Mavi ekran

1999’da kimi insanlar 31 Aralık gecesi saat tam 12’de bir felaketin yaşanacağından korkuyordu. Niye mi? Eskiden bilgisayarlar çok küçüktü. Bu yüzden de makinenin belleğinde az yer tutacak bilgisayar programları üretmek, yazılımcılar için bir marifet göstergesiydi. “Programlama” denen işin doğduğu 20’nci yüzyılın ortalarında (söz gelimi banka hesaplarını işleyecek programlar yazmakta olan) birçok yazılımcının aklına, tarih bilgilerini tutarken yıl hanesi için iki rakamlık yerden tasarruf etme fikri gelmişti: “Nasılsa yıllar hep 1 ve 9 rakamlarıyla başlıyor. Bellekte sadece sondaki iki rakam için yer ayırırım; programı da tarih bilgisini bastırması gerektiğinde önce 19 yazıp sonra o iki rakamla devam edecek şekilde kurgularım!”
Neden sonra bir grup akıllı insan yılları bu şekilde izleyen bilgisayarların 31 Aralık 1999’dan sonra 1 Ocak 1900 tarihine “atlayacaklarını” ve bunun bir yığın dert çıkaracağını fark etti. Kollar sıvandı, yazılımlar dünya çapında elden geçirildi. Önlemler sayesinde korkulan olmadı; 2000’e girdiğimizde sistem çökmedi.