Geçtiğimiz yıl 17 Eylül'de Lübnan'daki Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana gelmişti. Patlamalarda 2'si çocuk 12 kişi hayatını kaybetti, 300 kadarı ağır yaklaşık 2 bin 800 kişi yaralandı. 18 Eylül'de de yine aynı şekilde telsizlerin patlatılması sonucu da 25 kişi öldü, 450'den fazla kişi yaralandı.
İddiaya göre patlamaları İsrail istihbarat servisi Mossad gerçekleştirmişti. Mossad'ın Hizbullah'ın satın alacağı çağrı cihazlarına önceden ulaşarak cihazlara patlayıcı yerleştirdiği öne sürüldü. Tayvan merkezli Gold Apollo şirketi, patlatılan çağrı cihazlarını üreten firma olarak Macar ortağı 'Bac Consulting KFT' isimli firmayı işaret etti. Ancak bu firmanın da İsrail tarafından paravan bir şirket olarak kurdurulduğu iddia edildi.
MİT'in radarına takıldı
Sabah'ın haberine göre söz konusu çağrı cihazlarıyla aynı marka ve model bomba yüklü bin 300 adet çağrı cihazı ve 710 adet şarj aleti dolusu kargonun patlamalardan sadece birkaç gün sonra Lübnan'a gitmek üzereyken İstanbul Havalimanı'nda MİT'in radarına takıldığı ortaya çıktı.
MİT, 20 Eylül'de Lübnan'daki patlamalardakine benzer nitelikte çağrı cihazlarının İstanbul'dan Lübnan'a gönderileceği istihbaratına ulaştı.
Lübnan'daki patlamalardan bir gün önce 16 Eylül'de Tayvan menşeli SMT Global Lojistik Limited firması tarafından lojistiği sağlanan 4 paletlik kargo malzemesi, TK6141 sefer sayılı Hong Kong- İstanbul Kargo uçağı ile İstanbul Havalimanı'na geldi. Bu paletlerde toplam 61 koli 850 kilogramlık yük bulunuyordu. Kargonun, 27 Eylül tarihinde TK830 İstanbul- Lübnan/Beyrut 06.50 kalkışlı sefer sayılı kargo uçağı ile Lübnan'a gidecek şekilde gönderildiği tespit edildi.
Kriminal incelemelerde cihazların içindeki bataryalara sinyal ya da ısı yoluyla patlatılabilecek yüksek yanıcılığa sahip maddeler yerleştirildiği belirlendi. Söz konusu düzeneklerin, İsrail’in Lübnan’daki saldırılarında kullanılan sistemlere benzediği saptandı. Tüm patlayıcılar güvenlik birimlerince imha edildi.
Aynı gönderici ve aracı firmalara ait bir başka kargo da riskli bulunarak incelendi, ancak patlayıcı tespit edilmedi. Çin’den yola çıkan kargonun Lübnan’a gönderildiği, Türkiye’deki aracı şirket sahibinin ise adli kaydına rastlanmadığı için serbest bırakıldığı açıklandı.
Operasyonun, geçtiğimiz aralıkta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Lübnan Cumhurbaşkanı Mikati’nin görüşmesinde gündeme geldiği ve Erdoğan’a bu müdahale için teşekkür edildiği öğrenildi.
