Tıpkı kabinede veya bürokraside olduğu gibi 3 Haziran sabahı Resmi Gazete’ye göz atanlar bir anda altı YÖK üyesinin görevden alındığını, yerine beş akademisyenin görevlendirildiğini gördü. Yetmedi, bir hafta sonra iki akademisyen daha YÖK’e atandı.
Atamaların altında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası vardı.
YÖK üyeliklerine yapılan yeni görevlendirmeler, iktidar yanlısı medyada her zaman olduğu gibi pek yer bulamadı. “Olağan durum” olarak karşılandı.
Ancak durum gerçekten olağan mıydı? Gerçi muhalif kesimde de durum iktidardan farklı olmadı. Ankara’da konuşulanlara bakılırsa durum pek öyle olağan gözükmüyordu. Fakat her ne hikmetse YÖK atamaları saman alevi misali gündem oldu, bitti.
***
Kulislere yansıyanlara geçmeden önce YÖK’ün özellikle üyelikler üzerinden içinde bulunduğu tabloya bakmak fayda sağlayacak.
YÖK artık hemen herkesin bildiği üzere 12 Eylül’den miras kaldı. Yıllar içinde yükseköğrenimi akademinin ihtiyaçlarına göre değil, siyasetin talimatlarına göre yönlendiren kurum, AKP döneminde iyiden iyiye antidemokratik uygulamalara imza atmaya başladı.
Bir hatırlatma yapmak gerekirse; Erdoğan Teziç’in başkanlığı döneminde neredeyse hemen her gün YÖK’ü eleştiren ve kurumun kaldırılacağı yönünde iktidardan açıklama üzerine açıklama gelirdi. Fakat Teziç’in görev süresinin sona ermesi, ardından da AKP’ye yakın akademisyen Yusuf Ziya Özcan’ın göreve gelmesiyle birlikte iktidar Teziç dönemindeki söylemlerini tamamen ortadan kaldırdı!
Sahibinin sesi
Zira YÖK artık iktidarın istemleri ve önerileri doğrultusunda hareket etmeye başladı.
YÖK’ün yakın tarihine bakıldığında ortaya çıkan fotoğraf şöyle:
AKP’nin iktidara gelmesiyle beraber Prof. Dr. Yekta Saraç, hem kurumda hem de genel kurulda belirleyici oldu.
Nakşibendi tarikatının önde gelen isimlerinden Mehmet Emin Saraç’ın oğlu olan Saraç, 2010-2014 yılları arasında dönemin YÖK başkanları Yusuf Ziya Özcan ve Gökhan Çetinsaya döneminde “başkan vekili” oldu.
Saraç’ın Çetinsaya’dan sonra YÖK başkanı olması dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan arasında siyasi krize neden oldu. Zira Gül, Saraç’a sıcak bakmadı ve Gül’ün görev süresinin dolmasıyla Erdoğan, Saraç’ı YÖK başkanı yaptı.
Saraç yaklaşık 18 yıl boyunca YÖK sisteminin içerisinde yer aldı. Buna karşın Erdoğan’ın kullanmayı çok sevdiği tanımlamayla “bir gece ansızın” başkanlıktan alınıverdi.
Kulislere yansıyan bilgilere göre Saraç’ın görevden alınmasında, Prof. Dr. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne getirilmesi sırasındaki tartışma etkili olmuştu. YÖK Bulu’yu göreve atadı. Ancak Bulu yoğun tepkiler nedeniyle altı ay sonra görevden alındı. Bu süreçte Saraç’ın Bulu’yu rektör olarak istemediği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saraç’ın görüşüne onay verdiği fakat daha sonrasında Saraç’ın Bulu hakkındaki yaklaşımına tepki gösterdiği ifade ediliyor.
Erdoğan 30 Temmuz 2021 sabaha karşı 03.00’te yayımlanan Resmi Gazete’de Saraç’ı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı yaparken, yerine Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar’i atadı.
Özvar gelecek ay görevinde bir yılı dolduracak. Atamanın YÖK yönetiminde bir ekol farklılığını beraberinde getirdiğini söylemek yanlış olmaz.
Yeni Başkan Özvar başkanlık koltuğuna oturduktan sonra bir süre Saraç’tan kalan ekiple çalışmaya devam etti ancak bu süreçte yavaş yavaş sıkıntılar baş gösterdi. Saraç döneminden kalan bazı YÖK Genel Kurul üyeleri ile yeni başkan Özvar arasında fikir ve uygulama farklılıkları nedeniyle sorunlar yaşanmaya başlandı.
İtirazlar gerilimi artırdı
İddialara göre bazı eski üyeler, Özvar’ın uygulamaya koymak istediği kararlara direnç gösterdi. Yapılmak istenilen kimi uygulamaların yanlışlığını gündeme getiren üyeler, konuların imza altına alınmadan önce genel kurulda tartışılması gerektiğinde ısrarcı oldu.
Saraç döneminden kalan üyelerden bazıları, yürürlüğe konulacak kararlar öncesinde ön çalışmalar yapılmasını, konuşulmasını isteyerek yönetime göre sürecin uzamasına neden oldu.
Eh, böylesi bir durumda yapılması gereken belliydi. İktidarın uygulamaktan memnun olduğu şekliyle durum Erdoğan’a aktarıldı ve sonunda beklenen operasyon geliverdi yine “bir gece ansızın.”
YÖK üyelerine operasyon yapılarak kadro mevcut başkan Özvar’ın talepleri doğrultusunda yenilendi.
***
Erdoğan bilindiği gibi 3 Haziran sabahı henüz gün ışımamışken YÖK Genel Kurulu’nun altı üyesini görevden aldı. Görevden alınanlardan Prof. Dr. Mehmet Şişman 2012, Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan 2015, Prof. Dr. Murat Tuncer, Prof. Dr. Hayati Develi, Prof. Dr. Mustafa Çiçekler ve H. Abdullah Kaya 2016’dan bu yana YÖK üyesiydi.
Aslına bakarsanız Prof. Dr. Şişman hariç diğer beş üyeyi atayan da Erdoğan’dı. Ancak Özvar’ın talepleri doğrultusunda kadro düzenlemesi yapıldı.
Yeni atananlardan Prof. Dr. Cevahir Özkurt Eski KOSGEB Başkanı. Prof. Dr. Halit Eyüp Özdemir Marmara Üniversitesi kökenli. Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda (ASHB) görev yaptı. Aynı zamanda Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde de ASH Bakanı oldu.
Diğer üyelerden Prof. Dr. Murteza Demir ise yine Marmara Üniversitesi kökenli ve halen İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı. Prof. Dr. Haldun Göktaş Ankara Bilim Üniversitesi’nden. Prof. Dr. Kemal Şenocak Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü. Prof. Dr. Hüseyin Karaman da Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi rektörü.
Bu arada görevden almalardan sonra Özvar’ın başkan vekilliklerini yürüten ve 2015’ten bu yana YÖK Genel Kurul Üyesi olan Prof. Dr. Rahmi Er ile Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu, görevlerinden istifa ettiler. Yeni üyelerden Uzkurt ile Göktaş, Özvar tarafından YÖK Genel Kurulu’nda başkan vekilliklerine getirildiler.
Saray’dan bürokratlar
YÖK Genel Kurulu’nda akademisyenlerin yanı sıra üç de bürokrat var. Bu isimler daha önce Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan ve halen Erdoğan’ın başdanışmanlarından Fahri Kasırga, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel. Ayrıca yine Marmara Üniversitesi kökenli Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı.
Bir ekleme yapayım; Hasan Doğan nasıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağ koluysa, Metin Kıratlı da sol kolu. İddiaya göre Kıratlı YÖK Genel Kurulu’nda oldukça etkin. Hatta daha ileri söylemle gizli başkan olduğu öne sürülüyor.