demokratik siyaset ve hukuki boyutların tanınmasını gerektirir notunu da bizlere iletti onu da sizinle paylaşmış olalım."
Basına verilen kartlar 'asrın çağrısı' yazıyor
Heyet, 28 Şubat'ta görüşmeye ve sonuçlarına ilişkin kapsamlı bir açıklama yapacaktı. Öcalan'ın çağrısının, bir önceki çözüm sürecinin tarihi toplantılarından Dolmabahçe Mutabakatı'nın ve 28 Şubat Darbesi'nin yıl dönümünde, Ankara'da yapılma ihtimâlinin yüksek olduğu ifade ediliyordu. Ancak açıklama sürpriz bir değişimle İstanbul'a alınarak 27 Şubat'a çekilmişti. Taksim'de açıklamanın yapılacağı otelde gazetecilere verilen kartlarda da "Asrın Çağrısı" yazması dikkat çekmişti.
'Tarihî çağrı gelebilir' denmişti
DEM Parti kaynakları, Öcalan’dan tarihî açıklamalar gelebileceğini bildirmişti. CNN Türk, Abdullah Öcalan'ın açıklamasına ulaştıklarını duyurarak, çağrıda "PKK'nın silahlı mücadeleyi sürdürmesinin anlamının kalmadığının" vurgulanacağını ifade etmişti.
Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan süreç
Süreç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te yaptığı çağrı ile başlamıştı. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı açıklamada “Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘umut hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” demişti.
28 Aralık 2024’te İmralı’da ilk görüşmeyi yapan heyet, ardından 7 siyasi parti ile görüşme gerçekleştirmişti. Heyet daha sonra tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile görüşmüştü. Ziyaretlerin ardından yazılı açıklama yapan heyet görüşmelerin ‘umut verici’ olduğunu açıklayıp ‘çözüm için ortak irade olduğunu’ söylemişti.
Heyet 22 Ocak'ta da ikinci kez İmralı'yı ziyaret etmişti.