24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Giriş: 10.02.2023 04:30 | Son Güncelleme: 10.02.2023 04:30

Edebiyatçılar depreme dair en çarpıcı kareleri yazdı

Fotoğrafların dili yoktur, konuşamazlar. Ama istedik ki bu kez sesleri duyulsun. Sözü işin üstatlarına bıraktık, depreme dair en çarpıcı kareleri Ayfer Tunç, Buket Uzuner, Tuna Kiremitçi, Aslı Perker, Nedim Gürsel, İsmail Güzelsoy ve Seray Şahiner kaleme aldı
Edebiyatçılar depreme dair en çarpıcı kareleri yazdı - Resim: 1

Türkiye’nin ödüllü edebiyatçılarından Şebnem İşigüzel, dünyanın boğazını düğümleyen bu fotoğrafı Oksijen için
söze döktü...

Güzel günlerde tutar gibi tut elimi baba. Bırakma.
Çünkü bizi bu mezar evlere mahkum edenlerin üzerine yürüyeceğiz daha. Ölüm öfke mi, çaresizlik mi veriyor insana?
Bu beton yıkıntıyı kaldırmaya gücün yetmiyor ama hak aramaya yetmeli. Hepimiz çaresizlikle tutuyoruz bu eli. Bu yük kalkmadan bırakmak yok. Meğer bizi diri diri mezarımıza gömmüş birileri. Biraz daha para, rüşvet, görevi kötüye kullanma, ne ararsanız var. Başka tarafa bak, o tarafa bakma baba. Herkes görüyor acını. Üzgünsün, kahroldun. Taşa döndün acıdan. Üşümüyorsun çünkü çaresizlik bir büyük yangın. Çaresizlik yaktı kül etti seni. Üşüdüğünü düşünenlerin verdiği yardım ceketi. Güzel günlerde tutar gibi tut elimi baba. Öldüğüme inanmıyorsun, inanma.
Bırak yaşayayım kimsenin ihmallerle ölmeyeceği günlerde. Hayaller olsun ve mevsim fark etmez, eve dönelim seninle, el ele. Çaresizlik ve ölüm olmadan.

Fotoğraf: Adem Altam /AFP Getty Images

Edebiyatçılar depreme dair en çarpıcı kareleri yazdı - Resim: 2

Tuna Kiremitçi

Bu bir fotoğraf değil. Ūzerinde yirmi dört yıl çalışılmış bir tablo. Anlattığı şeyse şark insanının makus talihi. Genç kadın yere bakıyor çünkü bakılacak başka yer yok. Adam bize bakıyor çünkü bakılacak başka kusur yok. Bu tablo inşaat ve siyasetin ölümsüz eseri.

Fotoğraf:  Getty Images

Edebiyatçılar depreme dair en çarpıcı kareleri yazdı - Resim: 3

Nedim Gürsel

Bütün bu olup bitenlerin karşısında çaresiz insanoğlu. Fotoğrafta enkaza bakan adam gibi. Yüzündeki ifadeyi merak ettim doğrusu ama yüzü bize değil felakete dönük. Yine de ne hissettiğini tahmin edebiliyorum. Tam bir kıyamet söz konusu! Evet kıyamet! Yer yerinden oynadı. Bir dağların yürümediği kaldı, yıldızların yeryüzüne dökülmediği bir de. Ne olacak peki? Yaralar sarıldıkça acılar unutulmasa da küllenecek. Ve köle, muzaffer Roma İmparatoru’nun kulağına hep aynı sözleri fısıldayacak: “Memento Mori”. “Öleceğini anımsa!”

Fotoğraf: Getty Images

Edebiyatçılar depreme dair en çarpıcı kareleri yazdı - Resim: 4

Ayfer Tunç

Bir gün sabaha karşı yeryüzünde bir yer gümbürder, toprak yarılır ve acı var gücüyle hayatı ele geçirir. Keder çelikten iplikleriyle havada bir ağ dokur, insanlığın üstüne iner. Uzaktakilerin yedikleri her lokma, içtikleri her yudum ağırlarına gider, yaşamak suçmuş gibi gelir. Bir çocuk hiçliğin ortasında böylesine gülümserken suç kadar ağırdır gerçekten yaşamak. Ama o çocuğun gülümseyişi acının çelik iplikleriyle örülmüş ağı böyle parçalar, içimizi umutla doldurur. Yarın var deriz, umut var, bu çocuk böyle güzel gülümseyebiliyorsa insanlık acıları yenecektir. Ey çocuk! Biz sana bu çağı, bu zamanı, bu acıları reva gören yetişkinler, seni ve dünyanı koruyamadık, sana iyi bir gelecek hazırlayamadık, senin ve gibi yüz binlercesinin öksüz yetim kalmasına göz yumduk. Suçluyuz. Sen yine de gülümse ama bizi affetme, hak etmiyoruz.