19 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 06.07.2024 13:09 | Son Güncelleme: 06.07.2024 14:02

Seçil Erzan'ın Denizbank yöneticileri ile ilgili iddialarına takipsizlik kararı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Seçil Erzan’ın şikayeti üzerine Denizbank yöneticileri hakkında başlatılan “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamasına ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verdi
Seçil Erzan'ın Denizbank yöneticileri ile ilgili iddialarına takipsizlik kararı

Denizbank’ın Levent Büyükdere Caddesi Şube eski Müdürü Seçil Erzan ve 7 sanığın aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera, Selçuk İnan ve Fatih Terim’in kızı Buse Terim’in de bulunduğu 29 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla görülen davada önemli bir gelişme yaşandı. Dava aşamasında Seçil Erzan, Denizbank üst yönetimi hakkında da iddialarda bulunmuştu. Bu iddialar kapsamında savcılık Denizbank üst yönetimi hakkında ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’, suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme’ ile ‘suçluyu kayırma’ suçlarından başlattığı soruşturmada takipsizlik kararı verdi.

Seçil Erzan ne demişti?

Savcılığın bu soruşturmayı başlatmansın nedeni ise 3 Mayıs 2023 tarihinde Seçil Erzan’ın verdiği ifade. Erzan ifadesinde Denizbank yöneticilerini şöyle suçlamıştı: “8 Nisan Cumartesi günü Denizbank Avrupa-1 Bölge Müdürü Sermin Hanım Çorlu’daki evime beni görmeye geldi. Yanında koruma gibi birileri vardı. Daha doğrusu evimin önünde 4-5 tane adamın beklediğini gördüm. Geldikleri araçlar bankanın araçlarıydı. Sermin Tekin Çorlu’daki evime yanıma geldiğinde zorla benden ses kaydı oluşturmamı istedi. Bana şahsi telefonunu konuşma sırasında açarak sesimi kaydetti. Ertesi gün korumalar eşliğinde Zincirlikuyu’daki Denizbank Genel Müdürlüğü’ne götürüldüm. Koluma serumlar takılarak bana bu işi banka dışında yaptın diye söylettirdiler. Tam olarak Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) vardı. Olayda zimmet yok, evet senin bankacılık hayatın biter belki ama hayatına bir şekilde devam edersin, bu olay zimmet değil şeklindeki sözlerle baskı kuruldu. Sonra Göktürk’teki eve gönderildim. O sırada Sermin Tekin de benimle birlikte geldi. Sermin Tekin bana evde detaylı arama yap, ben seni 3-4 saat de olsa beklerim. Bütün notlarını, kağıtlarını bana getir dedi. Evde her yeri arayıp ajandamı ve notlarımı bulup Sermin Hanım’a verdim. Aynı gün beni Çorlu’ya korumalar eşliğinde tekrar gönderdiler. Korumalar beni her yerde takip ediyordu.”

Kararın gerekçesinde

İşte bu ifadeden sonra savcılık Seçil Erzan’ın Çorlu’daki evinde alıkonulup İstanbul’a getirildiği iddiasıyla ilgili, Denizbank yöneticileri Hakan Ateş, Cenk İzgi, Ali Murat Dizdar, Sermin Tekin, Tanju Kaya hakkında da kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’, suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme’ ile ‘suçluyu kayırma’ soruşturması başlattı. Soruşturma sonucunda ise Seçil Erzan tarafından öne sürülen; "Kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu’nun elde edilen mesajlaşmalar ve tanık ifadeleri ile gerçeği yansıtmadığı, Seçil Erzan’ın Çorlu’daki evinden Zincirlikuyu’daki banka binasına kendi isteği ile geldiği, ‘Suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçunun’ işlendiğine dair iddiaları doğrular kesin ve inandırıcı delilin bu aşamada elde edilemediği,‘ Suçluyu kayırma suçu’nun ise Seçil Erzan’ın Denizbank yöneticileri tarafından kayrıldığına dair bir eyleme rastlanmadığı" bilgilerine yer verildi. Soruşturma sonucunda savcılık; Seçil Erzan’ın Denizbank yöneticilerine yönelik öne sürdüğü suçlamaların yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.