MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalardan satırbaşları:
- 26 gün sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümünü kutlayacağız. Türkiye bizim yer yüzü cennetimizdir. Egemenliğin yegane sahibi Türk milleti, ilelebet cevheri aslimizdir. Şu hususu da söylemek isterim ki, bizim delimiz de vardır, velimiz de vardır. O deliler vatana meftundur, millete meftundur, bağımsızlığa meftundur. En delimiz bile satılmış kalemlerden çok daha akıllı, çok daha zeki, çok daha adam oğlu adamdır.
- Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti'nin gelecek yüzüdür. Cumhur İttifakı olarak kronik sorunlara neşter vurduk, çözümsüz duran sorunları çözdük. Cumhur İttifakı'nın umut olduğunu gösterdik. Cumhur İttifakı güçlü ise vatandaşımızın karnı toktur.
- Türkiye’nin ne geçmişinde ne de geleceğinde zillete yer vardır, geçit yoktur, geçiş yoktur. Koltuk ve çıkar kavgaları ile siyasi ahlak kaygısının dibini boylayanlarda zaten umut yoktur. Terör örgütleri ile can ciğer kuzu sarması olanlara kanacak bir Allah’ın kulu da kalmamıştır.
- Nesli tükenen kara ve deniz canlılarına gösterilen hassasiyetin 10'da 1'i mazlumlardan esirgenmektedir. Terör saldırıları bölgesel savaşlar insan hayatının ne kadar ucuzladığının bir belirtisi olarak yorumlanmalıdır. İnsanlık huzursuzluğun pençesindedir. Hürrriyetimizi ve hür ülkemizi hiçbir alçağa çiğnettirmeyeceğiz.
- Kılıçdaroğlu'nun milletin seçimine gösterdiği tepki faşist dürtülerin sonucudur. Seçimi yapan Türk milletidir. Bunun neresinde ahlaki boşluk ve meşruiyet sorunu vardır? Kaynağı nedir? ABD ve İngiltere'de FETÖ'cülerle ittifak kurmak mı meşruiyet, PKK ve HDP ile buluşmak mı meşruiyet? Kavala'ya özgürlük istemek mi meşruiyet? Anlatsın da bilelim. Neresi meşrudur da bize meşruiyet ahkamı kesmektedir?
- Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve kabinesi görevini başındadır. Kılıçdaroğlu kendine baksın işine baksın. CHP yoldan çıkmıştır. MHP ve Cumhur ittifakı kuru sıkı atan siyasi kadavralarla polemik yarışına girip de zaman kaybedecek kadar şaşkın değildir. Milletimizin gerçek gündemiyle meşgul oluyoruz.
- Birinci gündem konumuz, depremin hasarlarını tümüyle onarmak, yaraları sarmak, yeni ve güvenli 650 bin konutu inşa ederek teslim etmektir. Cumhurbaşkanımızın 1 Ekim'de TBMM'nin açılışındaki konuşmadan da anlaşılacağı gibi, deprem bölgesinde kurulan konteynerlerde 600 bine yakın vatandaşımız barınmaktadır.
- Hayat pahalılığı günden güne tesirini kaybedecektir. Emekli maaşlarındaki muhtemel iyileştirmeler enflasyonun üzerinde zam verilmesi zammın kök ücrete yansıtılması samimi dileğimizdir. Küçük esnafın emeklilik gün sayısı 7200'e indirilmelidir.
- Terörü lanetliyorum. Bu soysuzların kökü kurutulacaktır. Terörle huzur arasında ikinci bir seçenek yoktur. Terörün sonuç alması asla mümkün değildir. Teröristlerin Kayseri'den Ankara'ya nasıl geldikleri açıklığa kavuşacaktır. 1 Ekim saldırısı Türkiye'ye karşı yapılmıştır.
- Tescilli FETÖ'cülerin Süleyman Soylu'ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı'nı kötülemeleri ortadadır. Kamu görevlilerimizin onuruyla oynanması tehlikelidir.
- MHP, yeni anayasanın hazırlanmasında 100 maddelik teklif metniyle hazırdır. Darbe anayasası Türkiye'ye layık değildir.
- 3 Kasım'da Kazakistan'da yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı Toplantısı'nda KKTC'nin gözlemci ülke olarak yer alması Kıbrıs Türklüğü'nün tanınması adına önemli bir eşik olacaktır. Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demeye gerek yok, 'Kıbrıs Devleti' demek gerek. Iğdır ile Nahçıvan arasındaki doğal gaz boru hattı da ilişkileri tek millet için daha da güçlendirecektir.