İstanbul’da günde yaklaşık 7 milyon 500 bin kişi toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Bunun 4 milyonunu İETT aracı, 4 milyonun 1 milyonunu ise metrobüsler üstleniyor. Metrobüs sayısı fazla olsa da kalabalığı herkesi korkutuyor. Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencileri geçen haftalarda 44 metrobüs durağında 227 kadınla yüz yüze görüşerek bir anket çalışması yaptı. Çalışmada metrobüsü kullanan kadınların kendilerini ne kadar güvende hissettikleri, alınan güvenlik önlemlerinin yeterli olup olmadığı ve herhangi bir suç unsuruna maruz kalıp kalmadıkları araştırıldı.
Sonuçlara göre, her 10 kadından 9’u metrobüsteki güvenlik önlemlerini yetersiz buluyor. Ayrıca her 5 kadından 2’sinin daha önce suça maruz kaldığı sonucuna ulaşılırken, her 2 kadından 1’inin de suça maruz kalmaktan korktuğu görülüyor. Bu korkuyu dile getirenlerin yarısını ise taciz ve istismar korkusu duyanlar oluşturuyor. Öte yandan her 2 kadından 1’inin duraklarda suça şahit olduğu; şahit olan her 4 kadından yalnızca 1’inin yetkili birime başvurduğu da araştırmada öne çıkan bulgulardan.
Araştırmaya göre, kadınlar metrobüste daha güvende hissetmek için belirli önlemler alıyor. Her 10 kadından 4’ü akşam saatlerinde dışarı çıkmamayı tercih ediyor, geri kalanlar ise savunma dersleri almak, biber gazı taşımak ya da toplu taşımaya birisiyle binmek gibi önlemler alıyor. Metrobüslerde ve duraklardaki kadınlara metrobüste neler yaşadıklarını sorduk.
“Ayakta gitmek istemiyorum”
20 yaşındaki üniversite öğrencisi İlayda İlçin her zaman Söğütlüçeşme’den metrobüse bindiğini söylüyor. “Özellikle ayakta gitmek istemiyorum Çünkü herkesle çok dip dibe oluyorsunuz. Bunun dışında taciz eden bakışlara maruz kalmak da yeterince kötü. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde bu durum daha da artıyor.”
Ücretli öğretmenlik yapan, 38 yaşındaki Derman Tankuru da “Metrobüste kendimi hiç güvende hissetmiyorum” diyerek başlıyor anlatmaya. “Daha az önce başıma bir olay geldi. Sabiha Gökçen Havalimanı’na gidiyordum ve yanımda valizim vardı. Bir adam valizi benim tuttuğum yerden tutmaya çalıştı. Hemen yanında tutunacak yer olmasına rağmen. Kolumla uzaklaştırmaya çalıştım ama daha da yakınıma yaklaşıp tenini değdirmeye çalıştı.” Bir şey yaptınız mı diye soruyorum. “Maalesef hiçbir şey yapamadım. Çözüm toplumun eğitilmesi ama bu ülkede o da pek mümkün değil” diyor.
“Gizlice fotoğrafımızı çekenler var”
23 yaşındaki Aleyna Erdoğan “Metrobüste etek ya da şort giyen kadınların gizlice fotoğrafını çekenleri görüyorum. O yüzden ben de öyle bir şey giydiğimde yanımda oturan kişinin telefonu biraz bile bana dönük olsa hemen işkilleniyorum” diyor.
Gerekmedikçe metrobüs kullanmadığını söyleyen, 71 yaşındaki Havva Arkaş “Süreyyapaşa’da oturuyorum. Marmaray daha sakin ve evime yakın olduğundan daha çok onu kullanıyorum. Zaten emekli olduğum için iş saatlerinde binmemeye de gayret ediyorum” diyor ve ekliyor: “Metrobüs ciddi anlamda kalabalık oluyor. Şu an saat 13.00 ama yine de kalabalık. Bu da insana her an bir tehlike yaşayabileceği hissi veriyor. Bu taciz de olabilir hırsızlık da…”
29 yaşındaki Havva Bulut ise 16 yaşındaki kardeşi Rukiye Bulut ile Kayseri’den İstanbul’a birkaç günlüğüne gezmeye gelmiş. “Metrobüs tıklım tıkış olduğu için insanların birbirine değmesi gayet normal. Ama bu sıkışıklık normal değil. Şu birkaç günde bile 5-6 tane elle tacize tanık oldum” diyen Havva Bulut, “Daha fazla koltuk olmalı. Üç günde tanık olduklarım nedeniyle metrobüste çantamı sırtıma alarak arkamdakiyle arama mesafe koyuyorum” diye de ekliyor.
Önlem olarak neler yapıyorlar?
“18.00-18.30 arası binmiyorum”
20 yaşındaki öğrenci Nisa Kuzubaşoğlu daha az önce panikatak yaşadığını anlatıyor. “Metrobüs kalabalıktı. İstemsiz de olsa biri isteğim dışında temas ettiğinde kendimi çok kötü hissediyorum, çok geriliyorum. Bugün de aynısı yaşandı. İçeride duramadım daha fazla ve Zincirlikuyu’da indim. İnsanlar elinde olmadan temas ediyordu, farkındayım ama bu da bir sorun aslında. Sırf bu yüzden 18.00-18.30 gibi asla binmemeye dikkat ediyorum.”
“Sırt çantası kullanıyorum”
22 yaşındaki Hava Ulaş ise metrobüste yolculuk yaparken kendince çözümler geliştirdiğini söylüyor. “Kendimi güvende hissetmediğim için genelde sırt çantası kullanmaya çalışıyorum. Arkamdaki insanların bedenime çok yakın olmaması için… Kalabalık olduğunda metrobüse binmemeyi tercih ediyorum. Eğer çok fazla erkek varsa ve ben orada tek kalmak durumundaysam da ya binmiyorum ya da onlardan olabildiğince uzak bir noktada durmaya çalışıyorum.”
“Geceleri asla metrobüse binmiyorum”
22 yaşındaki Zehra Yücel ise gece metrobüs kullanamadığını söylüyor. “Daha sakin saatlerde daha rahat yolculuk yapıyorum ama işe gitmek için mecburen metrobüse binmem gerekiyor. O yüzden maalesef kalabalığa maruz kalıyorum. Ancak esas sıkıntı geceleri asla metrobüs kullanamamam. Çünkü korkuyorum. İlla dışarı çıkmam gerekirse de arabayla çıkıyorum” diyor.