Bilim bir çeşit sorun çözme aracı olduğu için ve insanlar negatif konuların yarattığı rahatsız edici duygulardan ötürü onları daha çok hatırladığı için, bazen bilimsel konular sadece kötü şeylerle ilgiliymiş gibi bir algı oluşabiliyor. Bu elbette doğru değil, zira şu yazıyı okuyabilmenizi bilime borçluyuz; ama bu teknolojileri o kadar kanıksamış haldeyiz ki (ve yepyeni bilimsel atılımlar da hayatımıza o kadar girmemiş bir noktada oluyor ki) bilimdeki güncel ve müthiş başarıları ya çok sıradan ya çok farazi buluyoruz. Bu, bilimin gücüyle ilgili oldukça ilginç bir ikilem.
O nedenle bugün size bilimle ilgili iyi bir haberden ve onun bize öğrettiklerinden bahsetmek istiyorum. Üstelik bu başarının tarihini, bu satırları okuyan hemen herkesin hatırlayacağını düşünüyorum, çünkü konu ozon tabakasıyla ilgili: 1989 yılında devreye giren Montreal Protokolü, tam da bilim insanlarının öngördüğü gibi ozon tabakasındaki “delinmeyi” tersine çevirmeyi başardı ve işler böyle iyi giderse ozon tabakası 2040 yılına kadar 1980’lerdeki sağlıklı seviyelerine dönecek. Arktik Çemberi (Kuzey Kutbu) üzerindeki ozon tabakasının tamamen iyileşmesi 2045’i, Antarktika (Güney Kutbu) üzerindeki ozon tabakasının tamamen iyileşmesiyse 2066 yılını bulacak; ama başaracağız! Her şey yolunda gözüküyor!
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim