İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV) ve Reform Enstitüsü tarafından, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen, “100. Yılında CHP” başlıklı panele katıldı. Açılış konuşmasını yapan İmamoğlu, “Siyasi tarihimizde çok özel bir yeri olan bir günün yıldönümü vesilesiyle bir aradayız” diyen İmamoğlu’nun mesajlarından öne çıkan bölümler özetle şöyle:
CHP değişime ayak uyduramadı
CHP, son 43 yıldır, zihni ve fiili bir değişememe sorunu yaşıyor. 1980’den bugüne, dünya ve Türkiye, muazzam biçimde değişirken, bu değişime ayak uyduramayan CHP, kendisini adeta ebedi ve ezeli muhalefet partisi konumuna oturttu ve hapsetti.
CHP, 1960’larda ve 1970’lerde dünyanın ve Türkiye’nin değişimine ayak uydurarak da doğruyu yapmıştı. Ne var ki, 1980’den sonra aynı kabiliyeti gösteremedi. Dünya ve Türkiye değişirken, CHP, atalete düştü. Geçmişteki başarılarıyla avunur ve sadece o başarıları savunur bir noktaya geriledik.
Atalete düştüğümüz, değişimi başaramadığımız için, kuruluşunda bu kadar büyük bir rol oynadığımız Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına, köklü kurumları zayıflamış bir devletle, işlevsizleşmiş bir Meclis’le, beceri kaybına uğramış bir bürokrasiyle, çökmüş bir adalet sistemiyle, demokratik dünyadan uzaklaşmış bir ülkeyle, yarısı yoksulluk sınırının altında bir nüfusla giriyoruz.
CHP iktidarın değişebileceği inancını veremedi
Vatandaşlarımızı, ‘yerli ve milli olanlar ve olmayanlar’ diye ayrıştıran, muhalefete tahammülsüz, hukuku paramparça etmiş, eğitimi çökertmiş, borç batağına batırdığı ülkemize eşi daha önce görülmemiş bir hayat pahalılığı yaşatan bu iktidarla giriyoruz.
Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına, sadece vatandaşlarını ayrıştıran, adaletsiz, baskıcı, ehliyetsiz, beceriksiz, otoriter bir iktidarla girmiyoruz. Vatandaşlarımıza, iktidarın değişebileceği inancını veremeyen bir CHP’yle ve muhalefetle giriyoruz Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına.
CHP’yi ilham veren bir parti haline getirme vizyonu
Değişimin yeni vizyonu; CHP’yi, dünya ölçeğinde ideolojik politik bir kriz yaşayan sosyal demokrasiye ilham veren, küresel seviyede saygın ve güçlü bir parti haline getirmek olmalıdır. Dünyanın en eski sosyal demokrat partilerinden birisi olan CHP’nin böyle iddialı bir vizyonu ortaya koyma sorumluluğu vardır.
Ne yazık ki benim partim, yeterince kapsayıcı, yeterince icraatçı ve reformcu bir parti olarak görülmüyor. Böyle görmüyor insanlarımız. Büyük bölümü böyle görmüyor. 1950’den beri iktidar olamadığımızdan ve 1980’den sonra da kendimizi yenileyemediğimizden, vatandaşlarımızın önemli bir kısmı, bizim icracı bir ekibe sahip olmadığımızı düşünüyor. Tek yapabildiği muhalefet etmek olan bir parti olarak görüyor.
Çok ciddi bir beka sorunuyla karşı karşıyayız. Batıyla aramızdaki fark, git gide bir uçuruma dönüşüyor. Bizim ıskaladığımız, baş döndüren bilimsel gelişmelerin sonuçları şunu gösteriyor: Eğer hemen harekete geçmezsek, milli gelir açısından batıyla aramızdaki fark, bugünkünün iki katına hızlıca çıkabilir.
Eşit yurttaşlık vurgusu
Ya yeniden sıçrayıp, bu ülkeye bir kez daha çağ atlatarak en kısa sürede onlara yetişeceğiz ya da gelecekte bekamızı korumakta büyük zorluk çekeceğiz. Türkiye’nin gelişimi konusunda kaçırdığımız ve hala binmemekte ısrar ettiğimiz en büyük tren, temel bilimler trenidir. Bu treni kaçıran, gelişim trenini de kaçırmış demektir. Bizi geri bıraktıran ikinci sebepse; toplumsal ve kültürel çeşitliliğimizi, eşit yurttaşlığa dayalı çoğulcu bir demokrasiye kavuşturamayışımızdır.
Doğru; bugün millet, CHP ve onun liderliğindeki muhalefete iktidar vizesi vermedi. Ancak, başka bir doğru daha var: Bu millet, Türkiye’yi sıçratarak zenginleştirecek, güçlü ve adil bir Türkiye’yi inşa edecek bir muhalefeti gördüğünde, yürekten inanıyor ve biliyorum ki, tereddüt etmeden iktidara taşıyacaktır. İşte milletin CHP’yi değişime zorlamasının nedeni budur.
Bir tespit ve bir vaat
Bizim en önemli ve acil görevimiz, hep beraber bu muhalefeti, bu güçlü muhalefeti, Türkiye'yi değiştireceğine halkını inandıran, milletini inandıran muhalefeti hep birlikte var etmektir. Bunu yaratmanın yolu, ülkenin tüm vatanseverlerini birleştiren yeni, kapsayıcı ve güçlü bir vizyonun hikâyesini yazmaktır.
Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken değişmeye, bunun için yeni bir hikayeye ihtiyacı vardır. Biz de bu milletle bu hikayeyi, hep birlikte yeniden yazacağız. Bir tespit, bir de vaatle bitireyim. Tespitim şu: CHP değişirse, Türkiye değişir. Vaadim de net: CHP değişecek, Türkiye değişecek."