Konya’nın Çumra ilçesi sınırlarındaki Çatalhöyük, kökeni 9 bin 124 yıl öncesine dayanan bir yerleşim yeri. Kuzey ve güney olmak üzere 2 höyükten ve 32 hektar alandan oluşan bu neolitik kent MÖ 7100-5900 arasında, yani bin 200 yıl boyunca varlığını sürdürdü. 1960’lardan bu yana devam eden kazılar, bize Çatalhöyük’ün tarihte nüfus yoğunlaşmasının görüldüğü ilk yer olduğunu gösteriyor. En eski yerleşim yeri olmasa da, barındırdığı nüfus, yoğun tarım faaliyeti ve köy yerleşmesini aşıp kentleşme özelliği göstermesiyle öne çıkıyor.
En zirve döneminde 600-800 kişi yaşıyordu iddiası
Nitekim, artan nüfusla zamanla yeni alanlara ihtiyaç olduğunu düşünerek Yunanistan’a, Balkanlar’a hareket ediyor ve orada da höyük yerleşmeleri ortaya çıkarıyorlar. Öte yandan, geçenlerde Journal of Anthropological Archaeology dergisinde ABD’li bilim insanı Ian Kuijt ve Polonyalı Arkadiusz Marciniak’ın yayınladığı makale Çatalhöyük’ün kabul ettiğimiz bu özelliklerine itiraz etti. Makaleye göre, Çatalhöyük sanıldığının aksine en zirve döneminde 600-800 kişi olmak üzere, şaşırtıcı derece az insan barındırıyor.

Ayrıca, Kuijt ve Marciniak, tarım kaynaklı nüfus artışının neolitik yaşamı yaydığı ve Güneybatı Asya'daki antik kentlerin yükselişini tetiklediği fikrini de abartılmış görüyorlar. Bu itirazlarının arkasında da, kazıda çıkan yoğun yapı kümelerinin aynı dönemde kullanılmadığı ya da dolu olmayabileceği tezi bulunuyor. Peki Çatalhöyük’ü nüfusun 8 binleri bulduğu, diğer antik kentlerin de yükselişini etkileyen bir neolitik kent olarak kabul etmek gerçekten abartılmış bir görüş mü? Çatalhöyük Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Ali Umut Türkcan’a makaledeki itirazların haklı olup olmadığını sorduk.
Makalenin yazarı yaklaşık yüzde 2’lik alanda çalıştı
Türkcan, makalenin yazarlarından Polonyalı Arkadiusz Marciniak’ın kazı ekibinde yer aldığını ve kendilerine hiç danışmadan böyle bir makale yayınladığını anlatıyor: “Normalde usülen kazı ekibindeki bir bilim insanı, kazı başkanının görüşüne yer vermeden böyle bir makale çalışması yayınlamaz. Marciniak kazıda sadece yaklaşık yüzde 2’lik bir alanda çalışıyor ve bu alanı genelleyerek, üstelik ekibin hiçbir verisine yer vermeden böyle çıkarımlarda bulunuyor. Veri setimizi görmezden gelmesi ve bizden habersiz böyle bir araştırma sonucu yayınlaması da enteresan. Belki de kendisiyle yollarımızı ayırırız.”
Yaklaşık 8 bin kişi var
Makalenin Çatalhöyük’te aslında şaşırtıcı derecede az insan yaşıyordu iddialarına ise, Türkcan söyle cevap veriyor: Çatalhöyük’te bizim çalışmalarımızdan önce iki kazı çalışması oldu. 1961-1965 yıllarında kazı başkanı James Mellaart nüfusun yaklaşık 7 bin olduğunu belirtti. Ve sonrasında 1993-2017 yılları arasındaki başkan Ian Hodder döneminde yapılan demografik analizle yaklaşık 8 bine ulaştığı net bir şekilde ortaya kondu.

Şu ana kadar, son kazılarla birlikte Çatalhöyük’ün yaklaşık yüzde 8’ini kazmış durumdayız ve bu oranda bile 225 tane ev ortaya çıkardık. Ayrıca bu evlerin içinden ve çoğunlukla mezarlıklardan 840 bireyin kalıntısına rastladık. Yerleşimde yaşayabilecek insan sayısının sadece mezarlardan binlerce kişi olduğu bir kere çok net anlaşılıyor.
Tarım kaynaklı nüfus artışı var
Öte yandan, Türkcan’a göre makalede yazılanın aksine Çatalhöyük’te tarım kaynaklı bir nüfus artışı yaşanıyor ve tarımla, hayvancılıkla uğraşan neopolitik yaşam tarzlarını çevrelerine yayıp antik kentlerin yükselişini tetikliyorlar.
“M.Ö 9 binin ikinci yarısında tarım ve besicilik kaynaklı doğum oranında artış var. Bitkisel besinlerin işlenmiş halleri ile yüksek nişasta zaten kadınlardaki doğum oranını artırıyor, bu dönemde doğal olarak yerleşimlerin sayısı patlıyor. Şunu unutmayalım ki, neolitik dönemde Çatalhöyük ciddi bir beslenme döngüsünde. Bir aile yaklaşık bir aylık üretimiyle neredeyse bir senelik ürün elde ediyor. Hatta artan nüfusla yeni alanlara ihtiyaç olduğunu düşünerek, Yunanistan’a, Balkanlar’a 6 binin ortalarında tohumları ve evcil hayvanlarıyla hareket ediyorlar. Sonrasında Balkanlar'da ve Ege’de hızlıca höyüklerin ortaya çıktığını görüyoruz. Kaldı ki, sadece beslenme açısından da değil, Çatalhöyük hammadde açısından da ciddi bir pazar. Kendi bulunduğu ova kesiminde olmayan hatta Anadolu’da nerdeyse tüm hammadde kaynaklarını elde eden bir yerleşim.”
Çatalhöyük kent olarak tanımlanmalı
Bu sebeplerle, Çatalhöyük’ü kentten ziyade 700-800 kişinin yaşadığı bir köy gibi görmenin yanlış olduğunu vurgulayan Türkcan, “Çatalhöyük aslında sık sık kent miydi değil miydi polemiğiyle gündeme geliyor. Yoğun tarım, hammadde akışlı ticaret ve yüksek zanaatkârlık, nüfus yoğunluğu, belirli mahallerde kümelenmiş birbirini takip eden tapınak gibi özel yapılar, içinde yer alan sınıfsal yapı gibi özelliklerle Çatalhöyük kent olarak tanımlanmalı” şeklinde konuştu.