Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'daki İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar başlıklar şöyle:
- Ülkemizin dört bir yanında AK Parti'nin millete hizmet davasını sırtlayan, ülkesi, milleti ve Türkiye'nin aydınlık istikbali için samimiyetle koşturan tüm kardeşlerimin her birine bufadan selamlarımı gönderiyorum. AK parti İstişare ve Değerlendirme toplantılarımızın 31'incisinde sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. İstişare toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için şimdiden hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
- Bugün ve yarın belirlenen konu başlıklarında genel başkan yardımcısı ve bakan arkadaşlarımız geniş bir yelpazede sunumlarını yapacaklar. Hem partimizin gündemindeki meseleleri konuşacağız hem de ülkemizi ve tüm insanlığı ilgilendiren konuları iki gün boyunca kapsamlı şekilde değerlendireceğiz. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz 30 istişare toplantısında olduğu gibi demokratik bir atmosferde, katılımcı bir anlayışla kardeşliğin ve muhabbetin hakim olduğu bir iklimde sizlerin kıymetli fikirlerini alacağız.
- Geçen sene hem 6 Şubat depremleri hem de çok yoğun geçen 14-28 Mayıs seçimleri dolayısıyla toplantımızı ertelemek durumunda kaldık. Seçimlerin hemen ardından da tüm vaktimizi ve enerjimizi depremin yaralarının sarılması başta olmak üzere ülkemizin acil sorunlarının çözümüne teksif ettik.
- Elbette burada bulunan arkadaşlarımızın hemen hepsiyle çeşitli vesilelerle bir araya geldik, görüş alışverişinde bulunduk. AK Parti'yle özdeşleşmiş, Türk siyasetine AK Parti'nin kazandırdığı istişare toplantılarının farklı anlamları ve önemi olduğunu çok iyi biliyoruz. Son bir yıldır ülkemizin adeta gündemini kaplayan seçim maratonunun da tamamlanmasıyla öncelikle siz kardeşlerimizle beraber olalım istedik. İstişare toplantılarımızı devam ettireceğiz.
- Temmuz'un 1 ve 2'sinde bu defa yine burada Kızılcahamam'da bu defa belediye başkanlarımızla bir araya geleceğiz. Böylece yol ve dava arkadaşlığımızın, siyasi sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmenin yanı sıra son bir yılda yaşanan 3 seçimin de kapsamlı muhasebesini yapacağız.
- Burada bir hususu sözlerimin hemen başında ifade etmek istiyorum. Rabbimiz hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'de, "Onların işleri kendi aralarında istişareyledir" buyuruyor. Peygamberimiz de "İstişare edenin pişmanlık duymayacağını" bizlere müjdeliyor. Siyasi hayatımızın her aşamasında olduğu gibi partimizin kuruluşundan itibaren de istişareye, kararlarımızı ortak akılla almaya önem verdik. Halkımızla aramıza mesafe koymadık, görünmez duvarlar örmedik, siyaseti milletimiz için yaptık. Milletimizle birlikte hep istişare halinde kalarak yaptık.
- Sivil toplum kuruluşlarımızla kanaat önderlerimizle istişare ettik. İlim adamlarımızla, akademisyenlerimizle, gençlerimizle istişare ettik. Türkiye'nin nüfusunun yarısını oluşturan kadınlarla, hanım kardeşlerimizle istişare ettik. Sanayicilerimizle, üreticilerimizle, emekçi kardeşlerimizle istişare ettik. Saçlarını ülkemize ve milletimize hizmet yolunda ağartmış büyüklerimizle, emeklilerimizle istişare ettik.
- Türkiye'nin selameti ve geleceği için söyleyecek sözü, görüşü, eleştirisi ve teklifi olan her bir insanımızla istişare ettik. Sokağın sesine kulak verdik. Çarşının, pazarın nabzını tuttuk. Hiç kimseyi ayırmadan, ayrımcılık yapmadan herkese ulaşmaya çalıştık. Ne kendimizi ne çalışma arkadaşlarımızı ne partimizi sürekli aynı seslerin duyulduğu farklı fikirlere kapalı, yankı odalarına hapsetmedik.
- Türkiye adına, milletimizin huzuru, refahı, istikbali adına demokrasimizin güçlenmesi, serpilmesi, büyümesi adına söyleyecek sözü olan herkese ne kadar aykırı olursa olsun her görüşe kapımızı ve gönlümüzü açtık. Bu süreçte en fazla kendi kadrolarımızla, kendi mensuplarımızla, bu kutlu davaya gönül veren, omuz veren yol arkadaşlarımızla istişare ettik.
- Siyasi rakiplerimiz dahil bizi tanıyan herkes şu gerçeği kabul ve tasdik etmektedir. AK Parti siyasetinin taşıyıcı kolonları istişare ve müzakere ve katılımcılıktır.
- AK Parti'nin her toplantısı aynı zamanda geniş katılımla gerçekleştirilen bir meşveret meclisidir ve bugüne kadar daima böyle olmuştur. Türk siyasi hayatında istişare kültürü bizimle anlam kazandı. İşte bugünkü toplantımız gibi bizimle ete kemiğe büründü.
- İstişareyi siyasette sadece kullanışlı bir söylem olmaktan çıkartıp her seviyede pratiğe döken, uygulayan ve kurumsallaştıran parti biziz. İnşallah birkaç ay sonra 23'üncü kuruluş yıldönümümüzü kutlayacağız. 23 yıldır bizi ayakta tutan, bizi rakiplerimize göre avantajlı kılan vasfımız hiç kuşkusuz ortak akla önem vermemiz ve ortak akılla hareket etmemizdir.
- Kuruluşumuzdan beri farklı düşünceleri ortak akıl potasında buluşturduk. Eleştiriye, özellikle yapıcı, yol gösterici eleştiriye her zaman açık olduk. Partimiz bünyesindeki demokratik mekanizmaları en etkin şekilde işlettik.
- 31'inci İstişare ve Değerlendirme Toplantımızın temasını işte bu anlayışla 'Türkiye'nin ortak aklı' olarak belirledik. İnşallah bugün ve yarın bilhassa partimizin istikbali açısından kritik önemi haiz konuları sizlerle birlikte konuşacağız, görüşeceğiz, hiçbir komplekse kapılmadan meselelerimizi masaya yatıracağız. 14-28 Mayıs ile 31 Mart seçim sonuçları arasındaki negatif ayrışmayı tüm yönleriyle, asla kolaycılığa kaçmadan ele alacağız.
- Bugüne kadar genel merkez kurullarımızın yanı sıra il başkanlarımızla da bir araya geldik. Kanaatlerini ilk ağızdan dinleme fırsatı bulduk. Fikrine önem verdiğimiz dostlarımızın görüşlerine başvurduk. İl ve ilçe bazında değerlendirmelerimizi tek tek yapıyoruz. Farklı kanallardan derlediğimiz bilgiler ışığında fotoğrafı netleştiriyor, yol haritamızı ve atacağımız adımları tayin ve tespit ediyoruz.
"Değişim ve yenilenme talebinin farkındayız "
- Seçmenden geçer not alamayan, bizim takdirimize mazhar olamaz. Milletimizin başta değişim ve yenilenme talebi olmak üzere sandık sonuçlarıyla bize ulaştırdığı beklentilerinin tamamının farkındayız.
- Mesajların gereğini vakti saati geldiğinde muhakkak yapacağız. Bu süreçte ince eleyip sık dokuyor, gerçekten çok titiz davranıyoruz. Milletimizle gönül köprülerimizi tekrar güçlendirirken AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın surlarında gedik açma girişimlerine fırsat vermeyeceğiz.
- Ne birilerinin suyu bulandırıp bulanık suda kişisel hesaplarını görmelerine seyirci kalacağız ne de hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz. AK Parti olarak 85 milyonun umudu olma vasfımızı koruyorsak bunun sırrı, milletin sesine kulak kabartıp kurucu değerlerimizin rehberliğinde kendimizi güncellemeyi başarmamızdır.
- Bugüne kadar Meclis'ten bürokrasiye, teşkilatlardan belediyelere, bütün bunlara uzanan zincirin her bir halkasında değişimi başarıyla gerçekleştirdik. İnşallah bundan sonra da değişim irademizi güçlü ve dinamik tutacağız. Sizlerden hiçbir perde koymadan düşüncelerinizi ne kadar keskin olursa olsun tenkit ve tespitlerinizi bizimle paylaşmanızı istirham ediyorum.
- Bir defa şunu çok iyi bilmenizi isterim. Burada artılarımızı ve eksilerimizi görmek için bir aradayız. Burada yanlışlarımızı düzeltmek, doğrularımızın sayısını çoğaltmak üzere bir aradayız.
- Burada özeleştirimizi açık yüreklilikle yapmak, kendimize ve partimize ayna tutmak, sorunlarımıza ortak akılla çözüm üretmek üzere bir aradayız.
- Burada kardeşliğimizi perçinlemek, ahdimizi ve kavlimizi yenilemek, yola çok daha güçlü şekilde yola revan olmak üzere bir aradayız.
CHP'ye iadeiziyaret
- Biliyorsunuz 31 Mart sonrasında CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, AK Parti Genel Merkezi'nde bizi ziyaret etti. Arayı uzatmadan inşallah Kurban Bayramı'ndan önce ben de kendisini iadeiziyarette bulunacağım.
- Sayın Özel'in ziyareti akabinde siyasette bir yumuşama arzuladığımızı, bunu tesis etmeye çalıştığımızı ifade ettim. Bu yumuşamanın bir tarafı iktidarsa bir tarafı da muhalefettir. Biz bu konuda son derece rahatız, özgüvenliyiz.
- Tekrar ediyorum. Biz kutuplaşmanın, kamplaşmanın, gerilimin tarafında hiç olmadık. Ama eğer yine de üzerimize düşen bir şey varsa hiç çekinmeden gereğini yaparız. Burada asıl olan muhalefetin kendi politikalarını gözden geçirmesidir. İktidarı gerilim yanlısı olarak yaftalamak kolaydır. Ancak asıl muhalefet, kendisini bu noktada samimi bir öz eleştiriye tabi tutmasıdır.
- Şunun altını çizmek durumundayım. AK Parti olarak bizim de ittifak ortağımız olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin de hiç kuşkusuz kırmızı çizgileri vardır. Aynı şekilde ana muhalefet partisinin, muhalefet partilerinin de kırmızı çizgilerinin olduğunu biliyoruz.
- Elbette siyaset belli bir çerçevede yapılır, belli sınırlar içinde yapılır. Biz yumuşama adı altında kimliğimizden, ilkelerimizden, duruşumuzdan, hassasiyetlerimiz ve kırmızı çizgilerimizden taviz verecek değiliz.
- Muhalefetten de böyle bir taviz beklemiyoruz. Ancak siyasetin, özellikle de muhalefetin yıkıcı, yıpratıcı, ötekileştirici bir zemin üzerinde ilerlemesi Türkiye'ye fayda değil zarar getirir.
- Türkiye bu siyaset tarzının acısını geçmişte defalarca yaşadı, çok ağır bedeller ödedi. Vesayet güçleri ve oligarşik yapılar, siyasetin bu gerilimli atmosferinde kendilerine alan açtı, hatta demokrasiye müdahale imkanı buldu. Terör örgütlerine siyaseti dizayn fırsatı veren yine aynı kasvetli iklimdi. Türkiye düşmanları da bunu ülkemizin yumuşak karnı olarak gördü.
- Muhalefetin de son dönemde bu gerçeği görerek yeni üslup ve söylem geliştirme çabalarını takdirle karşılıyoruz. Şunu bir kez daha ifade etmek isterim. Bizim siyasette referansımız hukuktur.
"Şeriatın kestiği parmak acımaz"
- Hukuk içinde olduğu müddetçe her türlü eleştiriye, ifadeye, eyleme saygımız sonsuzdur. Ancak hukukun dışına çıkıldığında ülkenin mahkemeleri, hakimleri, savcıları elbette gerekeni yapacaklardır.
- Bu bizim için de geçerlidir, muhalefet için de geçerlidir, bu ülkede yaşayan her birey, her bir kurum için de geçerlidir. Terörü meşrulaştırmak hukuk dışıdır, sırtını terör örgütlerine dayamak hukuk dışıdır, şiddet hukuk dışıdır, şiddeti övmek hukuk dışıdır, darbe hukuk dışıdır, sokak eylemleriyle darbe girişimi hukuk dışıdır, hakaret, iftira hukuk dışıdır. Çok açık söylüyorum bizim hukuk karşısında boynumuz kıldan incedir. Şeriatın kestiği parmak acımaz.
- Aynı tavrı, aynı tutumu muhalefetten de bekleriz, onların da hukuka saygı duymasını isteriz. Bizim siyasette yumuşamaktan kastettiğimiz hukuka, demokrasiye, insan haklarına saygı duyulmasıdır. Demokrasiyi ortadan kaldırmaya, insan haklarını çiğnemeye yönelik eylemler karşısında kimse bizden yumuşak tavır beklemesin.
- Özgürlükleri kısıtlamaya yönelik girişimler ya da özgürlük adı altında başkalarının özgürlüğünü daraltmaya yönelik eylemler karşısında bizden kimse yumuşak tavır beklemesin. Milletin inanç değerlerine, kutsallarına, mukaddesatına yönelik azgınlıklar karşısında kimse bizden yumuşak tavır beklemesin.
- Terör, terörist, terör örgütü karşısında, terörü destekleyenler karşısında, terörle arasına mesafe koyamayanlar, sırtını teröre dayayanlar karşısında insan canına kast edenler, bölücüler, FETÖ'cüler karşısında kimse bizden yumuşak tavır beklemesin.
- Türkiye'ye saldıranlar, Türkiye'nin çıkarlarına zarar verenler, ülkemizin hak ve hukukunu çiğnemeye kalkan müstevliler kendi karşılarında kimse bizden yumuşak tavır beklemesin. Biz işte ana muhalefetten, muhalefetten de bunu bekliyoruz.
- Türkiye'nin bazı meselelerinin siyaset üstü bir yaklaşımla ele alınması, gerilimi zaten kendiliğinden düşürecektir. Milletin siyaset kurumundan beklentisi de bu yöndedir. Milletimiz bizden sandıkta kendisini temsil yetkisi verdiği siyasetçilerden ortak bir zeminde bir araya gelip derdine derman olmamızı bekliyor.
- Örneğin terör karşısında, iktidarı, muhalefeti ortak bir tavır geliştirebildiğinde sadece gerilim düşmekte kalmayacak. Terör de artık tamamen miadını dolduracaktır. Mesela darbe anayasasının sivil, yeni, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasa ile değiştirilmesi konusunda hep beraber el ele verebilirsek, sadece siyasetin havası değil, inşallah ülkemizin bahtı da değişecektir.
- Örneğin, Türkiye'nin çıkarlarını yurt dışında savunma ve başkalarına karşı koruma hususunda siyasi kimliklerin ötesine geçebilirsek, bu 85 milyonun her bir ferdine yarayacaktır.
- Dar alanda siyaset yapılmaz, sıkılı yumruklarla musafaha olmaz. Bir elini tokalaşmak için uzatıp diğer eliyle arkasında hançer tutanlarla diyalog olmaz, uzlaşı olmaz.
- Nitekim geçmişte olmadı. 15 Temmuz ihaneti sonrasında şahsımızın ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin iyi niyetli gayretleriyle tesis edilen Yenikapı ruhu ne yazık ki birilerinin ihtiraslarına kurban edildi. Aynı aktörlerin medya ve sosyal medyadaki silahşörlerini kullanarak mevcut atmosferi kundaklamaya çalıştıklarını görüyoruz.
- Milletimizin umutlarını artıran siyasetteki yumuşamanın bu sefer kelebek ömürlü olmamasını temenni ediyoruz. Her konuda aynı düşünmek, konuşmak, aynı cümleleri kurmak zorunda değiliz. Siyaset ve sosyal farklılıklarımız zenginliğimizdir.
- Türkiye'nin beşeri ve kültürel hazinesini yansıtan bireyler değerdir. Yöntemlerimiz farklı olabilir, üsluplarımız farklı olabilir, yaşam biçimimiz siyasetteki doğrularımız farklı olabilir. Ama hepimiz Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini, kalkınmasını, daha fazla refaha ulaşmasını istiyoruz.
- Hepimiz evlatlarımızın daha müreffeh, ekonomik, askeri, siyasi ve sosyal bakımdan daha güçlü bir Türkiye'de yaşamasını arzu ediyoruz. Bunun önünde duran her ne varsa ortak tavır göstermemiz kaçınılmazdır.
- Türkiye'nin 10 yıllardır ayağına pranga olan sorun terördür. Teröre karşı ortak tavır geliştirmeden Türkiye'yi daha ileriye götüremeyiz. Milletimizin kardeşlik bağlarını güçlendiren, devletimizin birliğini, bütünlüğünü perçinleyen, istiklal ve istikbal mücadelemize destek olan, içerideki ve dışarıdaki düşmanlara karşı demokrasimizi destekleyen her çabayı kimden gelirse gelsin teşvik ve takdir etmek görevimizdir.
Üst üste 15 çeyrek büyüme
- AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu ve benzeri alanlarda özgürlüklerin gelişmesine, demokrasinin standartlarının yükselmesine, Türkiye yüzyılının inşasına katkıda bulunan aktörlerle diyaloğa varız, hazırız. Temennimiz farklılıkların korunduğu ama sosyal fay hatlarının kapandığı bir iklime siyasetin öncülük etmesidir. Siyasette tatlı bir rekabet içinde olduğumuz partilerle gerçekleştirdiğimiz temaslara biz bu zaviyeden bakıyoruz.
- Türkiye'yi devleti ve milleti ile ilelebet payidar kılma mücadelemizi Allah'ın izniyle insanımızın hayır duasıyla yıkılmadan, yılmadan sürdüreceğiz.
- Dış politikadan ekonomiye, terörle mücadeleden 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılmasına kadar her alanda yoğun mesai içindeyiz. Ekonomide 2024 yılına dair veriler güzel gelmeye devam ediyor.
- Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 oranında büyüdü. Böylece ekonomimiz COVID-19 tedbirlerinin uygulandığı 2020 yılının ikinci çeyreğinden sonra üst üste 15 çeyrek büyümüş oldu.
- Çalışanların büyümeden aldığı pay asgari ücrete yapılan ara zamların da etkisiyle rekor seviyeye ulaştı. Çalışanların büyümeden aldığı pay bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 42 olarak gerçekleşti. 1998 yılından beri görülen en yüksek seviyeyi yakalamış bulunuyoruz.
- Enflasyonda yılın ikinci yarısından itibaren iniş trendine girecek. Son dönemde açıklanan verilerin neredeyse tamamı orta vadeli programa uygun seyrediyor.
- Hayat pahalılığını körükleyen fahiş fiyat ve fırsatçılık sorununda yeni düzenlemeyle beraber elimiz daha da güçlendi. Milletimizi bizar eden diğer konularla ilgili gerekli adımları atıyoruz.
- Seçkinlerin, tuzu kuruların, sesi çok çıkanların değil, sesiz yığınların sesi, milletin birikmiş sorunlarının çözüm adresi olmaya devam edeceğiz.
- 7 Ekim'den beri Gazze'de yaşanan katliama, en güçlü tepkiyi gösteren, bununla kalmayıp İsrail'e karşı somut tedbirler alan tek ülkeyiz. Önce 54 kalemde, ardından da bütün kalemlerde İsrail ile ticari işlemleri durdurduk.
- Gazzeli kardeşlerimize gönderdiğimiz insani yardımların toplam miktarı 55 bin tonu aştı. Vatanlarını savunan kahraman Filistin halkının yanında dimdik duruyoruz. Filistin direnişine kara çalmak, özellikle sömürgeleştirilmiş zihinlere rağmen hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmiyoruz.
- Tek başımıza kalsak da bu uğurda bedel ödesek de inşallah bu vicdanlı, onurlu ve cesur duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Filistin davasına ve Gazzeli kardeşlerimizin özgürlük mücadelesine destek veren AK Parti camiasıyla birlikte Milliyetçi Hareket Partisi yönetimi başta olmak üzere Meclisteki diğer siyasi partilere de teşekkür ediyorum.
- Meclisimizin önceki gün oy birliği ile aldığı İsrail'in refah katliamlarının lanetlenmesine dair kararını son derece kıymetli buluyoruz. Şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
- Vicdan yoksunu üç beş Siyonist işbirlikçi, Filistin konusundaki milli mutabakatı bozmaya çalışsa da bugüne kadar hamdolsun başaramadılar. İnşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklar. Kampımızda İnsan Hakları Başkanlığı'mızın düzenlediği Siyonizmin Katliam ve Soykırım Tarihi başlıklı sergisi de yer alıyor.
- İsrail'in 76 yıllık işgal ve katliam politikalarını tüm vahameti ile gösteren bu ibret ve utanç verici sergiyi biraz sonra hep birlikte gezeceğiz. Toplumsal hafızamızı diri tutan ve mezalimin tarihçesini ortaya koyan sergiyi sizlerin de görmesini tavsiye ediyorum.
- Rabbim topraklarıyla birlikte tüm insanlığın haysiyetini savunan Filistinli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.
Yarın yapılacak seçimler
- Biliyorsunuz yarın üç ilçe ve dört beldede yaşayan kardeşlerimiz bir kez daha sandığa gidecekler. Kayseri'nin Pınarbaşı, Şanlıurfa'nın Hilvan, Aksaray'ın Güzelyurt ilçeleri ile Sivas Yıldız Eli, Güney Kayalı, Kırklareli Lüleburgaz Büyük Karıştıran Tunceli Mazgirt Akpazar ve Aksaray Merkez Sağlık beldelerinde yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
- Bu düşüncelerle kuruluşundan bugüne partimizin çatısı altında emek veren herkesi bir kez daha şükranla yad ediyorum.
- Ebediyete irtihal eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Halen partimizin kademelerinde görev üstlenen kardeşlerimize Mevla'dan muvaffakiyetler temenni ediyorum. 31'inci istişare ve değerlendirme toplantımızın başarılı geçmesini diliyor, katılımlarınız için şimdiden sizlere teşekkür ediyorum. Hepinize sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.