CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Hatay milletvekili Can Atalay'la ilgili ikinci hak ihlali kararına da uymayan Yargıtay'ın Anayasa'nın 153. maddesini 'yırtıp attığını' savundu. Özel, "Bugün Anayasa Mahkemesi yok hükmündeyse, yarın 75. maddeyi atarlar Millet Meclisi yok hükmünde olur" dedi.
Parti Meclisi toplantısının ardından kameraların karşısına geçen Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
- Bugün eğer ki Can Atalay serbest kalmış olsaydı da bugün esir tutulan Tayfun Kahraman, Osman Kavala, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’in Recep Tayyip Erdoğan’ın açık talimatıyla yeniden yargılanıp, yine hiçbir delil olmadan tamamen hukuka aykırı bir şekilde cezalandırıldıkları gerçeği değişmeyecekti. Gezi Davası, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kin davasıdır. Gezi Davası, Erdoğan’ın kendisini meşrulaştırmak için suçsuz insanları içeride tuttuğu bir davadır.
- Bir büyük yalanı daha milletin önünde mahkum etmek boynumuzun borcudur. Orada haksız yere yargılananlardan biri de Can Atalay’dır. Atalay, milletvekili adayı olmuş ve Hatay halkının oyu ile seçilmiştir. Can Atalay milletvekili olmak için başvurduğunda ona bunun önünde bir engel olmadığına dair bir evrak verilmiştir. Ve ismi, birleşik oy pusulasına devlet tarafından yazılmıştır. Ama birileri Can Atalay’a ve onu seçenlere, ‘Siz bilmezsiniz ama onun talimatıyla biz biliriz’ demiştir. Can Atalay 600 milletvekilinin oyları ile İnsan Hakları Komisyonu’na seçilmiştir ama birileri, ‘Hadi oradan, siz bilmezsiniz ama onun talimatıyla biz biliriz’ demiştir. Bu Devlet Bahçeli’nin, 600 milletvekilinin, mahkemede tarafsız davranacağına yemin edenlerin ağırına gitmiyorsa bu milletin ağırına gidiyor. Mesele yalnızca Can Atalay değil, Anayasa’nın 153’üncü maddesinin yok sayılması meselesidir.
- Kendisi için Anayasa yaptıran Erdoğan, kendisini bu Anayasa’nın da üzerinde görmektedir. Erdoğan, 153’üncü maddeyi yırtıp atmıştır. Onun adına bunu beş hakim yapmıştır. Erdoğan, Anayasayı ortadan kaldırmaya çalışan bu darbe girişiminin başında olduğunu itiraf etmiştir. Yapılan iş, bindiği dalı kesmektir. Yapılan iş, hepimizin meşruiyetini tartışmaya açmaktadır. Yapılan iş, rengini bayraktan alan Anayasayı tartışmaya açmaktır. Anayasa yoksa devlet yoktur. Devlet yoksa düzen yoktur. Bir ülkede iktidar, devleti ve düzeni savunmak durumundadır. Gücün zehirlediği bu şahıs ve bu şahsa destek veren yapı, memleketi artık yönetilemez bir hale getirmiştir. Memleket muz cumhuriyetine dönüşmüştür.
- Artık ister geziden, ister attığı tweet'ten, ister Furkan gibi aleni mahkeme tutanaklarını haberleştirmekten dolayı başına kötü şeyler gelen herkesin yanındayız ve ‘Sahip çıkıyoruz’ diyoruz. Halkın iradesine, Meclis iradesine sahip çıkacağız. Demokrasiye, memlekete, Hatay’a, Türkiye’ye, bu ülkenin geleceğine sahip çıkıyoruz. Bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak için bundan sonra atacağımız adımları sizlerle paylaşmak isteriz.
- Anayasal düzene karşı işlenen suçla mücadele etmek için hukuki ve siyasi hiçbir adımdan kaçınmayacağız. CHP olarak, bu suçu işleyen İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemeleri üyeleri hakkında, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin ilgili üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun beş hakim için görevden el çektirme kararını almalarını Anayasal görevleri olduğunu hatırlatıyoruz. Bu hukuk tanımazlığa, bu Saray’dan cesaretle yapılan cellatlığa Yargıtay’ın tüm üyelerinin dahil edilmesini kabul etmiyoruz. Yargıtay Genel Kurulu çıksın, ‘Bu karar hukukidir’ desin. Beş tane celladın hukuk katletmesine, geleceğimizi karartmasına sessiz kalmayacağız.
- 'Nasılsa ben istedim diye bazı maddelerini OHAL'de elde sopa, bazı yerde döve döve, devletin imkânlarını kullana kullana değiştirdim, bilseydim bunu da değiştirdim, keyif benim değil mi; 153 benim için yok hükmündedir' deyip 153. maddeyi yırtıp atmıştır. Onun adına 5 hakim yapmıştır ama sonra o karara sahip çıkınca Erdoğan Anayasa'yı ortadan kaldırmaya çalışan bu darbe girişiminin başında olduğunu itiraf etmiştir. Bugün de Erdoğan'ın atadığı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kararı hatırlatıp 'Meclis'in önündedir' diyerek darbe girişiminin yaverliğine, darbenin komutanın yaveri olduğunu itiraf etmiştir. Buradaki tehlike şudur. Bugün 153. maddeyi yırtıp atılmasına ses çıkarmazsanız, bir gün gelirler 75. maddeyi yırtıp atarlar, biz milletvekili, sayın Bahçeli milletvekili falan olmaz. Bugün Anayasa Mahkemesi yok hükmündeyse, yarın 75. maddeyi atarlar Millet Meclisi yok hükmünde olur.
- Elimde tüm muhalefet partilerinin toplandığında katılacaklarını bildirdikleri CHP ve Gelecek Partisi, Saadet Partisi, TİP, DEVA, Demokrat Parti tarafından imzalanan İYİ Parti ve Dem tarafından da toplanıldığında oturuma katılacakları ifade edilen 9 Ocak 2024 Salı günü saat 15.00'te Genel Kurulu toplantıya çağırdığımız başvurumuz burada. TBMM'yi kendi iradesine karşı yapılan bu darbe girişimine karşı olağanüstü toplantıya çağırıyoruz.
- Ayrıca CHP olarak, sivil toplumda bu darbe girişimine karşı hangi demokratik çağrı varsa en yürekten katkıyı sağlayacağımızı ifade ediyoruz. Gelecek hafta 14 Ocak Pazar günü geleceğimize sahip çıkıyoruz diyeceğimiz, demokrasiye, anayasaya sahip çıkacağımız büyük miting için, 14 Ocak Pazar günü saat 13.00'te tüm vatandaşlarımızı, tüm siyasi partileri, bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak isteyen her ferdini, gençlerini Tandoğan Meydanı'nda geleceğimize, adalete sahip çıkan mitingimize davet ediyoruz."