06 Nisan 2025, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.03.2025 12:06 | Son Güncelleme: 12.03.2025 12:27

İYİ Parti lideri Dervişoğlu: İktidar parayı müteahhitlere akıtıyor

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Para var, kaynak var, bütçe var ama bu iktidar parayı millete değil; yandaş müteahhitlere, saray beslemelerine, ballı ihalecilere ve israfa akıtıyor. İşte biz bu düzene son vereceğiz" dedi
İYİ Parti lideri Dervişoğlu: İktidar parayı müteahhitlere akıtıyor
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'de partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

  • Despotlar, üç şeyi yaşatarak ayakta kalırlar. Biri yoksulluk, biri cehalet, diğeri de korkudur. Milleti fukaralığa mahkum ettiler, yoksulluğu yönetiyorlar. Eğitim sistemini yerle bir ettiler, cehaletten besleniyorlar. Ellerinde yetkiyi zalimce kullanıyorlar, korku dağları yaratıyorlar. Hepsini aşacak gücümüz vardır. Bu ülke, imkanları ve kaynakları yönüyle her zorluğu yenecek imkanlara sahiptir. Yeter ki sorunların üzerine cesaretle gidebilmeye muvaffak olalım. O yüzden reçetemiz bellidir ve tektir: Cesaret, cesaret, cesaret.

Bakan Şimşek'e seslendi

  • İzmihlalin, çöküşün en önemli göstergelerinden biri şüphesiz ekonomidir. 7 yıldır tek haneli enflasyon rakamı masalı anlatmaları, yoksulluk ve korku siyasetlerinin kılıfıdır. Bu darboğazdan çıkartılmamamızın sebebi de budur. Ancak minare kılıfına sığmamaktadır. Sözde Hazine Bakanı, özde tahsildar Mehmet Bey hala utanmadan çıkıp, ‘Maaşlar bütçe üzerine yüktür’ diyebiliyor. Okullar olmasa, maarif vekilliği ne kadar güzel olurdu değil mi Sayın Şimşek? ‘Orta vadeli program hedeflerini bu yüzden gerçekleştiremiyoruz’ diyor. Bütçeye yük olan şeyin, saray ve avanesinin doymak bilmeyen iştahları olduğunu en iyi bilen kişi olarak ‘Sözde Orta Vadeli Programı’ ve kendi trajedisine dönen tasarruf tedbirlerini uygulayamayacağını biliyor.
  • Yine yalanlarla dolu gündemin içerisinden sıyrılarak allem edip, kullem edip bir milli serveti daha 3 kuruşa peşkeş çektiler. Çayırhan Maden ve Termik Santrali'nden bahsediyorum. Burası senin, benim hepimizin malıydı. Değeri 160 milyar lira iken tam sekizde bir fiyatına, sadece 20 milyar liraya peşkeş çekildi. Hem de gözlerini kırpmadan sattılar. Aradaki 140 milyar lirayı vatandaşın, emeklinin, memurun cebinden; Ramazan'da ucuz ekmek ve ucuz yemek kuyruğunda bekleyen gariban vatandaşının cebinden aldılar, yandaşın cebine koydular.
  • Emekli maaşları, asgari ücret ve memur maaşları her geçen gün eriyor. Bu yüzden emeklilere müjde diye açıkladıkları bayram ikramiyesi 4 bin lira. Ne kadar dolu dolu duruyor değil mi? Tam 4 bin lira! İlk defa 2018 yılında verdikleri bayram ikramiyesi 1000 lira idi. Aynı yılın sonunda altının gram fiyatı ise 216 lira idi. Yani ikramiye ile yaklaşık 5 gram altın alınabiliyordu. Bugün ise sadece 1 gram altın alınıyor. 2018 yılında verilen ikramiye, asgari ücretin yüzde 60’ından fazlaydı. Yani bugün o rakamı vatandaş alabilseydi 13 bin lira, altına göre söylersek 17 bin lira ikramiye alacaktı. 

"Yandaşa vergi affı, vatandaşa vergi zulmü"

  • Milletimize bu iktidara rağmen nefes aldırabilmenin yollarını söylemek ve göstermek vazifemiz. Konuyla ilgili tüm milletvekillerimizin imzasıyla bir kanun teklifi hazırlayıp, adına da 'Refah Paketi' diyerek TBMM Başkanlığı’na sunduk. Bu, iktidar için de bir imtihandır, turnusol kağıdıdır. Belki böylece o dönmüş gözlerini bir an olsun İmralı’dan millete çevirirler, şaşırmış kulaklarını ihanet mektuplarından, okyanus ötesi talimatlarından alır da vatandaşın feryatlarını duyarlar. Buradaki gerçeklere, bize, millete kulak verirler. İşte o zaman milletimizin belki biraz nefeslenmesi mümkün olabilir. Bakalım iktidar, önüne sunduğumuz teklife ne diyecek? Milletin sesini duyup kabul mü edecek, yoksa her zamanki gibi kulaklarını mı tıkayacak? Bu ülkenin emeklisi, işçisi, asgari ücretlisi için adım mı atacak, yoksa yine gözlerini mi yumacak?
  • Refah Paketi teklifimizle ilk olarak, çalışanlara vergi adaleti getiriyoruz. Çalışanlar yıl içinde vergi dilimi yüzünden maaş kıyımına uğruyor. Söz gelimi, 40 bin lira maaş alan bir vatandaştan bir yıl içerisinde maaşı kadar vergi alınacakken bir buçuk ya da iki maaşı vergi olarak alınıyor. Çalışanı fazladan vergi ödemeye mahkum ediyorlar. İşte sarayın vergi düzeni bu! Yandaşa vergi affı, vatandaşa vergi zulmüdür yürürlükte olan. En düşük vergi gelirinin üst sınırı 158 binden, 415 bin liraya çıkarılsın diyoruz. Teklifteki diğer bir düzenleme ile asgari ücretliye ekonomik büyümeden pay veriyoruz. Buradan asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlara sesleniyorum: Bu iktidar sizin hakkınızı gasp ediyor! Ülkedeki gerçek enflasyon neyse, ülke ekonomisi ne kadar büyüyorsa, işçinin maaşı da en az o kadar artsın. 'Ekonomi şu kadar büyüdü' deyip, anlamsız sayıları sıralamak kolay.
  • Gelin, vatandaşın cebine giren para ne kadar büyüdü, onu konuşalım. Ekonomi büyüdüyse asgari ücretli neden hala açlık sınırının altında yaşıyor? Ülke büyüyor da bu büyüme kimin cebine giriyor? Bunu açıklayın milletimize. ‘Aralık ayında Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla yüzde 71 arttı’ dediniz, asgari ücretliye yüzde 30 zam verdiniz. Peki nereye gitti yüzde 40? Ben söyleyeyim, yandaşın cebine… Emekçi kardeşim, bu yıl almanız gereken asgari ücret en az 29 bin lira olmalıydı. Ama bu iktidar her ay 7 bin liranızı aldı, yandaşa peşkeş çekti. Bu bir soygundur. O yüzden biz kanun teklifimizle TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyonunu değil, gerçek enflasyonu baz alıyoruz, gerçek büyümeyi baz alıyoruz.
  • Teklifimizde yer alan diğer maddeler ile emeklilerimizin ve memurlarımızın hakkını da teslim ediyoruz. AKP iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı asgari ücretten fazlaydı, bugün asgari ücretin sadece yüzde 65’i kadar. En düşük emekli maaşı asgari ücrete eşitleyin. Sayın Erdoğan, seçim geçti, sen unuttun ama biz unutmadık. Memur emeklilerine 8 bin liralık zam vardı, seçim arifesinde ‘Memur emeklilerinin aylıklarına seyyanen zam yansıtılacak’ dedin hatırladın mı? Biz hatırlaman için teklifimize koyduk.
  • Gelelim ocak ayında verdiğiniz zam oranlarına. TÜİK’in rakamlarının artık çocukları bile kandıramadığını herkes biliyor.  Memur emeklileri ocak ayında yüzde 11,54 zam aldı. SSK ve BAĞ-KUR emeklileri yüzde 15,75. Sokaktaki gerçek enflasyon bu mu? Kanun teklifimizle ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere bütün emekli aylıklarına yüzde 5 artış öneriyoruz. Emekliler aylarca ikramiye rakamını beklediler. İktidar ise yine sadaka lütfetti. Geçen yıl 3 bin  lira olan ikramiye, 4 bin olacak dendi. Yahu, sizin çok güvenilir TÜİK’inize göre bile arttırsanız 8 bin 300 lira olacaktı. Teklifimiz açıktır, nettir. İki bayram ikramiyesinin toplamı bir asgari ücrete eşit olsun. Gelin bu teklifimizi yasalaştıralım. Bayramdan önce işçimize, memurumuza ve emeklimize nefes aldıralım.

"Bu düzene son vereceğiz"

  • Bu Teklifi hazırlarken Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmeye hazır olduğumuzu gösteren bir ciddiyet ve kararlılıkla hareket ettik. Şimdi iktidar kanadı çıkıp, her zamanki gibi, ‘Söylemesi kolay, peki bunun bütçeye maliyeti ne olacak’ diye soracak. Hiç merak etmeyin, hesabımızı yaptık, her kuruşun nereye gideceğini de bu kaynağın nasıl bulunacağını da çok iyi biliyoruz. Birkaç kalemde düzenleme yapılsa, Refah Paketi’mizin ihtiyaç duyduğu kaynağın fazlasına erişilecektir. Çıkıp 'Kaynak yok' demeyin. Bütçeler, hükümetlerin milletin parasını kimin cebine koyacağının belirlendiği siyasi tercihler manzumesidir. Para var, kaynak var, bütçe var ama bu iktidar parayı millete değil; yandaş müteahhitlere, saray beslemelerine, ballı ihalecilere ve israfa akıtıyor. Sarayın harcamalarına, yandaşın lüksüne, vergi aflarına para var ama işçiye, emekliye, asgari ücretliye yok! İşte biz bu düzene son vereceğiz. Bu bütçe yandaşa değil, vatandaşa gidecek. Bu kaynak zengine değil; emekliye, işçiye, memura gidecek.