23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 06.08.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:16

İklim değişikliği işimizi zorlaştırıyor, yanan bölgenin eski halini alması 15-20 yılı bulur

TEMA Vakfı, yanan orman alanlarının tekrar ağaçlandırılması için kampanya başlattı. Vakıf Başkanı Deniz Ataç, “İklim değişikliği işimizi çok zorlaştırıyor. Eskiden diktiğimiz fidanlar 10 yılda büyüyordu, şimdi eski halini alması için 15-20 yıl sürüyor” dedi
İklim değişikliği işimizi zorlaştırıyor, yanan bölgenin eski halini alması 15-20 yılı bulur
Yusuf Akcakaya
[email protected] TEMA Vakfı, son 9 günde kül olan orman alanlarının yeniden ağaçlandırılması için ‘Yaşamı Yeniden Yeşertiyoruz’ kampanyası başlattı. Kampanya ilk günden büyük ilgi gördü, ancak aynı zamanda özellikle sosyal medyada “TEMA yardım topluyor ama fidanları Orman Genel Müdürlüğü dikecekmiş. Orman Genel Müdürlüğü’ne güvenmiyoruz” yönünde tepkiler yükseldi. Bir kesim ise yanan alanların kamuoyu baskısı nedeniyle olması gerekenden önce ağaçlandırılmaya başlanacağını ve bunun yanlış olduğunu iddia etti. İşte bu tartışmalar çerçevesinde başlatılan ağaçlandırma kampanyasını, Orman Genel Müdürlüğü tartışmalarını ve ağaçlandırma çalışmalarının detaylarını TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ile konuştuk. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ile nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? OGM ile bir nevi alışveriş yapıyoruz ağaçlandırma çalışmalarında. Onlar Türkiye’de ağaçlandırılacak alanları belirliyorlar, biz de o seneki fidan bağışımız kadar bir protokol imzalıyoruz. Protokolde yazan kadar fidanın bize tahsis edilmesini istiyoruz; örneğin OGM bir alanda 5 milyon fidan dikecekse biz o ağaçlandırma sahasının 500 binini alıyoruz. Ağaçlandırma çalışmalarında süreç nasıl işler? İlk olarak ülkede ağaçlandırma yapılacak araziler belirlenir. Araziler belirlendikten sonra hangi araziye hangi ağaç türlerinin dikileceği belli olur. Burada pek çok kriter dikkate alınır; iklim, toprak ve bitki örtüsüne bakılır. Fidan türlerine karar verilir. Mevsim geldiği zaman toprak işleme yapılır. Toprak işleme bittiğinde ise fidanlar sahaya getirilir ve Orman Bakanlığı çalışanları tarafından sahaya dikilir.

İş birliği zorunlu

Dikim işlemlerini takip ediyor musunuz? Bağışlar bize emanet olduğu için arazi seçiminden ağaçlandırmaya kadar tüm süreci takip ediyoruz. Dikimlerden 1 yıl sonra da kaçının yaşayıp yaşamadığını görmek için kontrolünü yapıyoruz. Başarı oranı yüzde 80’in üzerindeyse sorun yok demektir, altında ise bakanlığa durumu rapor edip tamamlama dikimi yapılmasını istiyoruz. İkinci ve üçüncü sene bu işlemleri tekrar ederiz, üçüncü senenin sonunda zaten fidanlar büyümüş olur, bu oran yakalanır. Ayrıca üç yıldan sonra da belirli aralıklarla yine kontrol yapıp son durumu görürüz. Bunları da fotoğraflar, sitemize yükleriz. Dikim yapılan sahaların aralıklı olarak gelişimini sitemizden görebilirsiniz. Şu ana kadar dikimdeki başarı ortalamamız yüzde 86.  Peki ağaçlandırmada devlet ile iş birliği olmaması söz konusu mu? Orman arazilerinin yüzde 99’u devlete ait. Yani siz ağaçlandırmanızın ‘orman’ vasfını kazanmasını istiyorsanız devlet ile işbirliği yapmak zorundasınız; bunun için de tek yetkili kurum Orman Genel Müdürlüğü’dür. Bu iş birliği olmazsa ağaçlandırdığınız yer ‘bahçe’ olarak kalır. Tarım ve Orman Bakanlığı 2019’da İzmir’de gerçekleşen büyük yangına kadar yanan yerlerin ağaçlandırılması için bağış almıyordu. Kendilerinin yenileyeceğini belirtiyorlardı. Fakat vatandaşlar TEMA ve bazı başka sivil toplum kuruluşlarına baskı kurdu, yanan bölgelerin rehabilite olacağından emin olmak istiyorlardı. Biz de bakanlığa aynı kaygıları ilettik ve ilk defa o yangından sonra bağışlarımızı yönlendirebildik. İkinci olarak ise geçen yıl Hatay’da çıkan büyük yangın için bunu yapabildik. İzmir için 269 bin, Hatay için ise 722 bin fidan bağışında bulunduk.  Yanmış bir bölgenin ağaçlandırması nasıl yapılır? Önce yangın söndürülür veya biter, ortalık sakinleşir. Tarım ve Orman Bakanlığı rutin işlemlerini yapar, hasar tespitinde bulunur. Yanan ağaçlar oradan çıkarılır ve arkasından sahanın şartlarına, toprağın yapısına, ağaçların yetişme koşullarına, bitki örtüsüne bakılır. Olası yeni yangın tehlikelerine karşı emniyet şeritleri belirlenir. Tabii ki tüm bunlar için bir süreye ihtiyaç var, yangından etkilenen alan büyüdükçe de bu süre uzar. En sonunda ise araştırma yapılan bölge için bir plan hazır hale gelir.  Daha sonra ise ağaçlandırma hazırlıkları başlar. İlk olarak uygun fidanların hangileri olduğuna, daha sonra bunların mevcut olup olmadığına bakılır. Dikim dönemleri sonbahar ve ilkbahar olduğundan, eğer hazır fidan bulunursa hangi mevsim daha yakınsa o zaman dikime başlanır. Bu süre ortalama 1.5 yıldır. Eğer hazır fidan yoksa yaklaşık 10 ay kadar da bu fidanların yetiştirilmesi için beklenilir.  Vatandaşların baskısı ağaçlandırma süresini etkiliyor mu? Evet, aslında yanan alanlara acele bir dikim yapılmaması gerekiyor. Ağaçlandırma için 1.5 yıldan fazla beklenmesi gerekebilir. Mümkün oldukça ekosistemin kendi kendini yenilemesine müsaade etmek en iyi yol. Ancak vatandaşlardan yanan alanların tekrar ağaçlandırılması konusunda çok fazla baskı gelmesi, orman idaresinin hızla ormanı büyütmek istemesi nedeniyle bekleme süresi kısaltılıyor.  Yangın sonrası saha etüd çalışması yapılır, yeterince yaşayabilir tohumun olup olmadığına bakılır. Çalışma sonucunda hangi alanların kendi haline bırakılacağı, hangi alanlara dikim yapılacağına karar verilir. Kurucumuz Hayrettin Karaca da eğer uygun şartları sağlıyorsa, yangın sonrası kendi haline bırakılan alanların daha çeşitli bir bitki örtüsüyle yeniden canlanacağını söylerdi, ki bunun birçok örneğini de gördük.

İklim değişikliği yeniden yeşillenmemizi zorlaştıracak

Yanan ormanlar eski haline ne zaman kavuşabilir? İklim değişikliği işimizi çok zorlaştıracak. Eğer bu fidanlar normalde 10 yılda büyüyecekse, iklim nedeniyle belki 15-20 yıl kadar bir sürede büyüyecek. Yangınları gözlemlemek için Marmaris’e gittiğimde o bölgede daha önce ağaçlandırılan bir alanı da ziyaret ettim, 7-8 yıl geçmesine rağmen yeterince bir gelişme göremedim. İklim değişikliği ağaçların yetişmesinde önemli çünkü üst toprağın derinliği ve yıllık yağış miktarı ağaç gelişimini büyük oranda etkiler. Mesela bu seneki yangınların önemli bir kısmının etkili olduğu Manavgat sıcak, kuru ve az yağmur alan bir yer. Ağaçlar kolay bir şekilde yetişemeyecek orada. Marmaris’teki Bördübet’e Mart’tan bu yana hiç yağmur yağmadığını söylediler. İşimiz zor olacak.
Denizli, 2011
Denizli, 2011
Denizli 2017
Denizli 2017

Büyük yangınları önlemek için iklim modellemesi şart

Büyük yangınlar yaşamamamız için neler yapmak gerek? Yangınlardan çıkardığımız önemli bir ders var. Gördüğümüz gibi iklim değişikliği bundan sonra hayatımızın her alanını etkileyecek. Geçen sene, bu seneye hazırlanırken iklim modellerini açıp  sıcaklığın hangi ayda hangi derecelere ulaşacağını, havanın nem durumunu, rüzgarların nasıl olacağını incelememiz gerekirdi. Bundan sonra ise, bir bölgedeki geçmiş yıllara ait bu verileri alıp kaç yangının çıktığına bakmalıyız. Böylece gelecek sene için öngörülen verilerle bunları karşılaştırıp kaç yangın çıkabileceğini hesaplayabiliriz. Çünkü bunlar tahmin edilebilir şeyler. Ve bu tahmine ulaştıktan sonra diyebileceğiz ki, eskiden yangınları söndürmek için 5 tane uçak gerekliyken bu seneki yangınlarda bir artış olacağından bu sene 10 uçağa ihtiyacımız olacak. Bundan sonra hayatı planlarken iklim değişikliğinin etkilerini baş faktör olarak ele almamız gerekecek.  28 Temmuz’da çıkan yangınlar için başlattığınız kampanyada son durum ne? Başlattığımız Yaşamı Yeniden Yeşertiyoruz kampanyasına yoğun ilgi oldu. Adana, Antalya, Mersin, Muğla ve Osmaniye için topladığımız bağışlarda şu ana kadar 6.5 milyon fidan sayısına ulaştık. Bağışçılarımıza çok teşekkür ediyoruz.