İnan Kıraç ile kızı İpek Kıraç arasında yaşanan gerilim sona erdi. İpek Kıraç sağlık sorunları yaşayan babasını hemen her gün Vaniköy'deki yalısında ziyaret ediyor. İnan Kıraç da sık sık kızını arıyor. Baba-kız şimdi, İnan Kıraç’a atanan vasilerin, milyarlık davaları Çorum Barosu’na kayıtlı adı sanı duyulmamış bir avukata vermesiyle başlayan tuhaf sürece karşı mücadele ediyor
Koç Ailesi’nin damadı, merhum Suna Kıraç’ın eşi, Kıraça Holding kurucusu İnan Kıraç ile kızı İpek Kıraç arasındaki ihtilaf uzun süredir gündemde.
Kısaca hatırlayalım yaşananları…
Suna-İnan Kıraç çifti ailelerine kattıklarında İpek Kıraç henüz 2 yaşındaydı. Suna ve İnan Kıraç’ın ilgisi, sevgisi, vizyonu ve eğitimiyle büyüdü İpek Kıraç…
İhtilafın başlangıcı, İnan Kıraç’ın merhum eşi Suna Kıraç’ın 1992 tarihli vasiyetnamesine dayanıyor. Ağır bir hastalıkla mücadele eden Suna Kıraç eşi İnan Kıraç’ın büyük ilgi ve desteğiyle hayata tutunuyordu. İnan Kıraç’ın tedavisi olmayan bu hastalığa karşı tıptaki her gelişmeyi takip edip eşine deva arayışı büyük takdir görüyordu. Ne var ki, hiçbir ilerleme hastalığı geri çevirmeye yeterli olmadı. Suna Kıraç 2020 yılında hayatını kaybetti.
İnan Bey'in ani dönüşü!
Vefatının ardından açılan vasiyetnameye göre Suna Kıraç, Koç Holding’in yüzde 43.7 hissesine sahip olan Temel Ticaret’teki hisselerini İpek Kıraç’a bıraktı. Ticaret Sicili kayıtlarına göre Suna Kıraç’ın şirketteki yüzde 15.1’lik payı İpek Kıraç’a devredilip, pay defterine işlendi. Temel Ticaret’te o tarih itibarıyla yüzde 4.11 hissesi bulunan İpek Kıraç’ın bu devirle birlikte toplam hisse oranı yüzde 19.21’e yükseldi. Böylece, İpek Kıraç’ın Koç Holding’deki dolaylı ortaklığı yüzde 8.4’e yükseldi. Suna Kıraç’ın geriye kalan mal varlığı ise Medeni Kanun uyarınca dörtte üç oranında İpek Kıraç’a, dörtte bir oranında İnan Kıraç’a devroldu.
(Çarşamba öğle saatleri itibarıyla Koç Holding’in yüzde 8.4’ünün değeri yaklaşık 940 milyon dolar. Daha sonra yapılan kısmi bölünme yoluyla Temel Ticaret’e ait Koç Holding yüzde 43.7 hissesi, Family Danışmanlık Gayrimenkul Ticaret AŞ’ye devredildi. Family Danışmanlık şirketinin yüzde 100 hissesi Temel Ticaret’e ait olduğu için, aile bireylerinin Koç Holding’deki dolaylı ortaklık payları değişmedi)
Suna Kıraç’ın mirasının bölüşümünün ardından hayat eskisi gibi akıp gidiyordu. İpek Kıraç başta Sirena Yacht adlı tekne yapım şirketi olmak üzere Kıraça Holding’in işlerine yoğunlaşırken; Koç Holding, Temel Ticaret ve Family Danışmanlık şirketlerindeki yönetim kurulu üyeliğini sürdürüyordu. Suna-İnan Kıraç Vakfı ve Suna’nın Kızları gibi iki önemli “hayır” faaliyetinin yükü de İpek Kıraç’ın üzerindeydi.
Yaşı ilerleyen İnan Kıraç ise zamanının büyük bölümünü Galatasaray Eğitim Vakfı’na harcıyordu. O dönemde bazı sevimsiz olayların mağduru olsa da (Sezgin Baran Korkmaz ve Fransa’da bir dolandırıcılık vakası) İnan Kıraç hala yaptığı hayır işleriyle anılıyordu.
2024 ortalarında İstanbul iş dünyasını hayrete düşüren bir gelişme yaşandı. Merhum eşi Suna Kıraç’ın vasiyetine rıza gösteren İnan Kıraç aradan iki yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra vasiyetnamenin iptali için dava açmıştı.
Gerginlik, 88 yaşındaki İnan Kıraç’ın Aralık 2024’te Koç Grubu’nun eski yöneticilerinden Emine Alangoya ile evlenmesiyle yeniden alevlendi. İpek Kıraç, babasının “fiil ehliyeti”nin bulunmadığını öne sürerek evliliğin iptali için İstanbul Anadolu 18. Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Adli Tıp Kurumu raporu, İnan Kıraç’ın fiil ehliyetinin yerinde olmadığını açıkça ortaya koydu ve kendisine vasi atanması gerektiğine karar verdi. Mahkeme, bu rapor doğrultusunda avukat Atakan Yılmaz ve Mert Öztekin’i vasi olarak görevlendirdi ve evliliğin iptaline karar verdi. İnan Kıraç profesyonel kadrolara teslim edildi, sağlığının en iyi şekilde korunması için özel sağlık ekipleri görevlendirildi. (Bu dönemde medyaya İnan Kıraç’ın Suna-İnan Kıraç Vakfı Yönetim Kurulu toplantısındaki “fiili yetersizlik” hali de yansıdı. Hemen ardından İnan Kıraç Galatasaray Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı camianın önemli isimlerinden Muharrem Yılmaz’a devretti)
Bu süreçte, İnan Kıraç’ın bir hastanede “tecrit” edilmesi, daha sonra “kaçırılma girişimleri” basına yansıdı. İpek Kıraç babasından haber alamamaktan yakınıyor, Emine Alangoya ise İpek Kıraç tarafını suçluyordu.
Belki de aile içinde yaşanan krizin zirveye çıkması, çözümü de beraberinde getirdi. İpek Kıraç kırgınlıkları bir kenara bırakarak babasıyla yeniden iletişim kurdu. Galatasaray Lisesi camiasının önde gelen isimleri de “mektebe” tarihin en büyük katkılarını yapan ağabeyleri İnan Kıraç’ın yardımına koşup, sürecin normalleşmesine katkı yaptılar.
Bugün itibarıyla ailede sular tamamen durulmuş halde. Geçen Kurban Bayramı’nda yaşanan ilk iletişimin ardından İpek Kıraç babasını hemen her gün Vaniköy’deki evinde ziyaret ediyor. Gelemediği günlerde, İnan Kıraç mutlaka kızını arayıp konuşuyor. İnan Kıraç’ın tedavisi “kısa süren evliliğinin” ardından profesyonel bir sağlık ekibi tarafından kendi evinde yürütülüyor.
Ancak bu olumlu gelişmelerin yanında mahkeme süreçleri de devam ediyor. Adlı tatilin bitmesinden sonra dosyalar yeniden gündeme gelecek. Bu davalar neden önemli derseniz, çünkü ortada Türkiye’nin önde gelen bir ailesinin mal varlığı var.
Evliliğin iptali davasında, 2 genç vasinin atanmasıyla birlikte İnan Kıraç, mal varlığı üzerinde tek başına tasarruf hakkına sahip değil. Önemli mali işlemler, yatırım kararları ve mülk satışları vasilerin onayına tabi. Yeni borçlanma, bağış veya hisselerin devri gibi tasarruflar da mahkeme ve vasilerin iznine bağlı. Kanun uyarınca vasiler, hem İnan Kıraç’ın menfaatlerini korumak hem de mevcut hukuki davalarda onun adına hareket etmekle görevlendirildi.
Piyango Çorum'a çıktı
İşte tam bu süreçte İnan Kıraç’ın vasilerinin, süren davaların vekâletini Çorum Barosu’na kayıtlı avukat Eşref Kaya’ya verdikleri ve vekalet ücreti için ilk aşamada 128 milyon TL avans öngördüğü ortaya çıktı. Medyaya yansıyan haberlerde, süren davaların maddi büyüklüğünün 3.2 milyar TL olduğu ileri sürüldü. Bu rakamın yüzde 4’üne denk gelen 128 milyon TL’nin sadece “avans” olması büyük tartışma yarattı. (Nitekim aşağıdaki kutuda göreceğiniz üzere avukat Eşref Kaya, vasilerle yüzde 10’luk bir anlaşma yaptığını, sadece tek bir davanın büyüklüğünün 3.2 milyar TL olduğunu belirterek en azından 320 milyon TL’lik ücrete hak kazanacağını ima ediyor. Dava sayısının 30’dan fazla olduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor)
Barolar Birliği’nin 2025 Avukatlık Ücret Tarifesi ise bize bambaşka rakamlar söylüyor. Resmi Gazete’de yayınlanan tarifenin “Yargı Yerler ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olan veya Para ile Değerlendirilebilen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret” bölümüne göre, davaların 11 milyon 600 bin TL’yi aşan kısmı için ödenecek ücret davanın toplam büyüklüğünün yüzde 1’i. Düşük kademelerdeki daha yüksek oranları da dikkate alarak kuruşu kuruşuna bir hesaplama yaptığımızda 3.2 milyar TL’lik bir davanın vekalet ücreti 32 milyon 492 bin TL olarak ortaya çıkıyor. (Elbette Çorum-İstanbul seyahat masrafları bu rakama dahil değil!)
İddialara göre belirlenen yüksek ücretler, miras paylaşımı ve vasiyetin uygulanma biçimini de etkileyebilecek nitelikteydi. Çünkü Suna-İnan Kıraç çiftinin evlilik süresince edindikleri mallarla ilgili süregelen bir dava var. 3.2 milyar TL’lik dava değerinin tam olarak nasıl hesaplandığı soru işareti. Henüz “belirsizliklerin” yaşandığı, çok sayıda davanın bulunduğu bir süreçte vasiler aracılığıyla seçilen avukatla ilgili soru işaretleri de kamuoyunda tartışılmaya başlandı.
Bu gelişme üzerine İpek Kıraç, 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ihtiyati tedbir talebinde bulunarak, 128 milyon TL’nin ödenip ödenmediğinin tespiti, ödendiyse de bu tutarın vesayet hesabına iade edilmesi, ödenmemişse ödemenin engellenmesi için geçici tedbir kararı verilmesini istedi.
Tüm bu gelişmeler; baba-kız ilişkisi normale dönerken, aile içindeki denge sağlanmışken, hukuki açısından sürecin hayli uzun süreceğine işaret ediyor. Adli tatilin ardından; vasiyetnamenin iptali davası, servet transferi iddialarına ilişkin incelemeler, mal varlığına yönelik diğer uyuşmazlıklar mahkeme gündemine gelecek.
Eşref Kaya: Yüzde 10 üzerinden anlaşma yaptık
Gerçek Gündem haber sitesinde Seyhan Avşar imzasıyla yayımlanan haberde, Anadolu Adliyesi’nde yaşlı ve zengin isimlere genç avukatların vasi olarak tayin edildiği, tayin edilen isimlerin farklı kentlerdeki avukatlara fahiş vekâlet ücreti ödedikleri, İnan Kıraç’a vasi tayin edilen iki avukatın da Kıraç’ın avukatlarını azlederek, Çorumlu avukat Eşref Kaya’ya, duruşmaya bile girmeden 128 milyon lira ödeme yaptığı iddiaları yer aldı.
Eşref Kaya T24 haber sitesine bir açıklama yaparak bu iddiaları şöyle yanıtladı:
“128 milyon ödeme yapılmış, 1 TL ödeme almadım. 2.5 aydır bu davalar için sürekli İstanbul’a gidip geliyorum. Masrafları cebimden karşılıyorum. 1 TL para almadım ama para almışım gibi lanse ediliyor. Mesela İpek Kıraç ile İnan Kıraç arasındaki davanın şu andaki ekonomik değeri ne kadar biliyor musunuz? 3.2 milyar lira. Ben 30’un üzerinde davasına bakıyorum İnan Kıraç’ın. Bu davalarla ilgili sözleşme yaptık. Mahkemenin her işlemi denetime tabidir. Bizim de her işlemimiz denetim altındadır. Avukatlık kanunu 164. madde der ki, “Bir avukatın ücreti en az yüzde 10 olmak üzere yüzde 30’a çıkabilir.” Biz minimum oran olan yüzde 10 üzerinden anlaşma yaptık bütün davalar için. Onlar sadece ekonomik büyüklüğü olan bu davayı göz önüne alıyorlar. 3.2 milyarlık bir dava, onun da yüzde 10’u 320 milyon eder. Avukat bu kadar para mı alır diyorlar. 1 TL almadığımız davada bizi suçlamaya çalışıyorlar. Mesela Emine Alangoya’nın çalışanlarının marifetiyle İnan Kıraç’ın hesabından 180 milyon TL lira para çekilmiş. İnan Kıraç’ı yağmalamaya çalışıyorlar. Suç duyurularında bulunduk”
İnan Kıraç'ın taraf olduğu milyarlık davaların vekaletini alan Avukat Eşref Kaya'nın bürosu Çorum merkezde.
Kaya 2019 seçimlerinde Çorum Alaca belediye başkanlığı için AK Parti'den aday adayı olmuştu.