Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
- Dün bildiğiniz gibi Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıl dönümüydü. Cumhuriyet Bayramı'nı 85 milyon olarak hep beraber coşkuyla kutladık. Yurt dışındaki temsilciliklerimizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de 29 Ekim sevinci çeşitli tören ve etkinliklerle büyük bir gururla yaşandı.
- Dış misyonlarımıza gelerek veya mesaj göndererek bayram sevincimizi paylaşan herkese, tüm liderlere buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Bu vesileyle Milli Mücadele'nin şehit ve gazilerini, tarihimiz boyunca vatan savunmasında kahramanca çarpışan tüm şehitlerimizi, tüm yiğit gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum.
- Geçen hafta Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından en önemli kuruluşlarından biri olan TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerine yönelik alçakça bir terör saldırısı oldu. Bu saldırıda şehit düşen kardeşlerimize de Cenabı Allah'tan rahmetler diliyorum. Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun diyorum. Tedavisi devam eden yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
- Dün TUSAŞ'ımızı ziyaret ettik. Çalışanlarımızla kucaklaştık. Taziyelerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi bizzat ilettik. TUSAŞ tarafından geliştirilen yerli milli helikopterimiz T625 GÖKBEY'in ilkini törenle Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim ettik.
- Yıl sonu gelmeden 2 addet GÖKBEY'i daha Jandarmamıza teslim etmiş olacağız. Ayrıca 2026 yılı içinde toplam 20 adet GÖKBEY helikopterimizin farklı kurumlarımıza teslimatını gerçekleştireceğiz. TUSAŞ çalışanlarımızı kalleş terör saldırısına rağmen her zamankinden daha inançlı, daha azimli, daha bilenmiş gördüm.
- Özgüvenleri fevkalade yüksekti. Gözlerinde tam anlamıyla bir adanmışlık duygusu vardı. TUSAŞ'taki kardeşlerimin bizzat kendi ifadeleriyle hainlere rağmen daha fazla üreterek, daha fazla çalışarak şehit arkadaşlarının ruhlarını şad etmeyi sürdüreceklerine inanıyorum. İnşallah bizler de bu fevkalade önemli gayretlerinde TUSAŞ'ımızın ve savunma sanayii kuruluşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.
- Çatısı altında bulunduğumuz bu aziz Meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da faaliyetlerine başlamış, Kurtuluş Savaşı'mızı sevk ve idare etmiş, zaferin ardından 29 Ekim 1923'te de Cumhuriyeti'mizi ilan etmiştir.
- Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla, milletimizin ortak kararı olarak vücut bulmuştur. Burada şu noktanın altını öncelikle tekrar çizmek isterim. Cumhuriyet belli bir şahsın, belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir mezhebin, meşrebin, etnik kökenin Cumhuriyeti değildir.
- Bu Cumhuriyet zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet Batılı'nın ne kadar, Güneyli'nin Cumhuriyeti ise o kadar da Kuzeyli'nin, o kadar da Doğulu'nun Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, Alevi'nin de Sünni'nin de Cumhuriyetidir.
"Bu Cumhuriyet, Türk'ün de Cumhuriyetidir, Kürt'ün de Cumhuriyetidir"
- Bu Cumhuriyet sağın da solun da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, çoğun da azın da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, inancı, düşüncesi, yaşam biçimi, hayat tarzı her ne olursa olsun kendisini bu vatanaa, bu millete, bu topraklara ait hisseden her bir ferdin Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, Türk'ün de Cumhuriyetidir, Kürt'ün de Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu bir vatandaşıyım" diyen Laz'ın, Çerkez'in, Arap'ın, Rum'un, Roman'ın yani vatan topraklarında yaşayan herkesin, her bir ferdin Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet bizim hepimizin eseridir. Öyleyse bu Cumhuriyet bizim, hepimizin, 85 milyonun tamamının Cumhuriyetidir.
- Ben inanıyorum ki bu topraklar üzerinde yaşayan, bu topraklara vatandaşlık bağıyla bağlı olan hiç kimsenin Cumhuriyetle, Cumhuriyet fikriyle bir meselesi, bir sorunu, bir problemi yoktur. Geçtiğimiz bir asır boyunca yaşadığımız sorunlar Cumhuriyetten değil, Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak zulüm edenlerden, onu istismar edenlerden, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır. Evet bunu yaptılar. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar, zulmettiler, ötekileştirdiler. Cumhuriyet fikrinin ardına gizlenip bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, ezeli ve ebedi kardeşliğine en büyük zararı verdiler.
- Aziz milletimiz o engin ferasetiyle, o sınırsız basiretleriyle her şeyin farkındadır. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine hem de onu ete kemiğe büründüren Türkiye Büyük Millet Meclisine sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır.
- Bugün Cumhuriyetimiz 85 milyon vatandaşımızın ortak yuvası olarak birdir, bütündür, güçlüdür, dimdik ayaktadır. Hem aziz milletimiz için hem de geniş coğrafyamız için umuttur, güvendir.
- Şehitlerimizin kanından rengini alan ay-yıldızlı al bayrağımızla birliğimizin, kardeşliğimizin adeta temel felsefe metni olan İstiklal Marşı'mızla Cumhuriyet aydınlık geleceğimizdir. Cumhuriyet fikrini, Cumhuriyet ruhunu Allah izin verirse ebet müddet korumaya, kollamaya, yaşatmaya devam edeceğiz.
- Terör belası başta olmak üzere sorunlarımız çözmek, kardeşliği pekiştirmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkan çıkmıştır. Buradan Cumhur İttifakı’ndaki yol arkadaşımız Sayın Devlet Bahçeli’ye tüm MHP camiasına, grubum adına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımı tekrar ifade ediyorum.
- Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, cesur çıkışlarıyla, akıl dolu düşünceleriyle daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir liderdir. Kendisi her fırsatta anlayabilenler için, mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için, vatan sevgisinin, millet sevgisinin, cumhuriyet aşkının, en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu, ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir.
- Şunu bilinmesini isterim ki bizim muhatabımız milletimizdir. Milletimizin de Türkiye'nin terör kamburundan kurtulması, dünyada ve bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan uzak kalması noktasında gereken adımları yaklaşımımızı desteklediğini biliyoruz.
- Gerisi lafügüzaftır. Tabii bu arada şu hususun altını özellikle çiziyorum. Bizim Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da. Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, iplerini ellerinde tutan patronlarına kendilerini ispat uğraşından başka bir şey değildir. TUSAŞ'a yapılan kalleş ve alçakça saldırı, bir kez daha göstermiştir ki teröristin anlayacağı yegane dil, terörle tavizsiz mücadeledir.
"Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum"
- Buradan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak kurulduğumuz andan itibaren hep söylediğimiz, "Devlet herkesin devleti olmalı, devlet herkesi eşit kucaklamalı" siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa açık yüreklilikle dile getirdiği ve kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel’i buradan tebrik ediyorum.
- CHP’nin Sayın Özel’in genel başkanlığında tarihin bu önemli kırılma noktasında doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına ben yürekten inanmak istiyorum. Biraz önce de ifade ettiğim gibi, Türkiye içinde şartlar müsait hale gelmişken, fakat söyledim, söylüyorum, işte bir hukuk devleti içerisinde PKK terör örgütünün özellikle attığı adımlardan rahatsız olan Sayın Özel’e de bundan rahatsız olma, bu işi öğreneceksin. Hukuksuzluk nedir bunu da öğreneceksin. Hukuksuzluğun olduğu bir yerde adalet olmaz.
- Hukuksuzluğun olduğu bir yerde adil bir yönetim biçimi olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun. Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken, terör örgütünün mensupları Esenyurt’u kasıp kavururken bundan niye rahatsız oluyorsun? Bundan rahatsız olmayacaksın. Tam aksine burada mevcut yönetime destek vereceksin.
- Biz bundan zatıaliniz rahatsız oluyor diye attığımız adımlardan geri durmayacağız. Bölgemizde sınırlar yeniden çizilmek istenirken, ezeli kardeşliğimizi ebedi olarak muhafaza etmek yolunda bizim asli muhatabımız unutma, bizzat Kürt kardeşlerimizin kendisidir.
- Sayın Özel, benim Kürt kardeşim artık 40 yıldır bölücü terör örgütü üzerinden sanhenelen oyunu görmektedir. Bölücü terör örgütünün önceki gün Avrupa’da yaptığı gösteride örgüt paçavraları yanında İsrail bayrağı da sallandığını görüyor. Bunu sen de göreceksin. Hangi Kürt kardeşim bu alçakça işbirliğini görmezden gelebilir?
- Kudüs’ün işgalcileriyle, bebek katilleriyle, soykırımcılarla, emperyalistlerle yan yana yürüyenler, bundan gocunmayanlar, utanmayanlar, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi’nin torunları olamazlar. Batı’nın insanlığı ifsat projesi olan LGBT sapkınlığını savunanlar, benim Müslüman Kürt kardeşimin ezeli düşmanıdır, ebedi düşmanıdır.
- Tam da bu noktada Sayın Bahçeli’nin merhum Ziya Gökalp’ten yaptığı alıntıyı tekrar hatırlatmak istiyorum. "Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem siyasi bir farzdır. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir, Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir." Tıpkı Sayın Devlet Bahçeli gibi, biz de hayatımız boyunca hep benzer bir hissiyatı dile getirdik. Coğrafyamızda, Türk Kürtsüz, Kürt de Türksüz yaşayamaz.
- Varlığını idame ettiremez dedik. Bunu her zaman kalbimizle söyledik. Yüreğimizle söyledik. Gönülden söyledik. Samimiyetle, ihlasla, muhabbetle, hüsnüniyetle söyledik. Alparslan’ın ordusunda Türk de vardır, Kürt de vardır, Arap da vardır.
- Malazgirt zaferi Türk’ün de Kürt’ün de ortak zaferidir. Bu zafer sadece Türklere, sadece Kürtlere değil Türk-Kürt kardeşliğine de Anadolu'da bir yurt inşa etmiştir. Malazgirt’ten Milli Mücadele’ye kadar ortak vatanımızı, toprağımızı, şerefimizi, namusumuzu, en çok da kardeşliğimizi biz hep birlikte savunduk.