1960’ların başlarıydı. İstanbul Üniversitesi’nde okumakta olan Ömür Akyüz, (o zamanlar yükseköğretim de veren) Robert Kolej’in öğrencilerinden bir arkadaşını ziyarete gitmişti. Gözü masanın üzerindeki uygarlık tarihi üzerine İngilizce kitaba takıldı. Arkadaşı durumu “Biz bunu derste okuyoruz” diye açıkladı. Fen ve mühendislik öğrencilerinin insanlığın bilgi zenginliğinin bu yanını da öğrenmelerinin şart koşulması genç Ömür’e mantıklı geldi; “Keşke bu okula başvursaydım” diye düşündü.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim