38 yıldır akademik yuvam olan Boğaziçi’ne ilişkin birkaç söz etmek istiyorum. Boğaziçi Üniversitesi bu ülkenin gözü gibi sakınması, Anadolu’nun her köşesinden en büyük liyakat sınavıyla alıp yetiştirdiği insanların ekonomiye, sanata, dünya bilimine yaptıkları katkılarla övünmesi gereken büyük bir değeridir. Bu zenginliğin bir yönü de demokrasiyi içselleştirmenin bu topraklarda da mümkün olduğunu kanıtlayan meşhur “Boğaziçi kültürü”dür. Formül basit: Görüşleri, kökenleri, inançları farklı olsa da bu kuruma girmek için gerekli objektif akademik liyakat çıtasını aşmış bütün insanlar “Boğaziçili”dir. Herkes saygıyı hak eder ve başkalarına saygı gösterir. Kapılarda “Prof”, “Doç” gibi unvanlar yazmaz, asistanlar hocaların çantasını taşımaz, herkes işini yapar, zaten bu noktaya gelmek için çok dirsek çürütmüş, çalışkan insanlar oldukları için de işlerini iyi yaparlar. Başka toplum yapılarını bilemem ama böyle bir topluluğun sağlıklı işlemesi için yöneticilerin eşitler arasından seçimle belirlenmesi şarttır, Boğaziçi’nde de böyle olur.
05.02.2021 06:00
Yanlış karardan geri dönmek erdemdir
Boğaziçi Üniversitesi, bu ülkenin gözü gibi sakınması gereken bir değerdir. Böyle bir topluluğun sağlıklı işlemesi için yöneticilerin seçimle belirlenmesi şarttır. Atanan ismin ne kadar yanlış olduğu belli. Yanlışınızı söyleyen düşman değil, dostunuzdur
Google’ın kuantum bilgisayarı neyi başardı?
20 Aralık 2024
Sosyal medya rehberi
13 Aralık 2024
Tuhaf bir zekâ
06 Aralık 2024
Kuantum mutluluğu
29 Kasım 2024
Bayat bir fikir
Tüm Yazıları
22 Kasım 2024