24 Nisan 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.12.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:18

Popüler kültür Bizans sanatı hakkında neler söylüyor?

Pera Müzesi, iki önemli sergiye ev sahipliği yapıyor. İlk sergi Bizans’ın popüler kültürdeki ve sanattaki temsillerini içeriyor. Diğerinde ise İstanbul’daki Bizans arşivinden bir seçki var
Popüler kültür Bizans sanatı hakkında neler söylüyor?
Kahraman Çayırlı
Pera Müzesi ile İstanbul Araştırmaları Enstitüsü iki Bizans sergisini aynı anda ziyaretçilerle buluşturuyor. İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955, İstanbul’un bir bilim dalı olarak gelişmeye başlayan Bizans araştırmalarının şekillenmesindeki merkezi rolüne zengin bir arşiv seçkisi ve etkileyici canlandırmalarla ışık tutuyor. Altı bölümden müteşekkil sergide, tarih ve kentin kültürel mirasının nasıl bir arada olduğunu somutlaştırmanız mümkün. İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm? Popüler Kültürde Bizans ise edebiyat eserlerinden muhtelif video oyunlarına, Türk sinemasından modaya çok farklı alanlardaki Bizans motif ve temalarına işaret ediyor. 6 Mart’a dek gezilebilecek sergileri küratörleri Brigitte Pitarakis ve Emir Alışık ile konuştuk. 

“Bugün nasıl algılanıyor? sorusuna bir cevap” 

İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm? Popüler Kültürde Bizans sergisi küratörü Emir Alışık  Serginin doğuş hikâyesinden biraz bahsedebilir misiniz?  Bu sergi, Bizans’ın son 70 yılda hem Türkiye’de hem de uluslararası anlamda farklı sanatsal üretim mecralarında nasıl gösterildiği, nasıl ele alındığı üzerine. Sergiyi bölümlerken de üretim mecraları bazında değil de bu üretim mecralarını birleştiren motiflere odaklanmayı tercih ettik. Motiflere ve ön plana çıkan bazı tarihi karakterlere… Böylelikle esasında sergide her bölümde pek çok malzemeyi bir arada görüyorsunuz ve Bizans bugün nasıl algılanıyor, -hangi kodlarla hangi motiflerle anılıyor- bunları görüyorsunuz.
Aleksander Todorovic, Saint Mr. Zuck, 2018, Ahşap levha üzerine tempera, akrilik, altın ve paladyum varak, 30x40 cm, Sanatçının izniyle
Aleksander Todorovic, Saint Mr. Zuck, 2018, Ahşap levha üzerine tempera, akrilik, altın ve paladyum varak, 30x40 cm, Sanatçının izniyle
Sergideki işleri nasıl seçtiniz? Öncelikle bu konudaki akademik literatürü taradık, literatürü tararken bu konuda daha önce üretmiş insanlarla bağlantıya geçtik. Esasında çizgi roman, video oyunu veya müzik gibi alanlar sergiyi kuran ekibin zaten ilgilendiği alanlardı.  Türk sineması da var… Türk sineması esasında Türkiye’de Bizantinizmle ilgili belki de ilk çalışılan alanlardan biri. Biz de hem danışmanlarımızdan biri olan Felice Lifshitz’in katkısı hem Buket Kitapçı Bayrı’nın şimdiye kadar yazdıkları üzerinden Türk sinemasıyla Avrupa sinemasında neredeyse birbirinin çağdaşı olan filmleri yan yana koyup burada da çok farklı ideolojilerle çok farklı hikâyeler anlatan bu filmlerdeki benzer sahnelere odaklandık.  Mekânda nasıl bir yerleştirme düzenlediniz? Serginin akışı nasıl? Sergiye girdiğinizde ilk olarak sizi ikonostasis diye adlandırdığımız Bizans kiliselerinin bir ögesi ile karşılıyoruz esasında. İkona ve mozaik sanatının çok fazla kullanıldığını, Bizans portreciliğinin çok fazla tekrar edildiğini; belli kişilikleri yermek, bazen yüceltmek bazen de süper kahramanların süperliğini vurgulamak için Bizans sanatındaki kutsiyet duygusunun kullanıldığını, araçsallaştırıldığını gördük. Dolayısıyla bir ikonostasis taklidiyle böyle bir şey yapmak istedik. 

Bu bir Bizans günlük yaşam sergisi değil”

İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 sergisi küratörü Brigitte Pitarakis Böyle bir sergi fikri nasıl doğdu?  2017’de benzer bir konu etrafında bilimsel bir sempozyum düzenlemiştik ve o sempozyum çok ilgi gördü. Oradaki makalelerin görsellerini hazırlarken bende bunu görselleştirme yani üç boyutlu bir hale getirme, isteği doğdu. Disiplinler arası bir çalışma kapsamında Bizans eserlerine dair bir bilinç nasıl oluşmaya başlar, bu bilinç bilimsel bir dala nasıl dönüşür, bu evreleri göstermek istedim. 
Dice Kayek, Hagia Sophia, 2010, Istanbul, Contrast, exhibition, V&A Müzesi izniyle
Dice Kayek, Hagia Sophia, 2010, Istanbul, Contrast, exhibition, V&A Müzesi izniyle
Sergideki eserleri nasıl seçtiniz? Bu bir Bizans günlük yaşam sergisi değil. Konuya göre seçmeye çalıştım. Arkeoloji müzelerine en erken giren eserleri seçtim.  Mekânda nasıl bir yerleştirme düzenlediniz? Sergideki altı bölümün ilkinde devletleri öne koydum yani Osmanlı Devleti’nin ilişkide olduğu diğer devletlerle olan ilişkilerde Bizans’ın yerini. İkinci bölümde bu şehirde yaşayan âlimlere ve hezarfenlere yöneldim. Üçüncü bölümde kurum olarak arkeoloji müzesine odaklandık. Hem müzeye gelen eserler hem de müzenin yaptığı erken dönem kazılara. Dördüncü bölümde müzeden kentsel dönüşüme geçiyoruz. Kentin değişimiyle ortaya çıkan Bizans... Beşinci bölüm, profesyonelleşmiş, bir bilimsel dal olarak Bizans’a yöneliyor. Altıncı bölümde de Bizans sanatının ortaya çıkışına odaklandım.