Akademiden utanç manzaraları

Bilim insanlığın en büyük buluşu, en müthiş başarısı. Diğer hayvanların arasından sıyrılıp gezegene hâkim olmamızı, doğanın bedenlerimize biçtiği kısacık kullanım süresini uzattıkça uzatmamızı sağlayan en hakiki mürşidimiz. Bilime sarılan ülkelerin insanları önlenebilir hastalıklardan ölmüyor, göz göre göre fay üzerinde yapılan çürük binalara mahkum olmuyor, yine de bir afet yaşanırsa yardımlarına koşmakla görevli kurumlarda tarikat tavsiyesiyle değil, liyakat terazisiyle seçilmiş personelin çalıştığını biliyorlar. O ülkelerde yolsuzluk, hırsızlık, iş bilmezlik seccadenin altına süpürülüp gizlenemiyor, çünkü bilimin doğanın gizlerini çözmesi için geliştirilen veriye, test edilebilir bilgiye dayalı “inanç güncelleme sistemi” aynı zamanda neyin gerçek, neyin yalan, kimin yetkin, kimin kof olduğunu anlamak için de kullanılabiliyor. Bilime kapıyı kapatmak, yönünü karanlık çağlara, Afganistan’a filan dönmek demek.