AK Parti kurucularından eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik konuk olduğu bir YouTube kanalında gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Çelik, Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığını ve yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini ifade ettiği açıklamasında: "Şu anda parti devletleşmiştir, devlet de partileşmiştir. Ne yazık ki biz de kendi militan yargımızı oluşturduk" dedi.
Hüseyin Çelik, AK Parti'ye yönelik yargı ve hukuk konusundaki eleştirilerine "Biz yargının bağımsızlığından söz ediyoruz. Sadece kağıt üzerinde yazıp, kendimizi kandırıyoruz. Ne yazık ki, biz de kendi militan yargımızı oluşturduk. Yani geçmişte kendisi mazlum olan ama bugün gücü eline aldıktan sonra eğer birileri zalim kesilmişse, bu korkunç bir şeydir" şeklinde devam etti.
'Bağımsız yargı masal gibi geliyor'
Çelik, şöyle devam etti: "Ben mesela Milli Eğitim Bakanlığım esnasında, bana yargının yaptığı eza ve cefayı Firavun Musa’ya yapmamıştır. Peki, ne oldu? Biz geldik şimdi iktidar olduk, iktidarı iyice ele geçirdik. Öyle bir şey olmalıydı ki, biz öyle bir yargı sistemi kurmalıydık ki, gayrimüslimi de dindarı da dinsizi de ateisti de bütün insanlar gerçek manada adaletle muhatap olsalardı. Gerçek adaleti iliklerine kadar hissetmeleri gerekiyordu bizim yönetimimizde. Ama ne oldu şimdi? Maalesef ki maalesef söylüyorum; bizde Kemalist yargı vardı, militan Kemalist yargı vardı. AK Parti’nin özellikle dediğim gibi son 10 yıllık iktidarında ne yazık ki, biz de kendi militan yargımızı oluşturduk. Bağımsız yargı falan artık bana çok masal gibi geliyor. Maalesef yok böyle bir şey. Olup bitenleri hepimiz görüyoruz. Ve şey adına da üzülüyorum ben, yani muhafazakârlık adına. Çünkü İslam dininin, İslam’ın ve İslamcılığın kullanılması da bu işin farklı bir boyutu. Herhangi bir sıradan insanlar her şeyi yapabilirler. Ama sabahtan akşama kadar Allah, Muhammed, ayet, hadis, din, iman, Kur’an, kitap diyen insanların bu tür yanlışlıkların içerisinde olması İslamiyet’e de çok büyük bir zarar veriyor. Sadece Müslümanlara zarar vermiyor. İslamiyet’in bizatihi kendisine de zarar veriyor."
'Parti devletleşti, devlet partileşti'
AK Parti'nin kurulurken, "milletin partisi" olarak kurulduğunu ama şu anda "partinin devletleştiği devletin de partileştiğini" ifade eden eski bakan, "Bir facia bu. Bir parti eğer devlet partisi oldu mu, kendi sonunu hazırlamış demektir. Bunu, AK Parti’nin ileri gelenlerinin, şapkayı önlerine alıp düşünmesi lazım" diye konuştu. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana devam eden yargılamaları da eleştiren Hüseyin Çelik, Türkiye’de oluşturulan yargı sisteminin, bağımsız bir yargıdan çok “istiklal mahkemeleri” gibi çalıştığını söyledi. Çelik, şu ifadeleri kullandı: "15 Temmuz yargısı diye Türkiye’de bir yargı oluştu. Bu aslında yargı falan değil, bu bir çeşit istiklal mahkemeleri falan neyse. Bu 15 Temmuz yargısı da maalesef öyle işliyor. İstiklal mahkemelerinde savunma hakkı var mıydı? İstiklal mahkemeleri nasıl ki giyotin gibi çalıştıysa 15 Temmuz yargısı da maalesef giyotin gibi çalışıyor."
"Şimdi 100 bin kişinin ölümünden, 100 bin kişinin hayatından sorumlu tutulan Abdullah Öcalan eğer çıkacaksa, Türkiye’de cezaevlerinde siyasi olarak bir tek Allah’ın kulunun kalmaması lazım" diyen Çelik, "Şimdi siz 80 yaşında ve tekerlekli sandalyeye bağlı olan, en az 10 tane kronik hastalığı olan Melek İpek’i cezaevinde bırakacaksınız ama Abdullah Öcalan’ı serbest bırakacaksınız veya ümit hakkı diye onu getireceksiniz. Bu yenilir, yutulur bir şey değil. Bu kabul edilemez. Maalesef Türkiye’deki İslami gruplar da İslami cemaatler de tarikatlar da kendi menfaatlerine bir halel gelmediği sürece başkalarına yapılan haksızlıkları sineye çekiyorlar. Onları görmemezlikten geliyorlar" ifadelerini kullandı.