Bizde milliyetçilik güçlü devlet talebinde şekilleniyor. Ancak Afrin, Libya ya da Karabağ’da alınan pozisyonlar o günkü duyguları coştursa da geçim sıkıntısı varsa, oy tercihini tetiklemez
Geçen haftaki siyasi ittifakların geleceği ve özellikle bu kapsamda Cumhur İttifakı’nın yeni hamlelerine dair analizimizden sonra bir okurun oldukça anlamlı soruları oldu: “Kamuoyunda MHP’nin Ak Parti’ye verdiği destek sayesinde devletin PKK karşısında tarihinin en başarılı performansını yakaladığı yönünde kuvvetli bir yargı varken MHP’nin baraj altında gösterilmesinin iki izahı var. Ya veriler gerçekçi değil ya da toplumda görünür olmayan dip akıntılar var. Kötü yönetim, ekonomik sıkıntılar gibi faktörler denilebilir. Bu tespit şu 2 sorgulamayı hak eder. 1) Bu faktörler Ak Parti oylarını düşürmezken MHP oylarını neden düşürüyor? 2) Toplumun kimyasını belirleyen PKK karşısında başarı varken milliyetçi oyları neden düşüyor? Milliyetçiler için bu başarı hikayesi ekonominin gölgeleyeceği kadar önemsiz mi? Türk milliyetçiliği ciddi bir yeniden yapılanma içine mi girdi yoksa Ak Parti’ye mi göçüyor?”
Önce anketler ve özellikle de MHP’nin baraj altı gösterildiği meselesine değinelim. Anketlerin belli hata payları içinde bir bilimsel kamuoyu ölçüm tekniği olduğunu hatırlatmalıyım. Elbette bu türden uygulama ve teknik sorunları, doğası gereği içinde barındırdığını hatırlatmalıyım. Bu nedenle bir anket üzerinden bir partinin çeyrek puan ile baraj altında veya üstünde ölçülmüş olması seçimde bu sonuç çıkacağı anlamına gelmez. Ama eğer seçimden bu yana geçen 27 aylık süre ve 27 araştırma dizisi bulgusu, bir partinin bir oran aralığı içinde sıkışıp kaldığını gösteriyorsa bu anlamlı bir bulgudur. Bu bulgular dizisinden bakıldığında MHP’nin baraj civarında veya hemen üstünde bir orana veya oy aralığına sıkıştığını söylemek mümkündür. O nedenle medyanın sansasyonel başlık arayışıyla ve yalnızca “MHP baraj altı” başlığını layık gördüğü araştırmaları yayınlaması başka bir şeydir, MHP’nin bir oy aralığına sıkışmışlığı da başka bir şeydir.