17 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 20.08.2021 04:30 | Son Güncelleme: 25.06.2022 17:53

Uzaktan eğitimin en zorlu sınavı

Mesafeleri ortadan kaldıran teknoloji, pandemi döneminde eğitimin sürmesine de olanak sağladı. Ancak bu kez karşımıza başka bir sorun çıktı; teknoloji kılıfıyla form değiştiren kopya yöntemleri eğitimcilerle öğrenciler arasında bir kedi fare oyunu başlattı
Uzaktan eğitimin en zorlu sınavı

Pandeminin koyduğu sınırları aşmak için bulunan çözümler, yeni sorunları beraberinde getiriyor. Bunlardan biri de uzaktan eğitimle birlikte hayatımıza giren sınav güvenliği. Aslında sınav sisteminin icadından bu yana var olan bir şeyden, kopyadan bahsediyoruz. Eskiden dizlere yazılan, ceplere saklanan bu minik notlar artık zamana uydu. Kimi zaman uzaktan yapılan bir sınavda, kimi zaman teslim edilen ödevde karşımıza çıkıyorlar. Öğrencilerin bulduğu boşluğu bazı hoca çift kamerayla, bazısı arkasına koydurduğu aynayla kapatıyor. Bu noktada devreye yine teknoloji giriyor, sınavda çıkan soruları, yazılan ödevleri tek tıkla denetleyen servisler akademi için işleri kolaylaştırıyor. Tabii o da bir yere kadar. Öğrenciler bu kilitlere de anahtar uydurmayı başarıyor. Uzaktan yapılan sınavlarda kamera kullanımı alınan en temel tedbirlerden biri. Kimi hocalar çift kamera veya ayna yardımıyla doğru açıyı yakalayarak öğrencinin hem ekranını hem ellerini görmek istiyor. Mikrofon kullanımı ise öğrencinin bulunduğu odada herhangi bir sözlü iletişim yapılmaması için açık tutuluyor. 

Zoom’la yapılan sınavlarda öğrenciler asistanların gözetiminde grup halinde odalara bölünüyorlar, sınavlar kayıt altına alınarak tekrar izlenebiliyor. Öğrencilerin bilgisayarlarına sınav esnasında ekranı kilitleyen ve sınav sayfasının arayüzü haricinde başka bir ekrana geçmelerini engelleyen yazılım indirmeleri istenebiliyor.  

Önlem sınavdan önce başlıyor

Önlemlere rağmen kopyanın önüne geçmek kolay değil. Teknolojinin bu konuda handikap yarattığını söyleyen Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Senem Yıldız   “Kopyayı engellemek yerine soruları ve öğrenci değerlendirme yöntemlerini gözden geçirmenin daha anlamlı olduğunu düşünüyorum” diyor. Daha soruları hazırlarken önlem almaya başladıklarını söyleyen Yıldız şöyle devam ediyor: “Artık evde yapacakları, açık kitaplı sınavlara ağırlık veriyoruz. Sınav sorularının hatta şıklarının sıralarını karıştırıyor, süreleri kısa tutmaya çalışıyoruz. Nihai amacımız ezber sisteminden çıkıp öğrencinin daha çok düşündüğünü, kendi yazı dilini oluşturduğu bir sistem yaratmak’’.

En büyük sorunlardan olan intihali tespit etmek için en çok kullanılan sistem Turnitin. Amerikan Advance Publications şirketinin yan kuruluşu olan Turnitin’le sisteme yüklenen ödevin veya sınavın orijinalliği kontrol edilebiliyor. Yazılım, ödevin intihal oranını belirliyor, ideal oran bir dersten diğerine değişiklik gösterirken, ‘yüzde 0’ çıkması şüphe uyandırıcı olarak yorumlanıyor. Bilkent ve Boğaziçi gibi Türkiye’nin başlıca üniversitelerinin bir kısmı Turnitin’in entegre edildiği uzaktan eğitim sistemleri kullanıyor. Öğrenci ödevini teslim ederken sisteme yüklüyor bu sayede bir ödev havuzu oluşuyor ve aynı ödevin farklı dersler için kullanılmasının önüne geçiliyor. 

Yeni nesil kopya yöntemleri

Turnitin öğretim üyelerinin güvenerek kullandığı bir program olsa da öğrenciler kısıtlamaları aşmak için çeşitli yollar keşfetmişler. Örneğin ödev veya sınav metnini programa yüklemeden kelime aralarına çıplak gözle görünmeyecek beyaz semboller eklendiğinde, metin bütünüyle algılanmadığı için intihal fark edilmiyor. Metinlerin bazı kısımların fotoğrafı çekilip muntazam bir şekilde aralara yerleştirildiğinde yazının tamamının algılanmasına engel olunabiliyor. Yabancı dildeki kaynaklar Google Tercüme ile önce Türkçe’ye sonra yeniden orijinal diline çevrildiğinde orijinal metinde değişiklikler oluyor ve sistem intihal oranını yine düşük görüyor. Öğrenciler bir yolunu bulup sistemlerin sınırlarını zorlamayı başarsalar da bu yakalanmayacakları anlamına gelmiyor.  Kopya için kullanılan programlar arasında Chegg de var.

Amerikan eğitim teknolojisi şirketi Chegg’in üyeleri dijital ve fiziksel olarak ders kitabı kiralayabiliyor, kitapların çözümlerine ulaşabiliyor. Öğrenciler ayrıca takıldıkları soruları sisteme girdiklerinde, geniş eğitmen ağı sayesinde çözüme hızlı bir şekilde erişebiliyorlar. Uzaktan yapılan sınavlarda bu programı kullanmak mümkün olabiliyor. 

Öğrenciler ne diyor?

Mühendislik eğitimi gören ismi bizde saklı bir öğrenci Chegg’de yaşadıkları macerayı şöyle anlatıyor: ‘’Arkadaşım bir ödevimizin sorusunu Chegg’e yükledi. Çözümü teyit etmek istemiştik ancak hocamıza ait orijinal bir soruymuş, o da programda sorusuna rastlayınca şüphelenmiş. Chegg’den arkadaşıma, bir hocaya bilgilerimizin iletileceğine dair bildirim geldi. Basit bir ödev için devreye giren bu önlemleri gördükten sonra sınavda bunu kullanmaya kim cesaret edebilir bilmiyorum.’’

Chegg talep edildiğinde kullanıcıların e-mail, hatta IP adresini paylaşarak, sınav saatinde hangi öğrencinin  sorunun çözümünü talep ettiği bilgisine ulaşılmasına olanak sağlıyor. Chegg’in sistemi kötüye kullanmak isteyenlere karşı tavrı net. Kullanım şartlarında, buna teşebbüs edecek öğrencileri hoş görmeyeceklerini açıkça belirtiyor. Ama öğrencilerin bu engeli aşmak için de araçları var. İnternete VPN’le bağlanmak ya da farklı bir bilgisayardan giriş yapmak sistemi aldatmaya yetiyor.