İnşaat sektörünün deneyimli isimlerinden Nazmi Durbakayım bugünkü faizlerle kira gibi ev kredisi ödemenin güç olduğunu söylüyor. Bu durum arz-talep dengesini arz lehine çevirdi
İstanbul İnşaatçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, konut fiyatları ve kiraların artmaya devam edeceğini söylüyor. “Sektör 2019’a kadar artan maliyetleri, satış fiyatlarındaki eş değer hareketler ve yüksek taleple dengeliyordu. Ancak 2019’da talepte yaşanan daralma ve ardından gelen Covid-19 salgını her şeye tersine çevirdi” diyor.Salgın döneminde sektörü ayakta tutmak için faiz oranları düşürüldü. Bu etkili olmadı mı? Bir hareketlilik yaşandı. Ancakindirimin kısa vadeli olması, sürdürülebilir konut satışına olanak tanımadı. 2020’nin son çeyreğinde düşük faiz avantajı sona erdi ama konut üreticilerinin finansman ve ham madde maliyetlerindeki artış hızını kesmeden devam etti.
2018’den bu yana ruhsat her yıl azaldı
Bu durum konut üretimini nasıl etkiledi? 2018’den bu yana alınan ruhsat sayısı her yıl azaldı. 2018’de 174,6 milyon m²’lik ruhsat (yaklaşık 894,2 bin daire) alınmıştı. 2020 sonunda yaklaşık yüzde 45 azalarak 121,9 milyon m² (599,5 bin daire) seviyesine kadar geriledi. Bu yılın ilk yarısında 57 milyon m²’ye denk gelen 279,6 bin daireye indi.Resmi verilere göre inşaat maliyetlerinde son bir yılda yüzde 42,4 oranında artış olmuş. Bu rakam doğru mu? Maliyet artışı yüzde 100’ün üzerinde. Konut üreticileri bu maliyet artışının büyük kısmını yansıtmadı. Ama bundan sonra başlayacak yeni projelerde böyle bir şans olmayabilir. Başta demir ve çimento olmak üzere inşaatın temel ham maddelerinde gerçekleşen artışların tamamı konut fiyatlarına yansıyacaktır.
Ev sahiplerinin ‘gizli enflasyon’ bahanesi
Bu tablo kira fiyatlarını da etkiledi diyebilir miyiz? Konut edinme şansını kaybedenlerin kiralama yöntemiyle barınma ihtiyacını karşılama zorunluluğu, konut kiralarındaki arz talep dengesini arz lehine çevirdi. Gizli enflasyonu gerekçe gösteren konut sahiplerinin ve fırsatçı emlakçıların da spekülatif kira artış tavrı göstermesi, konut kiralarının bir anda fırlamasına yol açtı.Kira öder gibi krediyle ev sahibi olmak hayal mi oldu? Merkez Bankası’nın yeni faiz politikası, konut kredi faizlerinin yüzde 0.65 – 70 seviyelerinde olmayacağını işaret ediyor. Sektör için ideal faiz oranları ise yüzde 0,50 ve daha aşağı seviyesidir. Bankaların mevcut tüketici kredisi sınıfında yer alan konut kredileriyle konut sahibi olmak giderek zorlaşıyor. Geçtiğimiz yıl kamu bankalarının yaptığı yüzde 0,64-0,69 bandındaki faiz seviyeleri yeniden uygulanmadığı sürece kira öder gibi ev kredisi ödenmesi çok zor.
“Bölgedeki en ucuz çimento Türkiye’de”
Türkiye, 55’i entegre olmak üzere 76 tesis ile yıllık 115 milyon ton çimento üretim kapasitesine sahip. Bu kapasite ile Avrupa’nın en büyük dünyanın ise beşinci büyük çimento üreticisi durumunda. Sektörün çatı kuruluşları TÜRKÇİMENTO ile Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) yaşanan durum ile ilgili ortak açıklama yaptı: “2021 yılı temmuz ayında petrokok fiyatları geçen senenin temmuz ayına göre yüzde 270, ithal kömür ve elektrik fiyatları yüzde 193 ve yüzde 64 oranında arttı. Aynı dönemde dolar kuru ise 6,86 TL’den 8,63 TL’ye yükseldi. Tüm bu gelişmelere rağmen sektördeki fiyatlar, maliyet artışının çok daha altında seyrediyor. İç pazardaki çimento fiyatı dünya fiyat ortalamalarının altında. Yakın coğrafyada en ucuz çimento Türkiye’de satılıyor.”
TÜFE’den fazla zam yapılamaz
Bazı ev sahipleri eski kiracılarını çıkarmaya çalışıyor.İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa uyarıyor: • Ev sahibi tüketici fiyat endeksinden (TÜFE) fazla kiraya zam yapamaz. • Piyasa yükseldi diyerek kontratı devam eden kiraya zam yapamaz. • Kontratın bitmesine 30 gün kala kira artışı veya evin tahliyesi hakkında tebligat yollamak ve kirayı yine TÜFE üzerinden artırmak gerekir. • Eğer kiracı beş senedir aynı evde ise, beşinci senenin başında piyasa koşullarına uygun bir artış yapabilir. Kiracı kabul etmezse ev sahibi dava açabilir. • Ev sahibi beş yıl sonunda evin tahliyesini haklı gerekçe göstererek isteyebilir. Fakat haklı gerekçe düşük kira değil, kendisinin veya bir akrabasının söz konusu evde oturma zorunluluğudur.