6 Şubat depremlerinden etkilenen illerde 20 kadar tüp bebek merkezi vardı. Bu rakam, ülke genelinin yaklaşık yüzde 10-15’ine tekabül ediyor. Felaketin ardından bu merkezlerle ilgili hem tıbbi hem de hukuki bazı konuların açıklığa kavuşması gerekiyor.
Türkiye Üreme Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Gürgan “Bulunduğu bina yıkılmış olmasa bile elektrik sistemi gibi güç kaynağındaki hasar nedeniyle fonksiyon harici kalmış merkezler var” diyor
Örnekler zarar görmüş olabilir
Açıklama bekleyen konulardan biri, dondurulmuş embriyoların güvende olup olmadığı. Embriyoların güvenliğinin hastalar için çok önemli olduğunu vurgulayan Gürgan, “Tedavi 15-20 gün sürebiliyor. Bu sırada sperm ve yumurta döllendirilip saklanıyor. Nadir de olsa deprem sonrası binalara girilemeyen ilk birkaç günde zarar görmüş örnekler olabilir. Bunların bakanlığa ve aileye bildirilmesi şart” diyor.
Gerekli işlemlerin ardından bu örnekler eksi 196 derece konteynerlerde likit gazıyla saklanıyor. Buradaki örneklerin de kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen Gürgan, “Bunları nerede sakladıklarını da il sağlık müdürlüğüne bildiriyor merkezler. Gerekli görülmesi halinde de bakanlık onayıyla güvenli bir merkeze transferi sağlanıyor” diyor.
Ölen olduysa imha etmek gerekiyor
Deprem bölgesindeki bir tüp bebek kliniğinde görev yapan bir doktor ise “Sağlık Bakanlığı ‘güvenlik endişesi’ nedeniyle örneklerin altı aylığına en yakın merkeze taşınmasına karar veriyor” diyor. Bu altı ayda çiftler isterse embriyo örneğinin taşındığı merkezde tedavilerine devam edebiliyor. Başka şehirlere göç eden aileler ise embriyo örneğinin istedikleri merkeze taşınmasını talep edebiliyor, bakanlık onayıyla örneklerin nakli sağlanıyor.
Tüp bebek tedavisine başvurmuş kişiler arasında, depremde hayatını kaybedenlerin olup olmadığına merkezler ve bakanlık kanalıyla ulaşılıyor. Hastasına ulaşamayan merkezler de Nüfus İdaresi’nden gerekli bilgileri talep ediyor.
İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi Sözcüsü Av. Çağrı Uluslu yönetmelik gereği, eşlerden birinin ölümü halinde embriyoların il sağlık müdürlükleri tarafından kurulan komisyon tarafından bir ay içinde imha edildiğini söylüyor: “Deprem bölgesinde ulaşılamayan kişilerin ölüp ölmediğinin tespiti zor olduğu için hak kaybı yaşanmaması adına kimliklendirme çalışmaları bu açıdan da çok önemli. Prof. Dr. Gürgan “Herkes gibi çocuk isteyen çiftler de psikolojik olarak yıprandı. Bu nedenle tedaviye yeniden, ne zaman devam edecekleri belirsiz. Bizim tahminimiz altı ay içinde deprem bölgesindeki tüp bebek merkezlerinin düzene girmesi, bir yıl içinde de taleplerin sağlanması yönünde” diyor.
Yönetmeliğe göre embriyolar için her yıl eşlere saklama taleplerinin devam edip etmediğinin sorulması gerekiyor. Saklama sürecinin de ilaç hariç ortalama 20 bin lira maliyeti olduğunu belirten Gürgan “Bazen 30-35 bin lirayı da bulabiliyor. Bu nedenle dernek olarak iki yıla kadar para almadan saklanması yönünde bakanlık ile görüşüyoruz” diyor.