31 Aralık 2025, Çarşamba
Haber Giriş: 30.12.2025 21:01 | Son Güncelleme: 30.12.2025 23:38

İstinaf, CHP kurultayıyla ilgili 'davanın reddi' kararını usulden bozdu

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı ile İstanbul İl Kongresi'nin iptali istemiyle açılan davada, yerel mahkemenin 'davanın reddi' kararını usulden bozdu
İstinaf, CHP kurultayıyla ilgili 'davanın reddi' kararını usulden bozdu
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, CHP 38. Olağan Kurultayı ile İstanbul İl Kongresi'nin iptaline ilişkin açılan davada Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen "davanın reddi" kararına ilişkin itirazı inceledi. Daire, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin "pasif husumet yokluğu" gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği kararı, mazeretli olan davacı tarafın yokluğunda hüküm kurulması nedeniyle "hukuki dinlenilme hakkına aykırı" buldu.

Dava sürecinde, asıl ve birleşen davanın davacı vekili Avukat Onur Yusuf Üregen'in 11 Eylül 2025 tarihli duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle katılamayacağını bildirerek, UYAP üzerinden doktor raporu sunduğu hatırlatılan kararda, yerel mahkemenin söz konusu celsede, "mazeret dilekçesi ekinde belge sunulmadığı" gerekçesiyle mazereti reddederek, davacı tarafın yokluğunda davayı sonlandırdığı ve davanın reddine hükmettiği anımsatıldı. Kararda, yerel mahkemenin "belge sunulmadı" gerekçesinin doğru görülmediği, doktor raporunun UYAP kayıtlarında mevcut olduğu belirtildi.

Kararın gerekçesinde, Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen "hak arama hürriyeti" ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesindeki "adil yargılanma hakkına" atıfta bulunularak, şu ifadelere yer verildi:

"Savunma hakkının temelini teşkil eden hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma ilkesinin ayaklarından biridir. Bu durumda mahkemece, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin 11 Eylül 2025'teki oturum için bildirdiği mazeretinin yerinde olduğu kabul edildiği de gözetildiğinde ön inceleme duruşmasının ertelenmesine karar verilmesi gerekmektedir.

Hukuki dinlenilme hakkı, tüm yargılama sürecinde değerlendirilmelidir. Mahkemeler, yargılamayı verecekleri ara kararlarıyla yürütüp yön vererek, nihai kararla sonuçlandırır. Mahkeme, tarafların (varsa vekillerinin) her talebini, hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde gerekçesini de açıklayarak bir kararla karşılamak zorundadır."

Tarafların delillerini sunmaları için verilen yasal süreler dolmadan karar verilmesinin de usul hatası olduğunu bildiren daire, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği kararı kaldırarak, dosyanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

CHP Sözcüsü Emre: Esasa yönelik bir atıf yok

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Zeynel Emre, bir gazetecinin İstinaf Mahkemesi'nin Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin CHP 38. Olağan Kurultayı ile İstanbul İl Kongresi'nin iptaline ilişkin verdiği "davanın reddi" kararını kaldırmasına yönelik sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Usulden bir bozma. Esasıyla ilgili değil, bir usul eksikliğine işaret etmiş. Mahkemelerde eğer siz ilk kez bir mazeret talebinde bulunuyorsanız sağlık gerekçesiyle ve bir sağlık raporunu da ona bağlıyorsanız ve bu ilk kezse genel uygulama bunun kabul edilmesi yönündedir. Emsaller genelde böyle. İçerik olarak esasa yönelik bir atıf yok. Dikkat ederseniz diğer temyiz iddialarının sebeplerinin reddine diye de işaret edilmiş."

Parti avukatı Çağlayan: İki nedenle dosya geri gönderildi

Kararı ANKA Haber Ajansı’na değerlendiren parti avukatı Çağlar Çağlayan ise şunları söyledi:

"Bir kurultayın iptali için açılan davalar vardı, bir de İstanbul İl Kongresi’nin iptali için. İstanbul il kongresi için İstanbul'da açılan davalar birden fazla. Bunların ilk iki tanesinde İstanbul mahkemeleri, ‘Ankara Mahkemesi yetkilidir. Ankara mahkemeleri bakabilir bu davalara’ demişti. Onun nedeni de genel merkezin Ankara'da olması. Aslında doğru karar İstanbul mahkemelerinin verdiğiydi. Ankara'ya geldi, bu iki dava Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleşmişti. Sonradan İstanbul 45’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yine İstanbul İl Kongresi’nin iptali için açılan davada yetkisizlik vermemişti mahkeme. Daha önce açılmış Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi ile de birleştirmemişti, biz ‘birleştir’ demiş olmamıza rağmen. Ankara 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi eylül ayında bir tensip zaptı kurdu yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin ve dedi ki ‘Taraflara Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince beyanlarında bulunmak üzere iki haftalık süre veriyorum.’ Duruşmayı da 11 Eylül'e atmıştı. 11 Eylül'de duruşma yaptık, davayı reddetti esastan.

İstanbul İl Başkanlığı’nın davayı takip etme hakkı olmadığı için İstanbul İl Başkanlığı yönünden ehliyet yönünden davayı reddetti. Genel Merkez yönünden esastan reddetti, ‘Burada butlan yoktur’ dedi. Şimdi ise şöyle bir durum söz konusu. Bir kere şunu söyleyeyim: Karar uzun ama kararın son iki sayfası gerekçe. Ondan önceki kısımlar daha önce olmuş şeylerin ve tarafların dilekçelerinin özetlenmiş hali. Kararda şöyle söylüyor: ‘Birincisi davacı vekili bir mazeret vermiş ve eke bir sağlık raporu koymuş. Bu tür durumlarda sağlık raporu varken, ilk defa da böyle bir mazerette bulunmuşken bu mazereti biz geçerli bir mazeret olarak görüyoruz. Bir defa da olsa kabul edip bir duruşmayı atabilirdim bir seferlik.’ İkinci gerekçe olarak da şöyle bir şey söylemiş: ‘Sen taraflara beyanda bulunması için iki haftalık süre verdin. Ama duruşma iki haftadan daha kısa bir sürede oldu. Taraflara süre verdiysen o süreyi beklemen gerekirdi. Sadece bu nedenlerle dosyayı geri gönderiyorum. Bu eksikliği tamamla. Yeniden kararını ver.’

"İstinaf 'karar esastan yanlış' dememiş"

Şimdi dosya geri gelecek mahkemeye. Mahkeme bize yeni bir duruşma günü verecek. Çünkü önceki işlemler tamamlandı artık. Biz tekrar duruşmaya çıkacağız. İki şey olabilir duruşmada. Mahkeme daha önceden zaten delilleri değerlendirip davayı reddetti. İstinaf mahkemesi de delil değerlendirmesiyle ilgili bir beyanda bulunmadığı için delilleri farklı yönde değerlendireceği bir durum yok. Yani ya davayı reddedecek yine ya da şöyle yapabilir: Bu karardan sonra biz İstanbul Olağan İl Kongresi’ni yaptık. ‘CHP bu süreç içerisinde olağan kongreyi tamamladığından dava konusuz kalmıştır’ diyebilir. Burada şöyle bir tehlike görmüyoruz: Yeniden davayı ele alıp, delillere bakıp ben ‘Bu sefer kararımdan vazgeçtim. Şimdi kabul ediyorum’ demeyecektir. Çünkü Bölge Adliye Mahkemesi, 'Senin kararın esastan yanlış, delilleri tekrar değerlendir' dememiş.”

"Gürsel Tekin'in muhatap alındığı gerçek değil"

Çağlayan, "Çağrı heyetinin avukatının verdiği dilekçenin kararda yer alması nedeniyle kayyım atanan Gürsel Tekin tanınmış olur" şeklindeki görüşlerin hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu:

"Öyle bir şey yok. İstinaf mahkemeleri bir karar verirken şöyle yaparlar: Kendilerine gelmiş bütün dilekçeleri kararlarında özetlerler. Bunun nedeni de şu, istinaf mahkemesi, 'Ben bana gelen dosyayı doğru düzgün inceliyorum. Bana gelen dilekçelere baktım. İçinde ne yazdığını biliyorum. Bunlara göre de karar veriyorum' demek istiyor. Gürsel Tekin de bir dilekçe gönderdiği için onu da koymuş oraya. Ama gerekçe kısmında, 'eksiklikleri tamamla' dediği kısımda ve sonuç kısmında Gürsel Tekin ile ilgili bir şey demiyor. Zaten 'davacıların talebinin kabulüyle kararın kaldırılması' diyor. Bizim davacılarımız Savaş Aras ile Levent Çelik, Gürsel Tekin davacı değil. Haliyle mahkemenin Gürsel Tekin'i muhatap aldığı, onun talepleri nedeniyle kararı kaldırdığı söylentisi gerçek değil. Öyle bir şey yok."

"İlk duruşmada karar çıkar"

Kurultay davası yönünden davacıların buradakine benzer bir usul itirazı olmadığını belirten Avukat Çağlar Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ama şu aşamada kayyımı da etkilemez bu kayyımla ilgili bir karar da değil. Kayyum da çünkü İstanbul'daki mahkemeyle ilgili bir konu. Şimdi Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tensip zaptını kurmasını bekleyeceğiz. Birkaç gün içinde muhtemelen kuracaktır. Biz bu karardan UYAP'tan haberdar olduk, karar henüz tebliğ olmadı. Çok uzun olmayan bir süre içerisinde yeniden bir duruşma yaparız. Yeniden toplayacağı bir delil yok. Tek endişemiz bu noktada kirli bilgi yayılması olur. Eğer ilk yapacağı duruşmada karar vermezse seçim kurulundan kongrenin sonuçlarını ayrıca isteyebilir. Normalde onu da beklemesine gerek yok. Sarkarsa o yüzden sarkar, yoksa sarkmaz. İlk duruşmada karar çıkar."

Kaynak: AA-ANKA