CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- 19 Mart başarısız darbe girişimi püskürtülürken, 7 gün boyunca Saraçhane direnirken, 2 Nisan'da Yozgat'ta traktörleriyle konvoy yapan çiftçilerimiz önce Türkiye'nin sonra dünyanın gündemine oturdular. Ve o gün bütün Türkiye Yozgat'tan çıkan sesi ve karşısındaki ceberrut hükümeti gördü. Biz durmamız gereken tarafta durduk. Çiftçilerimizin yanında durduk.
'Tek adamlar kaybedecek'
- Biz Gazi'nin emaneti kurduğu demokrasiden, cumhuriyetten yanayız. Seçme seçilme hakkından, seçimlerde yarıştan yanayız. Yarıştan kaçanlara, diktatör olmaya çalışanlara, sandığı kaçıranlara karşı biriz, beraberiz ve millet olduğumuz için biz yine 105 yıl önce olduğu gibi kol kola, omuz omuza hep beraber olduğumuz için biz kazanacağız. Tek adamlar kaybedecekler.
- Bu kürsüden operasyondan 3 hafta önce bir darbe mekaniğinin devrede olduğunu, adım adım ilerlediklerini, bunun bir darbe girişimi olduğunu ifade etmiştim. Daha sonra bu darbeye direndik. Darbenin başına cunta dedik ve birçok tanımlama yaptık.
- Bütün süreçte dünya kadar tanımlamalar, dünya kadar söz söylendi ama hiçbir söz Abdullah Amca'nın sözü kadar güçlü değildi. Bütün süreci özetledi. Abdullah Amca dedi ki: "Turbunan şalgamınan devlet idare edilmez. Adaletlen, hukukla idare edilir." dedi. Buradan Abdullah Amca'ya söz olsun. Organik tarım yapanlar gibi organik bir sloganı bulan, yüreğinde hisseden, o sloganı buram buram toprak kokan, Yozgat kokan Abdullah Amca'ya söz olsun. Bu düzen değişecek. Turplan, şalgamlan değil, adaletle yönetenler bu devletin başına gelecek.
'Her 4 çocuktan biri öğün atlamak zorunda kalıyor'
- Yarın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Ancak maalesef ülkemizde çocukların ağır sorunları var. Söylemek bile ağır. Ya bir ülkede çocuğun ağır sorunu olur mu? Maalesef var. Her 4 çocuktan biri öğün atlamak zorunda kalıyor evde. Her 3 çocuktan bir tanesi okula gidiyor ve okulda hiçbir şey yemeden evine dönüyor. Çünkü elinde beslenme çantası ya da cebinde kantinden bir simit alacak parası olmadığı için. Güvencesiz çalıştırılanların yanında çocuk yaşta çalıştırılanlar var. Nitelikli eğitimden mahrum bırakılan bir nesil, babasının, annesinin ekonomik durumundan dolayı hayata kapatamayacağı kadar farkla geriden başlayan çocuklarımız var. Ve ne yazık ki güvende tutamadığımız, koruyamadığımız çocuklarımız var. Geçen sene bugün, 23 Nisan'ın öncesinde yüreğinde bayram heyecanı olan Narin, Matya Ahmet ve daha 2 yaşında olan annesinin giydirip de bayram günü güzelce giydireceği Sıla bebek yaşıyordu.
'Narin cinayetinin üzerine tam anlamıyla gidilmedi'
- Bu rejim, bu ülke 2025 yılında, 2024-2025 yılı arasında, Meclis'in 105. yılında, Cumhuriyet'in 102. yılında Narin'i, Sıla'yı, Ahmet'i koruyamadı. Biri 2, biri 8, biri 14 yaşındaydı. Biri gördüğü cinsel saldırıdan sonra hastanede öldü. Bir diğeri bir gördüğüne tanık olduğu için öldürüldü, saklandı, günler sonra bulundu ama bir milletvekili "O köyde dostlarımız var. Her şeyi anlatamayız, biliyoruz." dedi. Onun bildiğini savcılar bilemedi. Şu öldürdü diyemedi ve bu meselenin üstüne bir siyasi partinin, ittifak ortağının siyasi uzantıları rahatsız olacak diye küçücük Narin cinayetinin üzerine tam anlamıyla gerçekten gidilemedi
- Gazi Mustafa Kemal'den aldığımız güçle aynı idrakle, aynı azimle Samsun'da, Maltepe'de, Yozgat'ta, Saraçhane'de ne yaptıysak yarın Mersin'de, öbür hafta Konya'da, öbür hafta Van'da, öbür hafta bir başka Anadolu şehrinde ama korkmadan, yılmadan gerçek gücün millette olduğunu, milletten aldığımız güçle bütün dünyaya göstereceğiz, bütün dünyaya.
- Savaş hukukunda bile olmayan şeyleri yaptılar. 31 yıl önceki diplomanın iptali, savaş hukukuna göre savaşı kazanabilirsiniz ama o ülkenin resmi evrakları, kayıtları ve tapuları geçerlidir. Savaş hukuku sizin bir ülkeye karşı savaş kazanmanızı o ülkedeki tapuları geçersiz kılmaz, mülkiyet hakkını ortadan kaldırmaz. Devlet diğer devletin verdiği belgeye bile kazanan devlet saygılıdır. Hukukun gereği budur. O belge geçerlidir.
- Kenan Evren'e haddini bildirenler, e-muhtırada doğru yerde duranlar, 15 Temmuz'da çıplak elle tankları durduranlar 19 Mart cuntasını darmadağın edecekler, darmadağın edecekler.
RTÜK ve TRT'ye tepki
- Her darbecinin gibi bu darbenin de bir silahı var. Maalesef ele geçirdiği yargıdır. Her silahın olduğu gibi, yargıdaki silahın da bir mühimmatı var. O da maalesef iftiradır, yalandır. Bu iftira ve yalanların bir mühimmat deposu, cephaneliği var. Üzülerek söylüyorum ki o da vergilerimizle ayakta duran TRT'dir.
- 15 Temmuz'da nasıl cuntacılar gittiler TRT'yi ele geçirdiler ama en sonunda milletten şamarı yediler. 19 Mart cuntası da TRT'yi ele geçirmiş olabilir ama millet bizimledir. Bu 19 Mart darbecileri zaten zorda olan ekonomimizi tamamen batırdı, perişan ettiler.
'Yakılan para ile çiftçi başına 412 bin lira veriyorsun'
- Döviz tutabilmek için 50 milyar dolar, 1.9 trilyon lirayı cayır cayır yaktılar. Mehmet Şimşek denen bu darbenin mali ayağı "Biz bu rezervleri bu günler için topladık" diyor. Oysa bakın, parayı Ekrem İmamoğlu'nu hapse atıp tepki yükselince, dolar yükselince onu bastırmak için almış bu parayı tutmuş. 1.9 trilyonun 1 trilyon lirasıyla bütün çiftçi borçları kapanıyor. Geriye kalan 900 milyar lira ile çiftçi başına 412.000 lira para veriyorsun, destekleme. Böyle bir parayı yaktılar, Ekrem İmamoğlu korkusundan.
'Her emeklinin cebinden bir gram altın aldılar'
- Şu anda 4 milyon vatandaş, 4 milyon vatandaş kredi kartından takipte. Yani eve haciz gelmek üzere, kredi kartları takipte. Milletin ekmeği küçülmüştü, bu 1 ayda, 19 Mart'tan Ekrem Başkan'ın evinden alındığı 19 Mart'tan Yozgat'ta mitinge gittiğimiz 19 Nisan'a. 19 Mart, asgari ücret, Ekrem Başkan alınırken 6,5 gram altın alıyordu. 1 gramlık altınlar var ya, 6,5 gram altın. Bugün 5 gram alıyor. İşte size asgari ücretlinin cebinden 1,5 gram altın gitti. Emekli 4,5 gram altın alabiliyordu, 3,5 gram. Her emeklinin cebinden 1 gram altını aldılar. Memur, en düşük memur maaşı, 13 gram altın alırken 10 grama düştü.
Kanal İstanbul
- 27 Şubat 2025 ekranda bir harita önünde bir harita. Bu harita Kanal İstanbul haritası. 9 Ekim günü Akın Gürlek görevlendirilmiş. Ekim, Kasım, Aralık, Ocak geçmiş olmayan MASAK raporu köpürtülmüş. Operasyona zemin hazırlanmış. Artık MASAK’tan raporun talep edilmesine 10 gün, gelmesine 17 gün, operasyona 19 gün var. Ve darbenin cuntanın başı oturmuş Kanal İstanbul haritası inceliyor. Oysa bugün hala bakan olan Murat Kurum İstanbul’a adayken Kanal İstanbul sorularına “kesinlikle gündemimizde yok” demişti. Oysa bu darbeyi yapanlar çoktan 24.000 konut için planlamayı yapmışlar, müteahhitlere sözü vermişler, ihale hazırlıklarına girişmişler, ihaleleri vermişler. Ve bakın aynı harita nerede var biliyor musunuz?
"Kanal İstanbul için Arap kanallarında reklam var"
- Aynı harita Erdoğan karşısında bakan aşağısı Kanal İstanbul elle gösteriyorlar Go Smart televizyonu Arap basınında 3,5 saat, 3,5 dakikalık reklam yayını. Kanal İstanbul etrafında göl manzaralı konutlar hem de vatandaşlık garantili. Şimdi birazcık daha her şey netleşiyor mu?
"Trump papazını aldı, şimdi de gevrek gevrek anlatıyor"
- Doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk Filistin davasına destek veren bir yazı yazdığı için 25 Mart’ta ABD’de gözaltına alındı. Rümeysa’nın kefaletle serbest bırakılma talebi bile reddedildi ama Erdoğan’dan bir tane ses yok. Trump ona hatırlatıyor. "Severim onu" diyor. "İyi anlaşırım. Bir rahibim vardı elimde onu ondan almıştım" diyor. Hatırlayın Erdoğan Trump’a şöyle söylüyordu: "Bu can bu bedende durdukça benim rahibi vermeden sen rahibini alamazsın. Ey Trump ver papazı al papazı" diyordu. O gün papaz dediği kişi Amerika Birleşik Devletleri’nde öldüğü güne kadar yaşadı. Asla ve asla Amerika’daki papazı kendisine vermediler. Fethullah Gülen’i söylüyor. Ama Trump bir sert telefonla kendi papazını aldı. Şimdi gevrek gevrek hatırlatıyor. "Papazımı almıştım." diyor.
- Ve maalesef biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Trump’ın Gazze tehcir planına karşı bütün dünyada ses duyurmaya çalışırken bunların ağzından bir kelime çıkmıyor. Ama bir yandan bir yandan Ekrem Başkan’a yaptıkları yüzünden Alman hükümeti Eurofighter’ları vermemeye karar vermiş. Bakın Trump’ın iktidarını sürdürürsün.
'Kıbrıs'ı satan Erdoğan'
- Türk dünyasıyla iyi ilişkiler. Bununla ilgili çok iddialıydı bunlar. Devlet Bey’in de hoşuna gidiyordu o verilen pozlar. Biz ne bekliyoruz? Türki Cumhuriyetler Kıbrıs’ı tanıyacak. Bekliyoruz ki tanısınlar. Ne oldu? Bırak Kıbrıs’ı Türki Cumhuriyetlerin tanımasını Türki Cumhuriyetler Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan oturdular Semerkant’ta. Bizimkiler aval aval bakarken ikna edildiler. Güney Kıbrıs’ı tanıdılar. Tanımak yetmez Güney Kıbrıs’a büyükelçi görevlendirdiler. Tam olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin tam olarak dış politikasının paspas edildiği, Kıbrıs davamızın paspas edildiği beceriksiz bir dış politika.
- Kıbrıs’ı ne işlere zemin etmişler. Kıbrıs kadar turp çıktı heybeden. Eski KKTC Büyükelçisi Yasin Ekrem Seri, Babası Maksut Serim Akbil, İkdaş, Belbim davaları sırasında Vakıfbank Valide Sultan şubesinin müdürü... O günden beri o ilişki içindeler. Bir açıp okuyalım, bir açıp okuyalım neler olmuş Akbil’de. Nasıl yolsuzluktan yargılanılmış? Bütün Harun Karaca en son bütün Akbil yolsuzları nasıl yıllarca milletvekilliği ile kaçırılmış? Sonra o davalara neler yapılmış? Maksut Serim ya Vakıfbank’ın şube müdüründen örtülü ödenek başkanı yaptı. Yanından ayırmıyor. Gelmiş gelmiş onun oğlu Yasin Ekrem Serim meslekten gelmez dışişlerine sokulmuş, özel kalem yapılmış, büyükelçi yapılmış. Kıbrıs gibi yere meslekten gelmeyen büyükelçi atanmış. 6 ay sonra buradan söyledim pis kokular geliyor ne oluyor diye görevden aldılar. Niye aldınız kardeşim söyleyin cevap yok. Bakın. Bir hesap hareketleri var. Gemiler var. Onunla ilgili kimler kimler var. Hakan Fidan’ın Binali Yıldırım’ın isimleri geçiyor. Ben geçen hafta da aynı özeni söyledim. Çocuklarının ismi geçiyor ama biz bir kişi düzgünce soruşturulup yargılanıp ceza alıp kesinleşmeden ne kişiye bir şey deriz ne ailesine bir şey deriz.