16 Nisan 2024, Salı
Haber Giriş: 17.09.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

"İstanbul’a puanım yetti, param yetmedi"

Üniversite sınavını kazanan 815 bin 365 öğrencinin önemli bir kısmı, geçim ve barınma derdine düştü. Bir öğrencinin sitemi, koşulların güçlüğünü anlatıyor
"İstanbul’a puanım yetti, param yetmedi"
Yusuf Akcakaya
[email protected] Geçtiğimiz ay sonunda üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından çeşitli okullara yerleştirilen 815 bin 365 öğrenciyi yeni bir telaş sardı. Ancak özellikle şehir dışında üniversite okuyacakları barınma, yeme içme, ulaşım sorunları bekliyor. Üniversitede okuyacak öğrencilerin giderlerini belirleyen en önemli etken, ailesinin yanında öğrenimine devam edip etmemesi.  Ailesinin yanında kalan öğrenciler için ulaşım yaklaşık 60 TL, üniversite yemekhanesinde yemek yerse aylık 100 TL. Aylık kitap, kırtasiye ve fotokopi masraflarının 300 TL olduğunu söylüyorlar. Şehir dışında okuyacak olanları için devlet yurtları 230 TL’den, özel yurtlar ise ise bin TL’den başlıyor. Buna ulaşım, yemek, gibi giderler de ekleniyor. Eve çıkmak isteyenler için ise rakam çok daha yüksek. Peki öğrenciler bu tablo hakkında ne düşünüyor: 

Üniversite heyecanını hissetmedim 

- Seray Soylu (19) Samsun Sosyal Bilimler Lisesi’nden mezun oldum, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü kazandım. Tercih dönemimde, 6 ay öncesinde başvurduğum Anadolu bursiyerliğini kazandım. Bu bursu kazanamasam yurt ve yemek ücretlerinden dolay kesinlikle bu üniversiteye gidemezdim. Çünkü yurt ücreti yıllık 36 bin lira civarında, yemek ücretleri ise ayda bini geçiyor. Çok şükür okuma fırsatı buldum. Babam pazarlama sektöründe çalışıyor, annem ise bazen hamur işi yapıp satarak para kazanıyor. Burs çıkıncaya kadar ekonomik problemleri düşünmekten üniversite heyecanını hissedemiyordum. Çevremdeki arkadaşlarımın birçoğu benimle aynı düşünceleri paylaşıyor. Kalacak bir ev veya yurt ayarladıktan sonra hemen çalışılabilecek bir iş bakıyorlar.  Burs yurt ücretimi karşılamasa üç arkadaşımla bir eve çıkmam gerecekti. Bunun için haftalarca ev baktık, içinde barınabileceğimiz bir evde bulabildiğimiz en makul kira 3 bin 500 idi. Çünkü kadınız, güvenli bir semtte yaşama gibi bir gereksinimimiz var. Bu kiraya bir de depozito, komisyon, elektrik, su, doğalgaz açtırma bedelleri eklenince peşin vereceğimiz rakam 10 binleri geçiyordu. 

Hukuk fakültesi kazanabilirdim ama gitmedim

- Ahmet Elçi (18) Hukukçu olmak istiyorum. Ancak bu sene puanım İstanbul’da hukuk fakültesine yetmesine rağmen tercih etmedim. Çünkü oradaki yaşam maliyeti çok yüksek, geçinemem, 1+1 evlere 2-3 bin TL kira istiyorlar. Buna diğer yaşam masrafları eklenince ortaya çok büyük bir meblağ ortaya çıkıyor. Ben de bir sene daha üniversite sınavına hazırlanmaya karar verdim. İzmir’de ailemle birlikte yaşıyordum, sınava da yine onların yanında hazırlanacağım. En azından ekstra bir giderim olmayacak. Dershaneye de gitmeyi düşünmüyorum zaten, o da ayrı bir masraf.

Bu beton şehirde bile uygun ev bulamıyoruz 

- Meriç Uzun (19) Liseyi Eskişehir’de okudum, İTÜ Maden Mühendisliği bölümünü kazandım. Sonuç açıklandığında yurt veya ev bakmak için çok kısıtlı bir zamanım vardı. Şu anda İstanbul’da öğrenci olan abimle ikimizin ortak noktası Maslak’tı. Bu bölgede ev aradık, bakmadığımız yer kalmadı. Ancak bütçemizin 4 bin 500 TL olmasına rağmen bir yer bulamadık. Daha uzak bölgeleri de gezdik, yine olmadı. Uygunluktan kastım evin depreme dayanıklı olması. İstanbul’un deprem gerçeği malum ama binalar 40-50 yıllık. Nasıl güvenip bu evlere çıkalım ki? İnsani koşullarda kira verip insani  koşullarda yaşamak istiyoruz fakat mümkün değil sanırım. Şimdi üniversite vakfının ve devletin yurtlarına başvurdum, onların sonuçlanmasını bekliyorum. Elimden gelen başka bir şey yok… Bu kadar betonlaşmış bir şehirde dahi başımızı sokacak bir daire bulamamak korkunç bir durum.

Eve çıkmak hayal olarak kaldı 

- Başak Meriç (18) Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünü kazandım. Ailem İstanbul’da olduğu için bu sene onlarla kalacağım ama seneye Eskişehir’e taşınabilirler. O durumda ne olacağını bilemiyorum. Lisede okurkenki hayallerimden biri üniversitemin kampüsünün bulunduğu Hisarüstü’nde eve çıkmaktı. Ablam öyle yaşıyordu, ben de çok istemiştim. Hayal olarak kalcak sanırım.  Memur çocuğuyum. Bir de üniversite öğrencisi ablam var, o da yurt dışına gitmek istiyor. Benim de harcamalarım olacak… Ailemin bütçesinin sınırlarında olduğunu fark ediyorum. Bana bin TL ayırabiliyorlar. Bu parayla geçinmem gerek. Sosyalleşmek de istiyorum. Etkinliklere katılmazsam gençliğimi nasıl yaşamış olacağım ki zaten?

Pandemide yurtların yüzde 25’i kapandı

- Funda Gökgöl, Tüm Yurt İşverenleri Sendikası Basın Sözcüsü Türkiye genelindeki özel ve vakıf yurtlarının toplam sayısı yaklaşık 4 bin 500. Bu sayı pandemi öncesinde 6 bindi ama ekonomik nedenlerden dolayı yüzde 25’i kapandı. Fakat bakanlık verileri paylaşmadığı için bunların kaçı özel, kaçı vakıf yurdu, bilemiyoruz. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı devlet yurtlarının sayısı 793, toplam kapasitesi 703 bin. Özel ve vakıf yurtların kapasitesi ise 50 ile 3 bin arasında. Kontenjanların yüzde 80’i doldu. Mevzuat gereği yurtlar mevcut öğrencilerine TEFE-TÜFE oranını geçen bir zam yapamaz, bu oran da yüzde 17’ye denk geliyor. İstanbul’da standart bir yurdun 10 aylık ücreti 25 bin TL, bu da aslında günlük 70 TL gibi bir bedel yapıyor. Kırsal bir yerde bu fiyat 15’e düşerken, lüks yurtların ücreti 40 binleri geçmiş durumda. Yurtların birçoğunda buna kahvaltı ve akşam yemeği de dahildir.