CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "Bu ekonomik koşullarda yaş çay alım fiyatı 25 liradan az olamaz. Destekleme fiyatı da 3 liranın altında olamaz. Bir bardak çaya bile yetmeyen bu alım fiyatını kabul etmiyoruz. Herkesi 2 Haziran'da Çay Mitingi'mize, Rize'ye bekliyoruz" dedi. Yücel, parti genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel'in başkanlığındaki Parti Meclisi (PM) toplantısına ilişkin açıklama yaptı.
"CHP bütün darbelerin karşısında oldu"
27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı anan Yücel, darbelerin Türkiye'de demokrasinin ilerlemesine engel olduğunu belirtti. Yücel, "Ülkemizin çok partili hayata geçişini sağlayan CHP, şimdiye kadar askeri ya da sivil bütün darbelerin karşısında olmuştur, bundan sonra da darbelerin karşısında olmaya devam edecektir. Halkın iradesinin dışındaki her türlü müdahale, ülkemize ve demokrasimize yapılmış en büyük kötülüktür" değerlendirmesinde bulundu.
Partisinin düzenlediği Büyük Emekli Mitingi'nde, emeklilerin haklı taleplerinin bir kez daha dile getirildiğini vurgulayan Yücel, şunları söyledi: "Açlık sınırının 17 bin 725 lira olduğu ülkemizde, emekliler, 10 bin lira maaşları ile artık hayatta kalma mücadelesi veriyor. Biz, en düşük emekli aylığı ve emekli bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çekilinceye kadar, emekli aylıkları arasındaki farklılıkları giderecek intibak yasası çıkarılıncaya kadar, bu ülkenin ekonomisine, üretimine katkı sunan emeklilerimiz el üstünde tutuluncaya kadar, emeklilerimizle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz."
"AKP kadrolarının bankamatik personel deposu haline gelecek"
TBMM gündemine gelmesi beklenen 9. Yargı Paketindeki 'etki ajanlığı' düzenlemesinin temel hak ve özgürlüklerde ciddi gerilemeye neden olacağını savunan Yücel, düzenlemenin, toplumsal barışı bozacağını ve haksız yaptırımlarla mağduriyetlere neden olacağını öne sürdü. Yücel, AK Parti'nin kanun teklifiyle kurulması planlanan Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'nı "paralel dışişleri bakanlığı" olarak nitelendirip, "Bu vakfın, AKP kadrolarının bankamatik personel deposu haline getirileceğini şimdiden ifade etmekte fayda var" diye konuştu. Suriye'de görev yapan bir tugay komutanının makam aracıyla insan kaçaklığı yapıldığının ortaya çıktığını aktaran Yücel, "Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde liyakatin ve personel seçiminin önemini bir kez daha anladığımız vahim bir olayla karşı karşıyayız. Türk Silahlı Kuvvetlerinde liyakate dayalı personel seçim ve görevlendirme sisteminden asla vazgeçmemeniz gerektiğini, devletin tüm unsurları ve imkanları ile düzensiz göç ve insan kaçakçılığıyla mücadele etmek zorunda olduğunu artık idrak etmek zorundasınız. Aksi takdirde askeriyede yarattığınız liyakatsiz kadrolaşmanın, güvensizlik ortamının ve yanlış sınır politikalarınızın bedelini, bu ülke çok acı ödeyecek." diye konuştu.
Resmi Gazete'de yayımlanan yeni Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliği ile seferberlik ilanı yetkisinin Bakanlar Kurulu'ndan alınarak Cumhurbaşkanı'na verildiğini anımsatan Yücel, bu yetkinin tek bir kişiye verilmesinin demokrasiyle bağdaşmayacağını savundu. Seferberlik kapsamına "kalkışma" ve "ayaklanma" gibi muğlak ifadelerin eklendiğine dikkati çeken Yücel, "Yoruma açık, muğlak ifadeler içeren kötüye kullanılabilecek yönetmeliklerle toplumun huzurunu bozuyor, sözde 'toplumsal güvenlik' adı altında, kendilerine bir dokunulmazlık kalkanı inşa ediyorlar. Ülkemizin yaşadığı ekonomik buhran ortada. Ekonomik buhran nedeniyle seferberlik ilan edilerek halkın ifade özgürlüğünün kısıtlanmayacağının garantisi var mı?" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında Özgür Özel'e yönettiği sorulara da değinen Yücel, şöyle devam etti: "Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, sokak ortasında torbacılara öldürtülürken, parti yönetiminin en üst kademesindeki bazı isimler cinayetle ilişkilendirilirken gıkı çıkmayan bir parti, bize mertlikten bahsetmesin. Devlet Bahçeli'nin sorularını ciddiye dahi almıyoruz, cevap vermeyi kendimize zül addediyoruz. Geçtiğimiz günlerde Sinan Ateş'in yol arkadaşlığını yapmış Ömer Zengin isimli şahıs, bir TV kanalında yaptığı açıklamada Sinan Ateş cinayetinde ismi geçen 'Olcay Kılavuz'un Semih Yalçın tarafından öldürülmekten korktuğunu' ifade etti. Türkiye'de ses getiren, sansasyonel bir cinayete ismi karışan eski bir milletvekili, bir genel başkan yardımcısı tarafından öldürtülmekten neden korksun?"
"Hatay'ı kendi kaderi ile baş başa bıraktılar"
Talim Terbiye Kurulu'nun onayından geçen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne de değinen Yücel, modelin bilimsellikten uzak olduğunu önü sürüp, derhal geri çekilmesini istedi. Meslek Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında stajyer olarak çalıştırılan öğrencilerden iş kazası sonucu yaşamını yitirenler olduğunu anımsatan Yücel, Milli Eğitim Bakanlığına hitaben, "MESEM'de çocuklara meslek mi kazandırıyorsunuz, yoksa çocukları patronlara ucuz iş gücü olarak mı tahsis ediyorsunuz?" ifadelerini kullandı. Depremin üzerinden 15 ay geçmesine rağmen Hatay'da depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmediğini dile getiren Yücel, "Hatay halkı hala depremin o yıkıcı sonuçlarını, en ağır şekilde yaşamaya devam ediyor. Vatandaşlarımız konteyner kentlerde yaşam savaşı veriyor. 1 yılda tüm konutlar yapılacak sözünü verenler, bu sözü çoktan unutmuşlar ve Hatay'ı kendi kaderi ile baş başa bırakmışlar." dedi.
"Bir bardak çaya bile yetmeyen alım fiyatını kabul etmiyoruz"
Yaş çay alım fiyatlarına da değinen Yücel, şunları söyledi: "Yaş çay alım fiyatı en az 25 lira olmalı dedik. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşulları da göz önünde tutarak bu fiyatı talep ettik. Üreticinin hakkı bu fiyatın da üstünde aslında. Ama 25 lira bir yana, 20 lira bile vermediler. Üretim maliyeti zaten 19 lira, siz hangi hesabı yapıp bunun altında bir fiyat belirlediniz. Binbir emekle yağmur altında çay toplayan, elleri çatlayan, alın teri döken o Karadenizli kadınların emeğine hiç mi saygınız yok? O çay parasıyla çocuklarını okutan babaların yüzüne nasıl bakacaksınız? Çay üreticileri 'Geçinemiyoruz' diyor. Hiç mi duymuyorsunuz o sesleri, o haykırışları? Ama merak etmeyin biz duyuracağız. 2 Haziran'da Rize'de Çay Mitingi yapacağız. Bu ekonomik koşullarda yaş çay alım fiyatı 25 liradan az olamaz. Destekleme fiyatı da 3 liranın altında olamaz. Bir bardak çaya bile yetmeyen bu alım fiyatını kabul etmiyoruz. Herkesi 2 Haziran'da Çay Mitingi'mize, Rize'ye bekliyoruz."
"Sokak hayvanları için fona tüm partiler destek verir"
Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Yücel, sahipsiz hayvanlara ilişkin soru üzerine, bu konuyu yakından takip ettiklerini söyledi. Sahipsiz hayvanların çocuk, kadın ve yaşlı vatandaşlara zaman zaman istenmeyen olaylar yaşatabildiğini ifade eden Yücel, ancak hayvanların bundan dolayı uyutulmasının partisinin yönetim anlayışına aykırı olduğunu bildirdi.
Soruna çözüm odaklı yaklaşan daha insani bir yasa teklifinin partisinin desteğini göreceğini bildiren Yücel, şöyle devam etti: "Ocak 2020'de TBMM'de grubu bulunan tüm siyasi partilerin katılımıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştu. Bu komisyon, hayvan haklarının korunmasına yönelik bir rapor oluşturmuştu. Raporda sokak hayvanları için bir fon oluşturulması öngörülmüş ve barınak, kısırlaştırma gibi harcamaların bu fondan karşılanması konusunda bir mutabakat olmuştu. Bu doğrultuda bir çözüm önerisi getirilmesi inanıyoruz ki TBMM'de grubu bulunan, temsil edilen tüm siyasi partilerin desteğini görecektir."
Kaynak: AA