AK Parti İstanbul milletvekili adayı Süleyman Soylu, Habertürk TV canlı yayınında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Muhalefetin yabancı ülkelerle iş birliği içinde olduğunu ve seçimlere dışarıdan müdahale edildiğini öne süren Bakan Soylu, Avrupa Birliği Büyükelçisi'ni seçim politikalarıyla ilgili bilgilendirdiğini öne sürdü.
4 ay önce gerçekleşti
Soylu, "Ses kaseti var. İlgilinin şu anda birçok beyanat veren bir ilgilinin gidip resmi bir yetkili, genel başkanın yetkilisi olarak gidip ilgili ülkenin büyük elçisi ile görüşmesi. Bundan 4 ay önce, Türkiye'ye gelen bir içişleri bakanına özel görüşmede, bunun nasıl olduğunu kendi ülkesinin büyükelçisinin hangi haltları karıştırdığını söyledim" dedi.
"ABD darbeyle yapamadığını seçimle yapmak istiyor"
Soylu sözlerini şöyle sürdürdü: Amerika'nın bu ülkede oluşturduğu sütunlar var. Siz onu siyaseten etkisiz hale getiriyorsunuz ama adam yok olmuyor. Siz zaafiyete düştüğünüzde düğmeye basıyor. Şimdi o 21 yılın intikamını bu seçimde almak istiyorlar. 15 Temmuz'da darbeyle yapamadığını seçimle. O darbeyi kurgulayan Amerika'nın kendisi. Oy verecek insanın ne hatası var. Bizim dışımızda oluşmuş, Türkiye'nin iktidarını ele geçirmeye çalışan kurgu var. FETÖ'nün patronu kim? ABD ise FETÖ bugün kime oy veriyor? PKK'nın patronu kim? PKK'nın patronu da Amerika.
"Macaristan'da da yapmış"
Darbe yapamamış, bunu seçimle değiştirmeye çalışıyor. Bunu burada mı yapmış? Bunu Macaristan'da da yapmış. Urban, Soros'u Macaristan'dan kovdu. Urban'ın karşısına 3 aday çıkardılar. Çıkan adayla Urban karşı karşıya geldi. Macaristan İçişleri Bakanı yakın dostum. Benden 15 yaş büyük, iyi bir insan. Bana bizatihi Amerikan hazinesinden sivil toplum örgütlerine para gönderildi, dedi. Bana dikkat edin dedi. Amerika'nın Türkiye'deki seçim için fikir yürütmesi nasıl tarif edilir.
"ABD oyun kurdum diyor"
Amerika ben oyun kurdum diyor, kendisi deklare ediyor zaten. Bu oyuna gelmesin Türkiye diye bunları söylüyoruz. Türkiye Sivas'ta verdiği kararı devam ettirsin diyoruz. CHP 28 Şubat darbesini alkışladı. 1960 darbesinde Saraçhane'de davul çaldırdı CHP'liler. 80 darbesinde herkes sustu. 82 Anayasası'nda benim ailem 'hayır' oyu verdi. Kenan Evren 'biz darbe olgunlaşsın diye bekledik' dediler. İnsanların ölmesini ve Türkiye'nin karışmasını bekledik."
İstanbul'daki oy farkı
Program sunucusu Mehmet Akif Ersoy'un, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile yaptığı programda, Özel'in İstanbul'da büyük fark attıklarını öne sürmesine ilişkin sorduğu soruyu yanıtlayan Soylu, "CHP'lilerin böyle gerçeklikten kopuk, rasyonel olmayan birtakım arzuları, istekleri vardır. Ama o her seçim sonucunda arzu ve istekte kalır, gerçekleşmez. Allah'ın izniyle birinci turda bitiriyoruz" dedi.
"Birinci turda kazanıyoruz"
Soylu "Araştırma, bugünün fotoğrafını verir. Seçmene '14 Mayıs'ta kime oy vereceksiniz?' diyebilirsiniz. O, bugünkü yaşadıklarıyla bugünkü tespitleriyle beraber oy kullanır. Arada 11 gün var, 11 gün içinde hangi gelişmelerin yaşanacağını, onu nelerin etkileyeceğini bilemeyebilir. Orada kararsızlar var. Recep Tayyip Erdoğan, Allah'ın izniyle birinci turda cumhurbaşkanlığını alıyor" diye konuştu.
PKK kime oy veriyor?
PKK'nın patronunun Amerika olduğunu söyleyen Soylu, PKK'nın bugün kime oy verdiğini sordu. Soylu, "PKK'nın siyasi kolu HDP'dir. HDP'nin milletvekili adayları Kandil tarafından belirlenmiştir. Bu benim bilgim. Değerlendirmem değil. Her dönem öyle olmuştur" ifadesini kullandı.
Sunucu Ersoy, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek'in "İçişleri Bakanlığında paralel bir yapı kurulduğunu tespit ettik. İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturmuşlar" şeklindeki iddiasını anımsatıp, Soylu'ya böyle bir uygulamanın olup olmadığını sordu. Soruya, "Cumhuriyet Halk Partisi bunu 1946'daki sopalı seçimlerle karıştırıyor" şeklinde cevap veren Soylu, şöyle devam etti:
"Tutabilir tarafı yok"
"2002'den itibaren AK Parti'nin girdiği her seçimde, seçim güvenliği ile ilgili bu tartışmalar hep olmuştur ama sonucu hiç olmamıştır. Bu tartışmaları çıkaran bizatihi CHP'nin kendi kişileridir. Seçim yenilgisine kendileri adına büyük bir mazeret uydurmak, bahane uydurmak için basit, siyasette kullanılan, basit yöntemlerdir. Bu yöntemlerin tutabilir tarafı yoktur."
Soylu, Türkiye'de her daim seçimin güvenliğinden sorumlu olan bakanlığın, sandıkların güvenli bir şekilde okula getirilmesinden, okulda güvenli olarak oy kullanmasının sağlanmasından, jeneratörlerin çalışmasından, özellikle okullardaki kameraların çalışmasından sorumlu olduğunu anlattı.
Deprem bölgesinde seçim güvenliği
Deprem bölgesinde, Yüksek Seçim Kurulu'nun, oy verme işleminin "Çadırlarda olur" dediğini, ancak bunun içine sinmediğini, bu yüzden konteynerlerde seçim sandıkları kurduklarını vurgulayan Soylu, şunları kaydetti: "Türkiye'de iş şöyle yürür: Kaymakamlıklar var, seçim kurulları var ve valilikler var. Bu sandıkların sağlıklı bir şekilde gelip gelmediğinin tespiti, hem bir sandık kurulu başkanı elinde çuvalla beraber geldi, gelmedi ve o sandık açılmadı, bunun sorumlusu kim veya bunun takibi kimde olacak? Bunun takibi bizde olacak. Seçim kuruluyla konuşulacak, ilgili okul müdürü ve ilgili kolluk gücünün oradaki yöneticisi diyecek ki, 'Bunu gidip alalım, getirelim'. Çünkü sandık yok, oy kullanılamıyor, vatandaş gelmiş oy kullanma hakkını değerlendirmek istiyor ama bunu değerlendiremiyor veya aldı, sandıklar bağlandı, seçim kuruluna doğru yola çıktı. Bunu getiren kim, kolluk polisi. Ya jandarmadır ya polistir. Arabasına almış götürüyor. Orada tahrif edilmiş bir sandık, eksik, yanlış bir sandık. Bunun seçim kuruluyla irtibatını kuracak olan, buradaki işin güvenlik boyutunu yönetecek kim? Güvenlik boyutunu yürütecek ve oradaki seçim kurulu hakimiyle beraber konuşacak, onunla ilgili değerlendirmeleri, bazen talimatları olacak ve ona göre de adımı atacak olan kim, kolluk. İçişleri Bakanlığının orada direkt bir sorumluluğu var."
Geçmiş uygulamalar nasıldı?
Bakan Soylu, geçmişte yapılan uygulamaya ilişkin de bilgiler vererek, "Bizim Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığımız (GAMER) var. O illerdeki seçim koordinasyon merkezi oldu, kaymakamlıkların ve valiliklerin. Yani bir sistem kuruldu. Bu sistem İller İdaresi Genel Müdürlüğü'nün bir genelgesiyle bütün her yere gönderildi. Burayı bu sistem götürecek. Geçmişte de yine buna benzer ismi olan bir kurum götürüyordu bunu. Biz daha sonra o terörle mücadele şeyi gibi kuruldu. Bunun sürekli cari olarak o kurum içerisinde olmasının doğru olduğunu düşünmedim. Onun ismini yaklaşık 4-5 yıl önce Güvenlik Acil Durum Merkezi olarak değiştirdik. Doğru olan da bu zaten. Çünkü o zaman terör konseptiyle kurulmuş bir kurumdu ve cari olarak bütün kaymakamlıklarda, bütün valiliklerde kurulmuş bir kuruldu. Şimdi burada Güvenlik Acil Durum Merkezi bunu sağlıyor" diye konuştu.
"Daha güvenli hale geldi"
Eskiden bu işlerin excel tablolarda yapıldığını ifade eden Soylu, "Modülün ismi ne? Sandık Teslim Programı Modülü. Ya bu geçmişte de böyle. Oy sonuçlarını da veriyorlardı. Zaten oy sonuçları şöyle alınıyor. Excel'le yaptığımızı bütün ilçelerde 'Yeni bir şey, excel ile yapmayın, böyle bir modül var.' Bunun eğitimini de verdiler günlerden beri. Aynı zamanda iyi bir şey yapıyoruz, doğru bir şey. Seçimi daha güvenli hale getirebilecek bir şeyi yapıyoruz. Zaten orada sandık kurulunda oylar açıklanırken, sandık kurulunun dışında ve müşahitlerinin dışında bir polis, güvenlik görevlisi yok. Veya bir jandarma güvenlik görevlisi yok. Ancak sandık başkanı çağırırsa oraya birisi gelebilir. Ama oylama biter. Oylama bittikten sonra zaten sonuçlar tahtalara asılır" sözlerini sarf etti.
Bakan Soylu, programda "Aplikasyon var mı?" sorusu üzerine, "Yok bir aplikasyon, hiçbir şey söz konusu değil. Hepsi birer uydurma. Zaten göreceğiz zaten aplikasyon var mı, yok mu. 601 bin polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz çalışacak. Seçmenin yüzde 1'i yapıyor. Herhalde bir aplikasyon olsa biri de çıkacak seçim günü 'Bende bir aplikasyon var, bu aplikasyona gireceğim' diyecek." değerlendirmesinde bulundu.